Bir Eylül Günüydü. Hava yavaş yavaş kararıyordu. İnsanlar işlerinden çıkmış evlerine gitme telaşındaydılar. O da kendini sokağa atmıştı. Çok yoğun bir gündü. Yorgundu. Kalben yorgundu, Ruhen yorgundu. Korkuları gün yüzüne çıkmıştı, Ne yapacağını düşünerek yolda başı önüne eğik yürüyordu. Yağmur da yağmaya başlamıştı. Kendini yağmurun yağışına bırakmış yürüyordu. Sürekli ben ne yaptım ben ne yaptım diye kendi kendine söyleniyordu?
35 yaşındaydı. Hafif tombul, hayata küsmüş, önüne gelen güzellikleri eliyle itmiş kendini hayatında zindana kapatmış bir bayandı Esra. Hayatında ailesinden kaçmak için evlenmişti. Evliliği istediği gibi gitmemiş zorla da olsa yürütmeye çalışıyordu.
Bir gün şirket öğle yemeğinde bayanların sohbeti sırasında kulak misafiri olup BDSM diye bir şeyler duymuştu. Yakın arkadaşına sorduğunda ona Grinin 50 tonu adlı kitabı okumasını önermişlerdi.
BDSM ile tanışması bu sebeple olmuştu. O günde bu kitabı almak için çıkmıştı şirketten. Kitapçıya gidene kadar sırılsıklam olmuştu. Girip girmemek arasında kalmıştı Esra. Hem çekiniyor hem almak istiyordu kitabı...
D&R 'ın kapısında bir kendine, bir durumuna bakmıştı Çantasında çok parada yoktu diye geçmişti içinden. Sonra bir hamle yaparak dükkânın içine girmişti. Dükkân da kaloriferler içeriyi sıcak yapmıştı. İlikleri ısınmıştı içeri girince. Dışarı da üşümüştü.
Raflara bakınmaya başlamıştı Esra. O sırada D&R da görevli olan bir çocuk da onu fark etmişti. Biraz bekledikten sonra yanına giderek "Nasıl yardım edebilirim" diye sormuştu.
Esra hiç beklemiyordu böyle bir yaklaşımı bir anda kendine gelip kekeleyerek bir kitap arıyorum. İsmi de "Grinin 50 tonu" diyebilmişti sesi kısılarak.
Çocuk gülümseyerek kitabı olduğu raftan Esra'ya uzatmıştı. "Sanırım arkadaş tavsiyesi" diyerek de gülümsemişti...Esra'nın o anda sanki nutku tutulmuştu hiç beklemediği bir soruydu. (Galiba arkadaşa tavsiyesi) bir anda daha da içine kapanmıştı sadece iki gözünü kırparak evet diyebilmişti çalışan çocuğa.
Biraz daha raflarda dolanıp kitaplara bakmıştı ve elindeki kitabın etiketine bakıp yanında olan paranın ona yetip yetmeyeceğine bakmıştı dolaşırken dükkanda ancak kitabı alıp kendisini eve götürecek kadar parası olduğunu görmüştü. Kitabı alıp almamak arasında tereddüt etmişti maaşını almaya daha birkaç günü vardı. Kitaba bakarken aklına bir sürü soru gelmeye başlamıştı. " Eve gidince kitap aldığını eşine söylemeli miydi, aldığı kitap hakkında eşinin bilgisi var mıydı? Yok muydu? . Eşi o kitabı okumuş muydu? Okudu ise kendisine ne gibi bir yaklaşımda bulunacaktı neden bu kitabı alma ihtiyacı hissettin"
gibi sorulara ne gibi cevaplar verebileceğini henüz düşünmemişti ama sonunda tüm cesaretini toplayıp kitabı almaya karar vermişti. Kitabı büyük bir utangaçlıkla almıştı Esra kasadan. Ona sıkıca sarılmış. Kimse görmesin diye kasiyerden zorla bir siyah torba istemişti.
Dışarda yağmur fazlalaşmıştı. İş kıyafetiyle olduğu için bu yağmurda dışarı çıkamayacağını düşünerek D&R içinde bekleyebilecek bir yer bakınmaya başlamıştı. Göz ucuyla etrafa bakarken görevli çocuğunda ona baktığını hissetmiş iyice utanmıştı.
İçerde duran koltuğa doğru giderken " Dışarıda hava çok yağmurlu isterseniz şurada oturup bekleyebilirsiniz yağmur dinene kadar " elemanın ona söylediğini duymuştu. Bir yandan kitabın ona verdiği heyecan, bir yandan elemanın ona karşı olan ilgisi onu hem daha dikkatli hem hoş duygularla doldurmuştu. Eşinden uzun zamandır görmediği ilgiyi bir kitap alarak görmenin mutluluğunu yaşamıştı.
Koltuğa oturmuştu. Dışarda Şimşekler çakıyordu. Esra şimşeklerden de korkuyordu her çakışında biraz da geriliyor kendini çekiyordu. O zaman elemanla yakınlaşmaları başlamıştı. 30 yaşlarında, Orta Boylu, Yapılı bir çocuktu. İşten arta kalan zamanında Esra'nın yanına gelip sohbet ediyor onu sakinleştirmeye çalışıyordu.Esra, Görevli çocuğun ilgisinden etkilenmeye başlamıştı. Gözü yakasında asılı olan adına takılmıştı. Hem çekiniyor. Hem fark ettirmeden ismini öğrenmeye çalışıyordu ona teşekkür edebilmek için.
Görevlinin Adı Murat'tı. Dalgalı saçlı, Yapılı vücutlu, kumral bir adamdı Murat. D&R da çalışmaya işyeri iflas ettikten sonra başlamıştı. Hayata yeniden başlamaya çalışıyordu. Dominant bir karakteri olduğunu ilk evliliğinden sonra fark etmişti.
Bir yakın arkadaşıyla sohbet ederken BDSM fark etmeye başlayıp sonradan internetten araştırmalar yaparak kendini geliştirmeye çalışmıştı. Okumayı, araştırma yapmayı çok seven bir yapısı vardı. İş yeri iflas ettikten sonra kız arkadaşıyla olan ilişkisi de bitmişti.
İş yerinden kalan borçlarını kapatabilmek için iki işte beraber çalışıyordu. O da Esra'nın çekingen tavırlarından, gözlerindeki mutsuzluk belirtilerinden etkilenmişti ama ona nasıl yaklaşıp onunla arkadaş olabilir miyiz diye diye rafların arasında müşterilerle ilgilenirken kafasında bu düşünceyle dolaşıyordu. Ya beni yanlış anlarsa deyip kendini geri çekmeye çalışıyordu.
Yağmur şiddetini kaybetmiş hafif hafif çiselemeye devam ederken Esra eve geç kalmamak için yerinden kalkmış göz ucuyla Murat' ı arayıp ona Teşekkür etmek için hareketlenmişti. Bu yaptığı her ne kadar kendine, hayat tarzına, yaşamına ters gelse de içinde yeniden heyecan oluşmaya başlamıştı.
Murat müşteriyle ilgileniyordu. Onlara aradıkları kitapların yerlerini gösteriyordu. Esra'nın yerinden kaldığını fark etmemişti. Esra, Onun meşgul olduğunu görünce kapıya doğru yönelmişti. Kapıya geldiğinde son bir defa arkasına baktığında Murat'ında ona baktığını fark edince duraklamıştı.
Murat yanına gelerek, "Umarım sakinleşmişinizdir. Ben Murat" demişti. Esra öne arkaya başını sağlayarak onayladıktan sonra " Her şey için teşekkür ederim. Tekrar görüşmek üzere " diyerek son bir kez Murat'ı süzerek kapıdan kendini dışarı can havliyle dışarı atıp evin yolunu tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'la DANS
General FictionÖNSÖZ Amatör bir yazım karakteri olduğum için ilk denememde yapıcagim yanlış veya ifadelerde eksiklikler için baştan siz okuyucalardan özür dilerim. Bu hikaye Bir Hatun'un Hayat sürecinde yasadıkları , Bdsm ile tanışması, Sosyal hayatı ile diğer...