8 | 𝘳𝘪𝘻𝘰𝘴 𝘳𝘶𝘣𝘪𝘰𝘴.

373 50 8
                                    

herkes toplanmıştı Lilith konuşmak için hazırlanıyordu. "öncelikle hemen bana inanıp güvenmenizi beklemiyorum ama dinlerseniz anlarsınız." deyip derin bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti, "biz çok küçükken aramızda en zor kontrol edilen güç benimkiydi. bilmeden insanların zihinlerine girip onları delirtiyordum. bir gün uyurken yanlışlıkla babamızın, yani Reginald'ın beynine girdim, rüyasını ben de gördüm. o... o bir insan değildi. kafası aslında bir plastikti. kafasındaki plastiği çıkarınca bir uzaylı oldu ve odadaki herkesi kesti." dedi ve etrafa bakındı. Lilith bunların rüya olduğunu zannediyordu, aslında rüya değil bir görüydü onlar. zaman ilerledikçe her şeyi anlayacaklardı sadece şu zaman onlar için erkendi. "benim onun zihninde olduğumu anlamış ki beni yanına çağırdı ve benimle bir konuşma yaptı bu konuşmayı yaparken sürekli onun gözüne baktığım için bir anda düşüncelerini okumaya başladım; gözlerim beyaz olmuştu. bana zorla bir hap verdikleri zaman olayı tam bütünü ile görmüştüm. güçlerimi azalttı o hapla. hiçbir şey yapamazdım çünkü güçlerim azdı. bir gün tekrar güçlerimi kazanmaya başladığımı gördü ve beni Allison sayesinde aklınızdan sildirdi, onun da beynini yıkadı. ben bunları izlerken arkadan Pogo gelip iğne yaptı ve beni bayılttı. uyandığım zaman o olay üzerinden 7 yıl geçmişti. bir hayalet olarak evde dolaşıyordum bir süre sonra gücüm hayalet olan bedenime aktarıldı. ben de rüya yolu ile size ulaşmaya çalıştım. en başta Klaus'unkine girdim ama o içtiği için beni anlamadı ve gücüm çok az olduğu için çok yoruldum, bu yüzden bir süre boyunca iletişim kuramadım. sonra Five'ın yanına gittim ve ona yardım ettim. zaten sonrasını biliyorsunuz." dedi ve buruk bir gülümseme bıraktı, Lilith.

"şimdi ben herkesin seni hatırlamasını istesem onlar hatırlar mı? eğer hatırlarsa ben nasıl hatırlayacağım?" diye merakla sordu, Allison. Lilith tekrar konuştu, "zihnine girip o anları bırakabilirim, Allison." dedi ve diğerlerine baktı. hepsi bir şey düşünüyordu, o sırada Allison konuşmaya devam etti, "Five'dan başlıyorum o zaman." dedi.

***

"Zero!" diye bağırdı, Five. onun ilk aşkıydı, Lilith. 5 yaşında sarı saçlarındaki bukleler ile oynarken anlamıştı bunu. kızın yanına gitti ve ona sarıldı. yanlış anlamadınız, Five Hargreeves, Lilith Hargreeves'e sarıldı.

Lilith de ona sarıldı, Five'ın kahve ile karışık fresh kokusunu içine çekti, o sırada mayışmıştı zaten. aynı şey Five içinde geçerliydi, kızın zambak kokusu burnuna geldiği an onun in zaman durmuştu. Klaus, Diego'nun kulağına yaklaşıp konuştu, "minik Five ve minik aşkı." deyip kıkırdadı. Diego'nun boşluğuna geldiği için bir anda gülmeye başladı ama onu hemen öksürüğe çevirdi ve kimse fark etmeden sustu.

Lilith, 2 dakika olan ama sanki 2 saat gibi geçen sarılmadan ayrıldı ve diğerlerine baktı. Allison diğerlerinin üzerinde de gücünü kullandı ve geriye sadece o kalmıştı akşam her şeyi Allison'da hatırlayacaktı.

&

bugün onların izin günüydü. Lilith ise çok yorgun olduğu için hiçbir şey yapamayacak haldeydi.

"selam Two."

"ismimin numara olmasından sıkıldım."

"benimki bana göre güzel ama herkes gibi bir ismim olsaydı mutlu olurdum."

"birbirimize takma isim verelim mi, Zero?"

"oh olur."

"sen ne istersin?"

"Five, hep zambak koktuğumu söylerdi. sanırım bana Lily diyebilirsin."

"bana ne diyelim, Lily?"

"sen çok dakiksin, Diego ismi ile uyumlusun fakat ben sana Dieg diyeceğim."

"saçların ile aynı tanrıçaya benziyorsun, aynı şekilde sinirlenince kızaran ve gözlerin ile cehennemde ateşini andırıyorsun."

"eğer bir gün ismim olursa, Lilith olmasını isterim."

"neden?"

"çünkü tüm anlattığın bu şeyler Lilith ismi gibi. Lilith; cehennem tanrıçası demek."

"ben de Diego olmasını isterim."

Lilith ve Diego birbirine gülümsedi. isimlerini böyle almış oldular.

&

oy sınırı çok geç dolduğu için ben de geç atıyorum...

iyi günler dilerim, kendinize iyi bakın. <3

oy sınırı: 35.

bu kitabın trashını yayınladım, profilime girip bulabilirsiniz.

continuar ⛧࿐ number five.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin