2.

392 25 2
                                    

İlk bölümlerin kısalığını mazur görün. İlerleyişi oturtana kadar biraz böyle olacak:/ Keyifli okumalar:)

"Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler,
ağzına dolar insanın.
Sussan acıtır, konuşsan kanatır."  - Oğuz Atay

İnci Kara

"Bu aralar seni biraz ihmal ettim değil mi? Okul açıldı derken gelmeye fırsat bulamadım bir türlü. Aslında anneannemle birlikte gelecektik ama sabah biraz tansiyonu çıktı, dinleniyor o yüzden evde. Kulağımı çekecekmişsin, öyle dememi istedi. Çok hızlı büyüyormuşum." Kıkırdadım. "Keşke sen de burada olsaydın." Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "Biliyor musun? Anneannem benimle gurur duyduğunu söyler hep. Senin ve babamın yerine de söylüyor. Ama ben babamın benimle hiçbir zaman gurur duymadığını biliyorum, görebiliyorum gözlerinde. Sen benimle gurur duyar mıydın anne?"

Ben annesiz büyümüş bir çocuktum. Bu dünyaya gözlerimi açtığım andan beri annesizdim. Ama en az bunun kadar acı olan bir şey varsa o da babam hayattayken babasız kalmamdı.

Elimi toprağın üzerine koydum. Gözyaşlarım toprağını ıslatıyordu. Bakışlarım adının kocaman harflerle yazılı olduğu taşın üzerinde gezdi.

AHSEN KARA
D. 20.06.1975
Ö. 16.10.2000

"İnsan hiç tanımadığı, görmediği birini özleyebilir mi? Ben seni çok özlüyorum anne."

...

Mezarlıktan sonra eve geldiğimde anneannem, bahçıvanımız Kemal abiye bir koli taşıttırıyordu.
Kemal abi bana selam verdiğinde ben de ona gülümsedim.

"Hoşgeldin yavrum, gel bak bunlar senin odana gidecek."

"Ne ki bunlar anneanne?"

"Eşyalar var hep eski. Depoda duruyorlardı ne zamandır. Ben de dedim Kemal Bey bir el at çıkaralım şunları." Kıkırdayarak yanına gidip yanağından öptüm.

"Biraz uzanacağım ben, haberin olsun." diyip içeri girdim. Kemal abiye teşekkür ettikten sonra kapımı kapadım. Üzerime rahat bir şeyler giyip yatağa uzandım. Çok geçmeden de uykuya dalmıştım.

Mezarlıktaydım, annemin mezarlığında. Onun yanına uzanmıştım. Etraftan sesler geliyordu. Küçük bir kız çocuğunun sesi.

"Süprüz mü yapıcak bize yoksa?"

Bu tarafa doğru geliyorlardı. Adım seslerini duyabiliyordum.

"Saklanmıştır belki, saklambaç oynamak istiyordur benimlen! Anne! Elma dersem çık, armut dersem çıkma.
Elma! Elmaaa!!"

Görüş alanıma girdiklerinde öylece kalakalmıştım. O kız çocuğu bendim. Beş yaşına yeni girmiş İnci'ydi. Yanında babam vardı. Beni ilk anneme getirdiği zamandı.

"Bak annen burada." dedi, parmak ucuyla annemin mezarını göstererek.

"Nerede? Burada yok ki" Etrafına bakındı küçük kız.
"Sen görebiliyor musun?"

"Hayır, ikimiz de göremeyiz. Çünkü senin annen öldü."

"Hayır! Ölmedi, melek oldu. Anneannem demişti ki annen sen göremesen de hep seninle. Yalan söylüyorsun, melek oldu benim ann-"

Gözlerinden GökyüzüneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin