Bölüm 1

5.5K 68 13
                                    

GİRİŞ

''Aptal kafam aptal'' diyerek kafama vurmaya ve ileri geri adımlamaya devam ettim. Nasıl sakinleşeceğime dair fikrim yoktu. İstemiyordum da.

''Ayşe, yapma böyle gözünü seviyim. ''

Ben bir oraya bir buraya giderken onlar kendi aralarında tartışmaya dalmışlardı. Onlar da en az benim kadar çaresiz ne yapacaklarını bilemez haldeydiler hiç kuşkusuz.

''Ya bırak atsın sinirini''

''O çocuğun kafasını tuvalete sokup sifonu çekmek istiyorum'' Doğa'nın dediği şey ile dayanamayıp kahkahamı attım. Ancak bu kahkahanın nereye gideceğini onlar da benim gibi iyi biliyorlardı.

''Aha geliyor, ''

Bir yandan gülerken bir yandan da gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Bir insan karşıdakine iyi gelmiyorsa napılması gerekir? İlişkinin sonlandırılması elbette değil mi? Ama neden böyleydi düzen? Bu 1 değil 2 değildi. Bu çirkindi. Çok çirkindi. Oysa biz güzeldik. Güzel kalmalıydık. Hayır değildik. Öyle sanıyordum. Beni buna inandırmıştı. Niye inandım? Seviyorum mu? Hayır bunun cevabı bu olamazdı. Aptaldım. Cevap buydu. Basit. Daha dün gözlerinin içi gülerek bana seni seviyorum demişti. Daha dün. Aradan 24 saat bile geçmemiş. Ama her şey düne oranla tepetaklak olmuştu. Çevredeki insanlar beni izlerken Doğa ve Berkay kolumdan tutup oturttular. Kendimi durduramıyordum. Hıçkırarak kafamı masaya vurmaya başladığımda Berkay,

''Bu böyle olmayacak bize gidelim kimse yok zaten'' diyerek kafamı tutup göğsüne koydu. Karşımızda oturan Doğa bir şey söylemedi ancak hışırtılardan çantasını topladığını anlayabiliyordum. Berkay'ın göğsünden kafamı kaldırıp arabaya doğru adımamaya başladım. Ön kapıya geldiğimde Berkay anahtardaki tuşa basıp kilidi açtı. Hızlıca kendimi koltuğa savurduktan sonra cama kafamı yasladım.Berkay ve Doğa'nın mırıltılarını duyabiliyordum.

1

Kulağıma bir kapı zilinin duyulmasıyla gözlerimi kırpıştırdım. Berkayların evinde salonda uzanıyordum. Buraya Doğa da gelmiş olmalıydı ama arabaya bindikten sonrası yoktu bende. Bir an sanki neden bu durumda olduğumu unutmuş gibi aklıma Kaan'a hesap vermem gerektiği geldi. Ufak bir kahkaha atıp oturur pozisyona geçtim. O sırada da Berkay'ın annesi ve babası göründü kapıdan.

''Aa Ayşe hoşgeldin kızım. Biz bi üstümüzü değiştirip gelelim.'' diye bana gülümsedikten sonra mutfağa doğru seslendi bu sefer ''Melike sofrayı kur canım'' dedi evin çalışanına. Evlerindeki hizmetçiye bile böyle kibar olmasını çok severdim Melda Teyzemin. Sadece o da değil Selim Amca da böyleydi. Bu durumda Berkay'dan da başka bir şey beklenmezdi zaten. Oysa bizimkiler böyle değildi. Sanki annem ve Melda Teyzem kardeş değilmişçesine farklıydılar.

''Teyzem aradı uyuyakaldığını söyledim.'' diyerek saçlarımı okşadı Berkay. Koltukta ona biraz daha kayıp kollarımı beline doladıktan sonra kafamı göğsüne yasladım. Kalbinin atışı benim kıkırdamama sebep olurken o tekrardan ağlayacağımdan korkmuş bir şekilde kafasını eğip gözlerime baktı. Rahatlayıp ''Noluyo orda'' diye gülerek karşılık verdi o da.

''Hiiç sadece fena acıkmışsın kuzen'' diyerek kafamı kaldırdım.

''Şakacı'' diyerek işaret parmağını salladıktan sonra ayaklanarak tuvaletin yolunu tuttum. Dışarıya baktığımda hava yeni yeni kararmaya başlamıştı. Tuvalete girip yüzüme soğuk su çarpıp mutfağa yol aldım. Salondan geçerken Berkayın telefonda konuştuğunu görüp merakıma hakim olamayarak durup onu dinledim.

Aşkın Yörüngesi 『AyRaz』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin