Şeytan'la DANS

Bölüm-2

Otobüs durağına gelene kadar hızlı adımlarla arkasına bakmadan gelmişti. Murat'ın ses tonundan etkilenmişti. Kendi kendine ben ne yapıyorum diye mırıldanmaya başlamıştı. Etrafta insanlar olmasa orada kendine tokat atıp düşüncelerini toparlamaya çalışacaktı.

Otobüs gelince binerek orta sıralarda bir koltuğa oturdu Esra. Son bir kez D&R e bakarak kafasını çevirip yeni aldığı kitabı kimseye göstermeden okunmaya başlamıştı. Ama hala kafasında yaşadığı Murat ile diyaloglar vardı. İçinde kıpraşan duygularını hissediyordu.

Yaklaşık 20 dakika sonra ineceği durağa geldiğini fark etti. Hızla ayağa kalkıp otobüsün iniş kısmına gelip düğmeye bastı. Kafasında acaba bir daha nasıl Murat'ın sesini duyabilirim düşünmeye başlamıştı?

Otobüsten inmiş bakkaldan yiyecek malzemeler alıp eve gelmişti. Aldığı kitabı hemen kitaplıkta kuytu bir köşeye koyup ev hanımı Esra olmaya çalışmaktan farklı bir sanşı olmadığını biliyordu. Hava iyice kararmış, eşi eve gelmişti. Eşi Atakan kendi halinde sert yapılı sürekli hata arayan, onun üstüne de Esra'nın hayatını sürekli kontrol altında tutmaya çalışan beydi. 10 Yıllık evlilikleri vardı. Çocukları olmamıştı. Bunun sebebinin sürekli Esra da olduğunu söyler, hep kendini haklı görürdü.

Ailesinin baskısı sonucu onlardan kaçmak için Atakan ile evlenmişti. Evliliklerinin ilk yıllarında Mutlu bir evlilikleri vardı sonrasında Eşi içkiye, dışarda arkadaşlarıyla yiyip içmeye başlamış Ayşe'den ilgisini gün be gün kaybetmeye başlamıştı. Bir gün eşinin cep telefonuna bakarken başka bayanlarla yazışmalarını okuyup, Eşiyle çok büyük kavgalar edip Aile baskısı yüzünden hiçbir şey yapamayıp kabullenmek zorunda kalmıştı.

O zamandan beri evliliğini sürdürmeye çalışıp işine gidip geliyordu . Özel bir firma da senelerdir Yönetici asistanlığı yapıyordu. İşinden memnundu o yüzden tüm zamanını işiyle geçirip fazla evlilik problemlerini düşünmemeye çalışıyordu.

Ama Bugün yaşadıkları yeniden kendini hayata bağlamaya yetmişti.

Eşi yattıktan sonra salona geçmişti Esra, Üzerinde evde giydiği geceliği vardı. Salonları çok büyük değildi. Oturma takımlarını yeni almışlardı. İşinden ikramiye almıştı. Onunla eve daha güzel yapmaya çalışıyordu.

Evde en büyük zevki Televizyonda müzik kanalı açıp kitap okumaktı. Bugün aldığı Grinin 50 tonu kitabını alıp içeri bir daha göz gezdirip eşinin uyuduğundan emin olduktan sonra Berjer koltuğunda okumaya başlamıştı.

Kitabı okumaya devam ettikçe sürekli aklına bugün gördüğü ilgi geliyordu ne kitaba ne müziğe konsantre olamıyordu. Çok uzun zamandır böyle duygular hissetmemişti. Kendi kendine mırıldanıp duruyordu.

Kitabı alıp yerine koyduktan sonra yatak odasına geçip uyumak için yatağına yatmıştı. Şimdiye kadar hiç eşine bu kadar yabancı olduğunu hissetmediğini fark etmişti. Gözlerini kapatıp uyumaya çalışmıştı.

Saat 06.30 da Alarmın sesi ile uyanmıştı. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçmişti. Her sabah bu saatte kalkıp kahvaltıyı hazırlayıp Saat 07.30 da İş gitmek için evden çıkıyordu. İş yerinde saat 09.00 da olabiliyordu.

Bugün iş yerinde üst düzey bir toplantı vardı. O yüzden Sabah kendine makyaj yapıp Koyu mavi bir ceket içine beyaz Bir gömlek altına dizlerine kadar uzanan dar bir etek giymişti. Kendini güzel alımlı hissetmek istiyordu seneler sonra.

Evden çizmelerini giyip dışarı çıkmıştı. Etrafını kısık gözlerle izliyordu işe giderken.

İşe vardığında İlk onu Güvenlik görevlisi görmüş baştan aşağı onu süzmüştü.