38

3.4K 301 90
                                    

"Ocakta bir şey mi unuttuk?" Felix sabahtan beri evin içinde etekle dolaşan arkadaşını ayağının ucuyla dürterken Jisung çektikleri fotoğrafları incelemekle meşguldü.

"Bir şey pişirmedik ki, pizza söyledik. Dışarıdan geliyordur." dedi Jisung umursamadan. Bacaklarını toplamış, uzun zamandır giymediği eteğin tadını çıkarıyordu. Felix de umursamadan elindeki telefona geri dönmüştü.

Dakikalar sonra eve çöken yoğun sisle ikisi de öksürürken, Jisung'ın nefesi tamamen kesilmiş sayılırdı, Felix onu tek seferde kucağına almış kapıya yürümeye başlamıştı. Kapıyı açtığı gibi eli havada kalan Hyunjin'i gördü. "Nefes almıyor." dedi panikle.

"İlacını bul." Hyunjin küçüğünü Felix'in kollarından alıp uzattığı montu başına bırakmış koşarak aşağıya inmişti. yolun karşısındaki çocuk parkına ilerlerken sevgilisinin eteğini yeni fark ediyordu.

Jisung'ı kaydırağın düz yerine oturtup oraya uzanmasını sağlarken üzerindeki uzun montu tamamen üzerine örtmüş, yüzünü kavramıştı. Dakikalar içinde Felix elindeki eşyalarla beraber gelip yanlarına çökerek öksürmeye başladı.

Dönüp binaya baktığında yangının onların katında çıktığını fark etmişti.

"Nasıl fark etmediniz?" dedi Hyunjin, Felix o sırada arkadaşına astım ilacını içiriyodu. Felix ona cevap vermeden, ilacı bastırıp kutuyu montunun cebine atmış, Jisung'ın saçlarını geriye atarken iç çekmişti. "Jisung için su alabilir misin? Var mı paran?"

Hyunjin sevgilisinin üzeirne örttüğü montun ceplerini yoklamış, bulduğu parayı eline almıştı. "Sen iyi misin?"

"İyiyim. Jisung iyi olsun, önemli olan o." derken Hyunjin sevgilidinin alnını öpüp koşarak açık markete gitti.

Felix arkadaşının ayakkabısını giydirmiş, eğilip nefrsini dinlerken iç çekmişti. Çalan telefonu açıp titrek bir nefes aldı. "Efendim Nayeon teyze?"

"İyi misiniz?" dedi kadın telaşla.

"İyiyiz, çok iyiyiz."

"Kadının teki aradı oğlun etekli diye şikayete, yangın çıkmış oğlun etekli diyor. Jisung iyi mi?" dedi kadın hala aceleyle konuşurken. Felix dolan gözleriyle onayladı. "İyi, Hyunjin'le markete gitti." dedi yalan uydurarak.

"Niye sen açtın telefonu o zaman?"

"Onun montunu giymişim de... Nayeon teyze, bizim eve geçince arayalım tamam mı? İyiyiz biz, merak etme."

"Jisung'ımın sesini duyayım." dedi kadın acıyla.

"Gittiğimizde aratacağım. Şimdi kapatıyorum. Etekle komşular görüp daha çok laf etmesinler bir an önce gidelim." demiş, kadını zorla ikna ettikten sonra telefonu kapatıp iç çekmişti. Yanaklarını silerken Jisung'ı dürttü.

"Uyansana mal. Aç gözünü. Jisung!" Tutmaya çalıştığı göz yaşları bir anda dökülmeye başlayınca Jisung'ın göğsüne başını koyup hıçkırarak ağlamaya başladı. "Uyan ya! Aptal mısın? Nefes almayı da beceremiyorsun, beceriksiz!" derken dediğini kendisi bile zor anlıyordu.

Omzundan tutulup kaldırıldığında kim olfuğuna bakmış, Hyunjin'i görünce ona sarılmıştı. "Uyanmıyor, uyumak için çok erken." dedi ağlarken.

"Şşhh, nefes alıyor." Felix burnunu çekip ayrıldı. "Ama uyuyor." demişti arkadaşına bakarken. Küçük eliyle Jisung'ın elini kavrayıp parmaklarını kenetledi.

"Ambulans gelmiştir, gidelim hadi." dedi Hyunjin ayaklanırken.

"Eteği var diye bir sürü ayrımcılık yaparlar mı?" dedi Felix iç çekerken. "Sanmıyorum."

love with fight [MinChan] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin