Bölüm 25

1.1K 72 33
                                    

En çok yazdığım sahnelerden biri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En çok yazdığım sahnelerden biri.. Poyraz Ayşe'yi Bodrum'a götürüyor.. Aşırı gerçek hayat vibeı vermedi mi size de? Duygusal bir anayım.🥺✨💖

Ayşe'den

Yanağımın kaşınmaya başlamasıyla gözlerimi araladım. İlk başta rahatsızlık olarak adlandırdığım bu sebebi gördüğümde şükretmiştim. Poyraz'ın sakallarıydı bu güzel rahatsızlığın sebebi. Odanın içinin ne karanlık ne de aydınlık olmamasıyla saatin henüz 6 olduğunu düşünmüştüm. Yüzümü ondan uzaklaştırarak sakallarını sevmeye başladım. Muhtemelen yanının boş olmasına kendisi de vücudu da alıştığından deli yatıyordu. Ve aniden benim olduğum tarafa gelmesiyle de beni uyandırmıştı.

Gözlerimi usul usul inip kalkan göğsüne indirdim. Şüphesiz o benim bu hayatta sahip olduğum en güzel şeylerden biriydi: Poyraz'ın kalbi.. Gözlerimi açar açmaz bu kadar açılacağımı düşünmüyordum. En savunmasız anlarımdan birinde karşımda onu bulmuştum. Ondandı bu tarifsiz mutluluğum.

Gözlerinin ve yüzünün kıpırdanmasıyla yanağındaki elimi çektim. Bunun üzerine bana biraz daha sokulmuş ve gözlerini kapatmıştı. Eski nefes düzenine geri dönmesiyle ben de gözlerimi kapatarak kendimi yarım kalan uykuya bıraktım.

Gözlerimi tekrar araladığımda Poyraz'ın çoktan uyanarak beni izlediğini fark etmem zaman almamıştı.
"Ne güzel uyudun sevgilim, günaydın." diyerek bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Huzurla, gülümseyerek derin bir nefesi ciğerlerime doldurduktan sonra ona "Günaydın" diye yanıt verdim. Bu ani iltifatı utanmama ve hazırlıksız yakalanmama yol açmıştı.

"Rahat uyudun mu bakalım?"
"Hiç bu kadar rahat uyumamışımdır." diye kollarımı ona sararak kafamı çenesine yasladım. Buna karşılık saçlarımı koklayarak öpmüştü.
"Tabii uyumamışsındır." demesiyle kıkırdadım. O konuşurken gözlerim hareket eden adem elmasındaydı. Kusursuzdu. O her şeyiyle kusursuzdu. Elimi belinden çekerek adem elmasında götürmemle yutkunmuştu. Parmağımın altındaki o hisle kıkırdamadan edemedim. Kafamı biraz geri kaydırarak gözlerimizi buluşturdum. Saçları birbirine karışmış, gözleri yeni uyanmasından şiş, dudakları kuru ve yer yer çatlaktı.

"Manzaran güzel herhalde hanımefendi?" diye muzip bir şekilde konuştuğunda dudaklarında olan gözlerimi gözlerine çevirdim. Hem bu kadar sert hem de bebek gibi bakmayı nasıl başarıyordu?
"Baya güzel beyefendi. Oralarda nasıl havalar?"
"Siyah. Bulutlu." demesiyle kaşlarım çatılmıştı. Makyajımı temizlemeden uyuduğum aklıma gelince anlamıştım neden öyle söylediğini.
"Aaa" diye ağzımdan çıkan nidadan sonra aynı tonlamayla beni taklit etmişti.
Hızlıca ondan kurtularak tuvalete doğru yürümeye başladığımda "Sen hep güzelsin Ayşe" diye gülmüştü. Aynada kendime baktığımda gözlerimin altının komple rimel kalıntılarıyla kaplı olduğunu görmüştüm. Bir parça peçeteyi ıslatarak gözlerimin altını temizlemekle yetindim.

Tuvaletten çıktığımda onun yanına yatmak yerine bavulumun yanına diz çökerek kendime şort ve tişört aldım.
"Yanıma gelsene, saat daha 8'miş." diye uykulu mırıldanmıştı.
"Annenler az sonra uyanır," dediğimde "Peki" diyerek eliyle yanına çağırmıştı. Yanına uzandım ve kollarımı beline sardım. Saçlarıma üst üste öpücükler kondurmayı ihmal etmemişti.
"Annem gece geldi bu arada." demesiyle utangaçlık her bir zerremi sarmıştı.
"Ne? Poyraz nasıldık? Of ya. Bir de tişörtsüz uyudun!" diye bacaklarımı bağdaş kurarak ona döndüm. Hoş bir durum değildi bu yüzden fazla rahatsız olmuştum. Her an utançtan sessiz sedasız evden çıkabilirdim.

"Valla yapışmıştın bana." diye sırıtmaya başladı ve ellerini kafası altında yastık yaptı. Bu rahat tavrı beni fazlaca sinirlendirmişti.
"Poyraz komik değil? Kendini benim yerime koy." diye yataktan kalkmak için hamle yapmamla kolumdan tutarak beni kendine çekmişti. Hızla kalkmaya çalışarak karşılık vermiştim buna.
"Hayatım şaka."
"Poyraz çok komiksin gerçekten gülmekten yataktan düşüyordum az daha." diye ondan kurtularak ayaklandım. Yatağının başında ellerimi beline koyarak ona sert bakışlar atmaya başlamıştım.

"Umarım öyle bir şey olmamıştır. Bir de uyanamadığımızı düşün." diye anlıma şaplak atmamla o da toparlanarak hemen önümde ayaklarını yataktan sarkıtarak zeminle buluşturdu. Kafası tam göbeğime geliyordu şimdi.
"Güzelmiş pijaman. Beğendim." diyerek bir elini süper işareti yaparak havaya kaldırmasıyla eline şaplak attım.

"Poyraz! Öyle şey düşünmezler değil mi?"
"Nasıl düşünmezler bebeğim?" diyerek yandan gülümsemeye başlamasıyla onunla ciddi konuşamayacağımı fark ederek kıyafetlerimi alıp tuvaletin kapısını kilitledim. Siyah tişört ve  kot şortumu giydikten sonra odaya geri döndüm. Onu görmezden gelerek bavulumuna pijamalarımı koymuştum. Sonrasında çalışma masasının sandalyesine oturdum ve gözlerimi tek noktaya diktim. Gelip gönlümü almasını bekliyordum. Kısa süre sonra hemen arkamda eğilerek yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Tamam, özür dilerim. Yanımdasın, çok keyifliyim o yüzden. Gel bakayım buraya." diyerek sandalyeyi kendine doğru çevirdi. Gözlerimi yukarıdan bana bakan Poyraz'a çevirdiğimde gülümsememi bastıramamıştım. Ellerimi tutarak beni kaldırdı ve kafamı göğsüne bastırdı. Ellerimi hemen beline sarmıştım. Böyle sarıldığımızda kendimi onun yanında minicik hissediyordum.

"Annemler öyle düşünmezler bizi yan yana uyurken görmeleri de mutlu eder Ayşe. Gerçekten balım."
"Balım?" Bana ilk defa kurduğu hitap cümlesine şaşırmadan edememiştim.
"Bal yanak." diye eğilerek yanağıma dişlerini bastırdığında sadece sırıtmakla yetindim.

"Sen bahçeye in, ben geliyorum şimdi." dediğinde kafamı salladım ve odasından çıktım. Çıkar çıkmaz elimi kalbime götürmüş ve derin bir nefes almıştım. Ona alışmıştım ama hala ilk zamanki gibi heyecanlanıyordum. Bir ayı çoktan doldurmuştuk. Bu geçen zamanda birbirimize olan samimiyetimizi, benim onun ailesiyle olan ilişkimi çok sorgulamıştım. Gereksiz etiketlere gerek yoktu, Bir yıl geçmesi gerekmiyordu benim onun ailesiyle tanışmam için. Birbirimizi seviyorduk neden olmasındı? Hem de onun ailesi beni böyle karşılarken bir gün bile geç kalmak istemezdim.

Ben merdivenlerden inerken mutfaktan gelen sesle birinin uyanık olduğunu anlamıştım. Bahçeye çıkmak için oradan geçmem zaten gerektiğinden mutfağa adımımı attım. İdil'i su içerken görmemle sessiz kalarak suyunu bitirmesini bekledim. Olası bir benden korkarak öksürük krizine boğulmasını izlemek istememiştim. Sonunda bardağı bittiğinde
"Günaydın." diye gülümseyerek mutfağa adımımı attım. Yüzünü bana döndüğündeyse onun İdil olmadığını anlamam bir saniyemi almıştı.

"Duru?"

Selam. Biraz kısa oldu ama burada bitirmek en iyisiydi. Yorumlarınızı okuyunca kendimi çok iyi hissediyorum lütfen eksik etmeyin yorumlarınızı da oylarınızı da.🙏🙏

Hepinizi öpüyorum. Bu potadan AyRazı çıkarttık mı? SORUYORUM CEVAPLAYIN.

Aşkın Yörüngesi 『AyRaz』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin