Bölüm - 8

964 6 0
                                    


Gece Yarısını geçmişti. Kapının açıldığını Atakan'ın geldiğini anlamıştı.Gece boyu ağladığı için  hem üzgün, hem de suratını görmek istemediği için hemen yorganı üstüne çekip cenin şeklinde yorganın altına saklanmıştı .

Atakan odaya gelmiş,  leş gibi alkol kokusu sarmıştı ortalığı. Sanki tüm içkileri içmiş gibi kendinden geçmişti.  Kendi kendine mırıldanıyordu, odanın içinde  üstündekileri çıkarıp yere attıktan sonra yatağa girmiş,hemen uyumuştu.

Atakan'ın yanında uyuduğundan emin olduktan sonra Esra yataktan çıkmış salona geçip koltuğa  geçmişti.Salona geçerken dolaptan   bir pike almıştı.Çok ses çıkarmadan  koltukta  bacaklarını karnına doğru çekip  pikeyi üstüne aldıktan sonra " Grinin 50 tonunu "okumaya devam etmişti. Okurken de  hayal kurmaya , kendini onun yerine koymaya çalışmıştı.Bu onu daha da heyecanladırmış  bir yandan okurken,   kendine dokunmaya da başlamıştı.

Kitabı okudukça filmini seyretmek  anlamak istiyordu. Saate gözü takılmıştı, neredeyse sabah 4'e geliyordu.   Bugün onun için önemli bir gündü. Kitabı kaldırıp  saati 7'ye kurup   koltuğa uzanmıştı. Atakan kalkma'dan evden çıkmak istiyordu.

Sabah ışıkları yüzüne vurduğu  zaman yerinden fırlamıştı. O sırada koltuğun önünde  duran sehpaya bacağını vurmuş , sehpa da duran  vazo devirmiş kırmıştı.Sıçrayan cam parçalarından biri bacağını sıyırmıştı.  Bu seslere inşallah Atakan'ı  görmem karşımda diye kafasından geçirmişti.  Koltuktan kalmış   tuvalete gidip  bacağına pansuman yapıp  yara bandıyla kapatmıştı. 

Oda'ya girdiğinde derin bir nefes çekip Atakan'ı hala uyuyor gördüğünde sevinmişti.  Bugün  pantolon takım giyecekti ama sabah yaşadığı kazadan dolayı etek takıma  değiştirmişti.İşe gittiğinde bu yüzden laf yiyeceğini biliyordu ama bunu kabul etmişti . Bir an önce evden çıkmak için   sadece saçlarını toplamış  evden çıkmıştı. İş yerinde makyaj yaparım diye düşünmüştü. 

Hava güzeldi Vitrinlere bakarken yasadıklarını düşünüyordu. Evliliğinin nereye doğru gittiğini düşünüyordu. Yolda giderken  Işıl ile karşılaşmıştı.  İşe gidene kadar  sohbet ederken  yaşadıklarından bahsediyordu. Işıl da  dinliyordu. En son

Işıl - Esra  buna sen karar vereceksin. Benim kendime göre nedenlerim vardı. şimdi mutlu muyum, evet rahatım yerimde işim var oğluma bakabiliyorum.   Sen mutlu olacak mısın? kendini idare edebilecek misin bunları düşün .

Yoldan bir kaç poğaça alıp  iş yerine gelmişlerdi. Kafeterya da çay alıp   hem sohbet ederek  hem de ayranlarını  içerek  işe başlamaya  hazırdılar .Esra  Işıl'ın  söylediklerini  düşündükçe   kendi kafasında artık  belli senaryolar ortaya çıkmaya başlamıştı .Sadece bunları düşünüp kendisi için en iyisi hangisi olması gerektiğini düşünmesi gerekiyordu.  Esra  Işıl ile konuşmalarını   onu biraz daha rahatlatmıştı kendine güvenini yerine getirmişti.

Esra-  haklısın Işıl   artık bir karar vermem lazım hem yolumu çizmem hemde ne istediğime karar verip onun için çalışmam lazım Çok teşekkür ederim.

Her ikisi de çalışma yerlerine geçmişlerdi.  Esra bilgisayarını açmış maillerine  bakıyordu o sırada cep telefonu çalıyordu. Arayan  Atakan'dı Konuşmak isteme de yaptığından sonra   gözü korkmuştu  . 

Esra- Efendim

Atakan- Merhaba, Neden beni kaldırmadın?  

Esra  dün yaptıklarından bahsedip onu azdırıp yapabileceklerinden korktuğu için  

Şeytan'la DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin