Bölüm 16

1K 66 51
                                    

Poyraz'dan

Gözlerimi aralama sebebim bu sefer Ayşe'nin adımı seslenerek yanağıma kondurduğu öpücüklerdi. Tekrardan yanağımı öpmek için eğildiğinde hızla yüzümü çevirdim ve dudaklarımız buluştu.
"Ya" diyerek güldükten sonra dudaklarıma kısa bir öpücük kondurarak çekildi.
"Günaydın, ne güzel uyudun öyle." dedi. Onun oturur pozisyonda olmasını da fırsat bilerek kafamı bacaklarına koydum. Gözlerim üzerindeki pijamayı bulduğunda yine tadım kaçmıştı. Halbuki çok masum bir şekilde İdil'in sanarak giymişti. Bu masumluğu karşısında ona Duru'ya ait olduğunu söyleyememiştim.

"Güzel demek.." diyerek gözlerimi yüzüne çıkardım.
"Erkek güzeli." dediğinde güldüm.
"Kahvaltılık bir şeyler almamışız zaten boşuna olurdu. Dünden artan yemekleri de saklama kaplarına koydum. Götürürsün, ziyan olmasın." diyerek ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.
"Tamam yavrucum. Şimdi ben bir duşa gireyim olur mu? Hem saat kaç?" diye sordum.
"Saat sekiz buçuk." diye yanıtladı beni.
"E sen hazırlanmamışsın. İşe gitmeyecek misin?"
"Bugün 12'de ilk seansım. Ama birazcık erken giderim. Bugün gelecek hastanın dosyasına bakmam lazım. Muhtemelen ilaç tedavisine kadar gitmiş bir hasta. Ama sorun değil, daha önce de oldu." dedi.
"Sen de haklısın yani, daha ilk senen sonuçta." diyerek toparlanıp yanağına bir öpücük kondurdum.
Ayağa kalkarken "Duşa giriyorum ben. Sonra çıkıp kahvaltı yaparız." dedim. "Tamam" diyerek cevapladı beni. Dönüp baktığımda utandığını fark etmemle bıyık altı gülerek ona bunu fark ettirmeden banyoya yol aldım.

Duru'nun pijaması olduğunu bilmesine gerek var mıydı? Hepsini çoktan atmış olmayı arzu ettim. Sadece tek bir pijama da değil, dolapta bir sürü kıyafeti vardı. Atmaya fırsatım olmamıştı. Belki de fotoğraflar kadar gereksiz bulmamıştım. (Poyraz yazık olur atılır mı? kullanırsın sen.) Dolu dolu geçen iki seneden sonra normaldi de. Ayşe'ye söyleyip de canını sıkmaya niyetim yoktu. Öğrenme ihtimali de aklımdan geçse de nereden öğrenebilirdi ki?

Duştan çıkarak dişlerimi fırçaladım ve odamın yolunu tuttum. Ev gayet sessizdi. Ayşe'nin oturma odasında olduğunu düşündüm. Odama girdiğimde dolabımın önünde oturan Ayşe'yi görmemle duraklamıştım. Geldiğimi fark etmemişti.
"Ayşe" diye mırıldanmamla oturduğu yerde sıçradı ve baş parmağıyla damağını ittiğinde güldüm.
"Ç-çıktın mı? Tamam şey ben çıkıyorum. Çıkıyım sen de giyin. Evet ben çıkıyım." diye ayaklanarak elindeki üzerinden çıkardığı Duru'nun pijaması ve benim tişörtümü dürmeden karışık bir şekilde dolaba koydu. Dolabın kapaklarını istemsizce hızlı kapattığında kendi kendini korkutmuştu yine ve "Ay" diye söylendi. Gülmemek için yanaklarımı ısırıyordum. Yüzünü bana döndü belimden sarılmış olan havluyla göğsüm açıktaydı. O beni süzerken omzumu kapının pervazına yaslandım. Bu hareketinle adımlarını hızlandırarak yanımdan geçmeye çalışırken kolundan tuttum onu. Bir elimi yanağına koydum ve yüzümün olabildiğince tedirgin bir hal almasını sağladım.
"İyi misin sen? Yüzün bembeyaz oldu." diyerek kıpkırmızı yanakları üzerinde elimi gezdirdim.
Elini anlına koydu ve bekledi. "Ateşin mi var senin?" diyip elimi anlından çekerek dudaklarımı alnında ateşi olup olmadığını kontrol eder gibi bir süre tuttum. Nefes almıyordu.
"Vallahi ateşin var Ayşe?" dedikten sonra kendimi tutamamış ve gülmüştüm. Bu hareketimle koluma ufak bir şaplak koyarken nemli kolumdan eline bulaşan suyu kendi üzerine sildi.
"Pislik." diyerek gitmeye yeltense de bu halini izlemeye doyamamış ve kolumla bariyer oluşturmuştum. Yüzüyle kol kaslarım arasında bir kaç santimetre varken yüzünü bana döndü.
"Poyraz," diyerek yutkundu.
"Ayşe" dedim. Aklıma onun bana oynadığı oyun gelirken intikam ateşiyle yandım.
"Güzel miymiş?" diyerek yüzümüzün arasındaki mesafeyi en aza indirdim.
"T-tamam b-ben şaka yapmıştım" dediğinde
Dilimi dişlerimin üzerinde gezdirip "E Eşitiz o zaman " demiştim. Bir kaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmasıyla karşılık verdim. Buna devam edecekken aniden dudağımda hissettiğim acı ve karşımdaki boşlukla gözlerimi açtım. Odadan çıkmış koridordan bakıyordu.
"Şaka" diye kafasını salladı ve sırıtarak oturma odasına yol aldı. Beni öptüğü anda tüm gardımı indireceğimi biliyordu. O sırada da fırsattan istifade kaçmıştı. Kaşlarım alayla kalkarken histerik bir gülüş atarak dolaba yöneldim. Beyaz bir tişört ve siyah bir pantolon giydim. Komodinde duran gözlüğümü de takarak aynada kendime son kez baktım. Salona vardığımda Ayşe bacak bacak üstüne atmış telefonuyla ilgileniyordu.

Aşkın Yörüngesi 『AyRaz』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin