23 yıl önce
Ahsen Kara
Bugün 1 Ekim, sana kavuşmamıza sayılı günler kaldı benim güzel kızım. Bu satırları heyecanlı, ve bir o kadar da ağlamaklı bir şekilde yazıyorum. Seni kucağıma almak için sabırsızlanıyorum. Aynı şekilde baban, anneannen ve deden de öyle. Hepimiz seni bekliyoruz. Aramızda kalsın, heyecanımın yanı sıra çok korkuyorum. Ya sana iyi bir anne olamazsam? Seni bu dünyanın tehlikelerinden koruyamazsam? Baban bu satırları okusa bana eminim çok kızardı bunları düşündüğüm için. Biliyor musun, baban gerçekten mükemmel bir adam. Sana da harika babalık yapacağından hiç şüphem yok. Bizi çok güzel günler bekliyor, sağlıkla gel dünyamıza minik bebeğim.
Bugün 14 Ekim Cumartesi, geçtiğimiz hafta hep sancılarla geçti. O yüzden sana yazmayı ihmal etmiş oldum biraz. Artık aramıza katılman an meselesi ve ben heyecandan öleceğim sanırım seni doğuramadan. Kime benzeyeceksin acaba? Babana mı bana mı? Kokun... En çok kokunu merak ediyorum. Cennet kokusu derlermiş evlat kokusu için. Kokunu içime çekip seni bir an bile yanımdan ayırmak istemiyorum. İleride bu satırları yüzünde kocaman bir gülümsemeyle okursun umarım İnci'm...
16 Ekim Pazartesi, 09.42
"Başlattın mı Umut? Güzel gözüküyor muyum?"
"Evet video başladı, çok güzelsin hayatım."
"Yalancı. Bu pembe hastane kıyafetiyle çok komik gözüktüğüme eminim."
"Aksine, çok tatlı gözüküyorsun."
"Teşekkür ederim canım. Şimdi beni biraz kızımla yalnız bırakır mısın? "
"Kapının önündeyim. Bir şey olursa seslenmen yeterli."
Umut, odadan çıkıp kapıyı kapattığında iç çekip kameraya gülümsedim.
"Baş başa kaldığımıza göre anne kız biraz laflayalım mı? Ne dersin?"
. . .
Aradan 1 saat kadar geçtiğinde artık kaçınılmaz olan an gelmişti. Canı burnunda olan Ahsen'in sesi koridorda yankılanıyordu. Doğumhaneye doğru hızla ilerlerken Umut, onun elini bir kez olsun bırakmamıştı. Doğumhane kapısına geldiklerinde durdular. İkisi de birbirine dolu gözlerle baktı. Umut önce alnından öptü, sonra dudaklarından. Alnını onunkine yasladığında zar zor ağzından kelimeler döküldü.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Ahsen'in götürülmeden önce son sözü bu olmuştu. Uzun uzun baktılar birbirlerinin gözlerine, ardından kapılar kapandı. Kim bilebilirdi ki birbirlerine son kez bakmış olduklarını, son kez 'seni seviyorum' dediklerini...
Umut Kara baba olduğu gün çocuğunun annesini, canından bir parçasını kaybetti.
Ahsen Kara bebeğini göremeden, kucağına alamadan, kokusunu içine çekemeden ölmüştü. Ardında bıraktıkları ise enkazdan farksızdı. Umut, bebeğini görmeye tam bir hafta sonra cesaret edebilmişti. İlk gördüğünde gözyaşlarına hakim olamadı. Küçücük gözlerini kocaman açmış, ona merakla bakan bebeğin kokusunu içine çekti. Kızının kokusunu hiçbir zaman bilemeyecek olan annesi için de çekti. Onun yerine de öptü defalarca. Uzun uzun yüzüne baktı. Küçük İnci annesine benziyordu. Yeni doğmuş bir bebek nasıl daha şimdiden annesini andırabilir diye düşündü.