Bölüm 18

952 64 20
                                    

Ayşe'den

İşten çıkar çıkmaz kendimi Doğa'nın cafe'sinde buldum. Bodruma gitmeden önce son kez görüşmüştük ve sonra hiç görüşememiştik. Poyraz'a mesaj attığım güne kadar bir ev bir ofisteydim. Kimseyle görüşme isteğim yoktu.

"Al bebeğim" diyerek masaya milkshake bırakmasıyla gözlerimi caddeden çektim ve karşıma oturan Doğa'ya baktım.
"Ohh" dedikten sonra ona havada öpücük gönderdim ve içinde çikolatalı milkshake olan soğuk bardağı elime aldım.
"Ee n'aptınız dün?" diye heyecanla sırıttığında güldüm.
"Ya Doğa, ben çok mutluyum." diyerek dirseklerimi masaya koydum.
"Allahım şükür yarabbiim" diyerek avuç içlerini havaya kaldırdı.
"Ama bilmiyorum ya," Dediğimde sözünü kesti.
"Ya Kaan mevzusunu falan açayım deme şimdi. Kızım bi rahatla akışına bırak düşünme bu kadar. Aniden olduysa aniden oldu." dedi ve gözlerini devirdi.
"Orası öyle tabi" diyerek kafamı salladım.

Her ne kadar kendimi Poyraz'ın yanında çok mutlu hissetsem de sanki bir şeyler yarımdı.

"Neyse ne ya." dedim ve Poyrazı düşünerek milkshakeden bir yudum aldım. Anında yüzüme kocaman bir gülümse yayılmıştı. Aklıma Poyraz'ın çiçeklerini daha doğrusu Doğa'nın çiçeklerini sulamam gerektiği geldiğinde yine o derin düşüncelere dalmıştım. Eğer Kaan'ın çiçekleri olsaydı ben napardım diye düşündüm. Muhtemelen beni aldattığından gelen sinirle çiçekleri paramparça ederdim. Ama sakin kafayla bakacak olursak da çiçekti sonuçta. Poyraz'ın evinde olması rahatsızlık vericiydi sadece.

"Ben Poyraz'ın evine gidicem." dedim ve Doğa'ya döndüm.
"Aa neden?" diye kaşlarını çattı.
"Eski sevgilisinin" dedikten sonra iki elimdeki işaret ve orta parmağımı kıvırarak tırnak içine almıştım. "çiçeklerini sulayacağım." dedim ve göz devirdim. Kaşlarını çatmıştı.
"Ne demek eski sevgilisinin?"
"Onunmuş. hayır bir insan niye sevgilisinin evinde çiçek yetiştirir anlamadım ama işte atmamış Poyraz."
"Iy" diye tiksinirmiş gibi bir ses çıkardığında güldüm.
"Çöpe atılmaz da ne bileyim hala o evde olması" dedim ve iç çektim.
"Emin ol Poyraz'ın umrunda değildir. O kızı hatırlatacak olsaydı çoktan çöpü boylamıştı o çiçekler. Amma velakin başkasına verebiliriz?" dedi ve muzipçe tek kaşını kaldırdı.

"Nasıl yani?"
"Ya işte ne bileyim bakarız sağlamsa çiçekler, çiçekçiye veririz satar. Ya da birinin bahçesine bırakıveririz işte" diyerek güldüğünde ben de ona gülerek karşılık vermiştim. Mantıklıydı. Ama bunu yapmak hakkım mıydı?

"Poyraz bir şey demesin?"
"Demez Ayşe. Niye desin? Asıl senin ona bir ton laf etmen lazımdı." Dedi ve sonra yüzündeki sıcak gülümsemeyle konuşmaya devam etti "Sen var ya, nasıl bir şeysin kızım? Gel buraya öpücem" dedi ve uzanarak anlıma sulu bir öpücük kondurdu.

"Kimler gelmiişş" diye bir ses duymamla arkama döndüm. Sesin sahibi Bilal'di. Ayağa kalkarak sarıldım ona. O sırada da Doğa yeni gelmiş bir müşteriyle ilgilenmeye gitmişti. Yanıma oturdu ve milkshakeimden bir yudum aldı.

"Nasılsın yavrum?" dediğinde ellerimi kıvırcık saçlarına götürdüm ve parmaklarımı daldırdım.
"Ben iyiyim sen nasılsın?" dedim ve ellerimi çektim.
"Eh işte özledik seni." dedi.
"Ben de özledim." dedim ve kafasını alarak sarıldım.
"Moraller yerinde gibi hayırdır?" diyerek arkasına yaslandı ve mutfağa yol alan Doğa'ya seslendi "Pardon kimse bakmıyor mu buraya?" dedi. Doğa bize döndü ve dil çıkararak tekrar mutfağa yöneldi.

"Aramız düzeldi, iyi olmasın mı?" dedim ve dilimi dişlerimin üzerinde keyifle gezdirdim.
"Bak seen, biz neyiz zaten" diye sitemle konuştuğunda güldüm.
"Ya öyle mi olduk şimdi?"
"Olmuşuz Ayşe hanım"
"Sen ciddisin?" dediğimde kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım.
"Çok" demiş ve sigara yakmıştı.
"Şaka şaka. Sen mutlu ol da." deyip kafamın üst kısmına hafifçe vurdu.

Aşkın Yörüngesi 『AyRaz』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin