VAMPİRLER

182 22 20
                                    

Multimedia= TİMUR KURTBOĞAN

Kağan dayısını ve halasını canı gibi seviyordu onlarla birle moğolistan'da bogd han dağının eteklerinde yaşıyorlardı. Kağan'ın babası Moğol, annesi Türk'tü ama onlar Kağan'ı Timuçin'den kaçarken dayılarına bırakmışlar ve bir daha geri dönmemişlerdi.

Kağan'ın dayısı kurt değildi ama çok iyi bir kurt eğitmeni ve çok güçlü bir avcıydı o da ailesi gibi Timuçin'e karşıydı ama kurt olmadığı için Timuçin onu bulamıyordu.

Bir gece dışarıda otururken vampirler saldırmaya başlamışlardı. Etraflarını sarmışlardı. Kağan üstüne gelen bir vampire kazıkla öldürmüştü ama öldürdükçe daha da çoğalıyorlardı. Kağan dayısına döndü arkasında ki vampir tırnaklarıyla dayısının sırtını çizmişti Kağan çok öfkelendi öfkesi onu dönüştürmeye başlamıştı dönüşümünü tamamladığında dayısına saldıran vampiri parçaladı.

Hemen dayısının yanına gitti ve onu sırtına aldı kısa bir süre halası aradı o da kendisini sıkıştıran vampirlerle meşguldü hemen onu da kurtarıp ormana doğru var gücüyle koştu ama vampirler de arkalarından geliyordu ormanın içlerine gelince durdu çok uzun süredir koşuyordu dayısı ve halası sırtından inince o da eski haline döndü
"Şimdi ne yapacağız dayı"
Dayısı düşünceli görünüyordu yeğenini tehlikeye atmak istemiyordu onlar kendisi ve karısının peşindeydi. Yeğene döndü
"Ayrılacağız ben halanla sağa doğru gideceğim sende sola doğru"
Kağan tam itiraz için ağızını açmıştı ki halası araya girdi
"Oğlum biz ayrılalım sonra tekrar buluşuruz"
Kağan halasına sarıldı halası da Kağan'a bu son sarılmasıydı belkide bir daha asla sarılamayacaktı
"Tamam hala, dağın eteğinde buluşalım."

Kağan peşindeki vampirleri anlattıktan sonra anlaştıkları gibi dağın eteğine gitti ve sabaha kadar bekledi ama gelen olmadı

Sonraki bir hafta boyunca dağın eteğini aradı ama hiç kimse yoktu ve olmayacaktı da...

Küçük çocuk gözlerini hafif araladı son hatırladığı ağacın dalında oyun oynadığıydı. Gözlerini açtığında bir arabanın içindeydi, çok korkuyordu yanında ne annesi var dı, ne de babası. Var gücüyle bağırmaya başladı
"Annemi istiyorum anne, anne, neredesin anne, annemi istiyorum"
O sırada arabanın kapısı açıldı uzun boylu esmer kahverengi gözlü kahverengi saçlı bir adam karşısındaydı ve ona öfkeyle bakıyordu
"Kes sesini"
Uzun uzun adamı süzdü korkutucuydu titrek bir sesle sordu
"Annemi görmek istiyorum"
"Hayır"
Sonra annesinin nezaket göstermek konusunda söylediklerini hatırladı annesine rica edince istediğini yapıyordu
"Rica ediyorum, lütfen"
Adam kaşlarını iyice çattı
"Sana 'hayır' dedim kes sesini"
Arabanın kapısını kapattı İnari kendi kendine söylendi
"Demek ki bazen nezaket hiçbir işe yaramıyormuş. Anne kurtar beni ne olur seni çok özledim"
Ağlamaya başlamıştı ama daha acısını henüz öğrenmemişti annesinin öldüğü gerçeğinden henüz habersizdi...

~~~~~~~~~~~~~~~~LAVİNİA~~~~~~~~~~~~

Lavinia bir haftadır işe gitmek dışnda evden çıkmamıştı . Sakura'nın anılrını görüyor ve her geçen saniye dahada acı çekiyordu. Yatakta, İnari'ye dair anılara bakıyordu ve acısını giderek dahada artırıyordu. Aşağıda ise çoktan plan yapılmış ve Lavinia'yı ina ettme işi Timur'a kalmıştı. 

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin