Altı

3.1K 217 181
                                    

" Zeyno var ya bu pezevenkin bir de küçüklük anıları var . " Mert abinin Eren hakkında dediği şeyle bakışlarım onu buldu ve heyecanla koltukta dikleştim .

Eren benim heyecanlı hâlimi gördüğünde
" Mert abi ! " diye uyardı. Bakışlarını benden kaçırdı . Utandı mı o ? Valla utandı . Utanınca da sanki biraz tatlı oldu . Ama konumuz bu değil .
Ben ise Eren'i takmayarak Mert abiye döndüm .

" Anlat sen Mert abi . Eminim çok usludur ." dememle herkes kahkaha atmaya başladı . Sanki Mert abinin gözleri parlamıştı söylediğim cümleye.  Fazla anlamamıştım . Ama takmadım . Geldiğimden beri tuhaflardı...
Sözü Eren'in abisi Doruk abi aldığında bakışlarımı ona çevirdim.

" Zeynep ne diyorsun sen ? Eren ve uslu olmak ? " dedi dehşete kapılmış sesle . Bunu demesiyle herkes anında Doruk abiyi onayladı . En fazla ne kadar yaramaz olabilir ki ? Sözlerimi sesli dile getirerek

" En fazla ne kadar yaramaz olabilir ki ? " dememle sanki tuhaf bir şey demişim gibi bana garip garip baktılar . Furkan abi söze girerek

" Şöyle düşün . Mesela bu puşt küçükken yaşı tutmadığı için aramıza alamadığımız da odasının kapısına elini bilerek sıkıştırıp amcamın yanında ağlıyordu . ' benim elimi sıkıştırdılar diye . '  Ya da istediği olmadığı için kimseyi akşam uyutmuyordu.  Ya da uyuyan insanları da uyandırıyordu . Allah amcama büyük sabır vermiş . " demesiyle kahkaha attım. 

Eren çocukluğumuz kapışır kanka.  Ama ben genelde kolumu ya da ayağımı sürekli yaramaz olduğum ve çok yerinde duramaz , hareketli olduğum için çok kez kırılmıştı.  Bünye alışmıştı artık . Mesela küçükken Berk'le kavga ettiğimiz de sinirlenip ona tekme attığım da ayağım kırılmıştı . Çok çekmişti ayağım benden .

Bizimkisi de ayrı bir delilik tabii .

Onlar benim gülüşümü hayranlıkla izliyordu . Sanırım gülmem hoşlarına gitmişti. Neden böyle olduklarını anlamamıştım.  Ya da anlamak istememiştim...

Abime yarım saat önce acil telefon geldiğinde gitmek zorunda kalmıştı. Pek anlamamıştım. Sanırım arkadaşıydı . Abim bana ' Sen burada kal . Ben seni gelir alırım ' demişti. Tabii giderken de beni burada tek başıma bırakmaması için yalvarmıştım ve bin tane bahane mi sıralamıştım.  Ama ne fayda ! En son da ' bunlar beni yerse , O zaman bu vicdan azabıyla nasıl yaşayacaksın. Senin biricik kardeşin olmayacak . ' dememle saçmalığıma göz devirerek gitmişti .

Biz de Sayer ailesiyle baş başa kalmıştık. Ama hepsi çok samimi insanlardı . İnsan hemen nasıl yeni tanıdığı birisine çok samimi davranır ki ? Sanki kırk yıldır tanıyormuş gibi...
Bazı davranışlarını da anlamamıştım mesela ..

Seher abla bana bakarak - Amcasının karısı ,  yani yengesi oluyor -  " Canım sen  hâlâ şarkı söylemeye devam ediyor musun ? " demesiyle gözlerimi şüpheyle kıstım . Ve oturduğum koltuktan hafifçe öne eğilerek

" Şarkı söylediğimi söylememiştim . Siz nereden anladınız ? " dememle gözlerini birden endişe ve telaş kapladı. İlk mahçup bir tavırla Defne Hanıma baktı.  Sonra bana dönüp samimi bir şekilde gülümseyip endişeli bir şekilde konuşmaya başladı.

" Sesin ... sesin çok güzel de. Şarkı söylediğini tahmin ettim.   İlk görüşte anladım gibi . " diye telaşla konuştuğun da inanmadım. Ama inanmış gibi yaparak başımı onaylarcasına salladım .

Bu duruma bir tık üzüldüm.  Duygularını sürekli dışarı yansıtıyor ve onu tanıyan bir insan yalan söylediğin de anlar . Yani...
Benim için üzücü bir durum..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin