Gece Yarısını geçmişti. Kapının açıldığını Atakan'ın geldiğini anlamıştı.Gece boyu ağladığı için hem üzgün, hem de suratını görmek istemediği için hemen yorganı üstüne çekip cenin şeklinde yorganın altına saklanmıştı .
Atakan odaya gelmiş, leş gibi alkol kokusu sarmıştı ortalığı. Sanki tüm içkileri içmiş gibi kendinden geçmişti. Kendi kendine mırıldanıyordu, odanın içinde üstündekileri çıkarıp yere attıktan sonra yatağa girmiş,hemen uyumuştu.
Atakan'ın yanında uyuduğundan emin olduktan sonra Esra yataktan çıkmış salona geçip koltuğa geçmişti.Salona geçerken dolaptan bir pike almıştı.Çok ses çıkarmadan koltukta bacaklarını karnına doğru çekip pikeyi üstüne aldıktan sonra " Grinin 50 tonunu "okumaya devam etmişti. Okurken de hayal kurmaya , kendini onun yerine koymaya çalışmıştı.Bu onu daha da heyecanladırmış bir yandan okurken, kendine dokunmaya da başlamıştı.
Kitabı okudukça filmini seyretmek anlamak istiyordu. Saate gözü takılmıştı, neredeyse sabah 4'e geliyordu. Bugün onun için önemli bir gündü. Kitabı kaldırıp saati 7'ye kurup koltuğa uzanmıştı. Atakan kalkma'dan evden çıkmak istiyordu.
Sabah ışıkları yüzüne vurduğu zaman yerinden fırlamıştı. O sırada koltuğun önünde duran sehpaya bacağını vurmuş , sehpa da duran vazo devirmiş kırmıştı.Sıçrayan cam parçalarından biri bacağını sıyırmıştı. Bu seslere inşallah Atakan'ı görmem karşımda diye kafasından geçirmişti. Koltuktan kalmış tuvalete gidip bacağına pansuman yapıp yara bandıyla kapatmıştı.
Oda'ya girdiğinde derin bir nefes çekip Atakan'ı hala uyuyor gördüğünde sevinmişti. Bugün pantolon takım giyecekti ama sabah yaşadığı kazadan dolayı etek takıma değiştirmişti.İşe gittiğinde bu yüzden laf yiyeceğini biliyordu ama bunu kabul etmişti . Bir an önce evden çıkmak için sadece saçlarını toplamış evden çıkmıştı. İş yerinde makyaj yaparım diye düşünmüştü.
Hava güzeldi Vitrinlere bakarken yasadıklarını düşünüyordu. Evliliğinin nereye doğru gittiğini düşünüyordu. Yolda giderken Işıl ile karşılaşmıştı. İşe gidene kadar sohbet ederken yaşadıklarından bahsediyordu. Işıl da dinliyordu. En son
Işıl - Esra buna sen karar vereceksin. Benim kendime göre nedenlerim vardı. şimdi mutlu muyum, evet rahatım yerimde işim var oğluma bakabiliyorum. Sen mutlu olacak mısın? kendini idare edebilecek misin bunları düşün .
Yoldan bir kaç poğaça alıp iş yerine gelmişlerdi. Kafeterya da çay alıp hem sohbet ederek hem de ayranlarını içerek işe başlamaya hazırdılar .Esra Işıl'ın söylediklerini düşündükçe kendi kafasında artık belli senaryolar ortaya çıkmaya başlamıştı .Sadece bunları düşünüp kendisi için en iyisi hangisi olması gerektiğini düşünmesi gerekiyordu. Esra Işıl ile konuşmalarını onu biraz daha rahatlatmıştı kendine güvenini yerine getirmişti.
Esra- haklısın Işıl artık bir karar vermem lazım hem yolumu çizmem hemde ne istediğime karar verip onun için çalışmam lazım Çok teşekkür ederim.
Her ikisi de çalışma yerlerine geçmişlerdi. Esra bilgisayarını açmış maillerine bakıyordu o sırada cep telefonu çalıyordu. Arayan Atakan'dı Konuşmak isteme de yaptığından sonra gözü korkmuştu .
Esra- Efendim
Atakan- Merhaba, Neden beni kaldırmadın?
Esra dün yaptıklarından bahsedip onu azdırıp yapabileceklerinden korktuğu için
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'la DANS
General FictionÖNSÖZ Amatör bir yazım karakteri olduğum için ilk denememde yapıcagim yanlış veya ifadelerde eksiklikler için baştan siz okuyucalardan özür dilerim. Bu hikaye Bir Hatun'un Hayat sürecinde yasadıkları , Bdsm ile tanışması, Sosyal hayatı ile diğer...