3.BÖLÜM

1.3K 70 62
                                    

Todoroki'yi ağzından

O arabayla uzaklaşıken bir süre evin dışında bekledim.Neyi vardı bu çocuğun.Beni hiç takmadı bile.Bu nasıl mümkün olabilirdi ki.Şu ana kadar elde edemediğim kimse yoktu ve bunu değiştirmeye niyetim de yok.Telefonumdan lüks bir restorant'ı aradım ve iki kişlik bir masa ayırttım.Onu ne olursa olsun kendime aşık edecektim.Böyle küstah davrandığına pişman olmalıydı.Eve girdim.Şirkette bir süpriz iyi olur diye düşündüm.Hiç kimse buna hayır diyemez sonuçta.

~~~

Ertesi gün şirkete giderken bir demet çiçek aldım.

Romantik olmayan romantiklik.

Şirkete girdiğim ve ofisime geçtim.Midoriya'yı çağırdım ve elimdeki buketle ayakta onu beklemeye başladım.Onun için neden bu kadar zahmete girdiğimi sorarsanız.Seviyordum.Birilerini kendime aşık ettikten sonra onları reddettiğimde ki yüz ifadelerini seviyorum.

En başta bi umutlandınız deme.Seviyorum diyince.

Midoriya odaya girdiğinde gülümsedim.Elimde ki çiçeği uzattım.Elimden aldı ve inceledi.Daha sonra bana döndü.

İzuki:Kime teslim edeceğim ve adresi yazmıyor.

Tek kaşımi kaldırarak ona baktım.Ya çok aptaldı ve ona yürüdüğümü fark etmiyordu yada benden hoşlanmamak konusunda kararlıydı.

Shoto:Bu çiçekler senin için asistan Midoriya.

Bana daha önce hiç bir asistanımın göndermediği bir bakış gönderdiğinde bir kaç saniye de olsa öz güvenim yerle bir oldu.Kesinlikle aptal değildi.Hemde kesinlikle.Çiçekleri bana geri uzattı.

İzuki:Teşekkürler ama istemiyorum.

Shoto:Neden.Bence hoşlar.

İzuki:Hoş olmadıklarını söylemedim zaten.Istemiyorum.

Çiçekleri masama bıraktı.

İzuki:Başka bir şey yoksa gidiyorum.

Tam çıkacakken bileğinde tutarak koltuğa doğru yürüdüm.Onu çekiştirerek koltuğa yatırdığımda üstüne geçtim.

Shoto:Benimle olmak istemezmisin.Sana iyi bakabileceğimi biliyorsun.

Midoriya'nın göz devirmemek için kendini tuttuğu o kadar belliydi ki söylediklerimi bile düşündüm.Böyle çalışma şartlarını kabul ettiğine göre maddi durumu iyi olmamalıydı değil mi.

Shoto:Soyun.

Midoriya önce gömleğinin düğmelerini çözerek çıkarttı sonra da pantolonunu çıkarttı.Bende fermuarımı açarak kendimkini dışarı çıkarttım.Midoriya'nın bacaklarının arasına geçtim ve deliğine dayadım.Nefes alışverişleri hızlandığında yüzüne eğildim.Dudaklarını öpmeye başladığımda öpüşmek istemediği her halinden belliydi ama sırf o istemiyor diye kendimi tutmayacağım.Öpücüğü biraz daha derinleştirirken birden içine girdim.Midoriya sıkıca gözlerini kapattığında bir damla yaş aktı.Dudaklarından ayrılarak akan yaşı yaladım.Içinde haraket etmeye başladığımda inlemeye başladı.Bir anda kalbim teklediğinde iki üç saniyeliğine durdum.İnlemesi çok baştan çıkartıcıydı.O inlerken içinde tekrar hızlandım.O her inlediğinde daha sert vuruyordum.Kulağına yaklaşarak fısıldadım.

Shoto:İyi hissediyormusun.

Midoriya inlemelerini hafifleterek konuştu.

İzuki:E-Evet.

Tekrar dikleştim ve belinden tutarak kendime sertçe bastırdım.
Bastırmamla boşalmam bir olmuştu.Şaşırdım.Ilk defa bu kadar hızlı boşalmıştım.Bu çocuğun içi gerçekten iyi hissettiriyordu.
Midoriya'yı biraz çektim ve kısa süre de boşaldı.Ikimizde kendimize çeki düzen verince gülümsedim ve aynenın karşısında kravatını bağlayan Midoriya'ya arkasından sarıldı.

Shoto:Inlemen çok baştan çıkartıcı.

Onun kızarıp başını eğmesini beklerken o resmen beni hiç takmadan yaptığı işe devam etti.Biraz şaşırdım.Ona "Sen nasıl uke'sin be bu nasıl yazar" diye bağırmak istedim.

Lütfen son cümleyi ciddiye almayın.Öyle bi şey düşünmedi Shoto.DNWNAKQMD.

Midoriya beni biraz ittirdi.

İzuki:Başka bir şey yoksa gidiyorum.

Midoriya çıkıp gittiğinde sadece bakakaldım.Bundan hiç mi etkilenmemişti.

AZGIN PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin