1.1| ❛buket❜

462 66 98
                                    

Florina'ya dönmemin üzerinden birkaç ay geçmşti. Sherlock filmi hakkında yeni yeni haberler çıkmaya başlamıştı.

Olan onca şeye rağmen her şeyin sonunda yine Benedict'i haberlerden ve raportajlardan takip ediyordum.

Bana verdiği numaraya birkaç kez mesaj attım ancak yanıt veren kimse olmadı.

Benedict?
Ben Charlotte.
Lorraine*

Eğer mesajlarımı görüyorsan
lütfen geri dön.

Eğer dönmeyeceksen ben de yazmam.

Tamam.
Konuşmuyoruz demek.

Film nasıl gidiyor?

Yazmayacak mısın?

Beni bir daha görüp göremeyeceğini sormuştun.
Benimle mesajlaşmıyorsun bile.
Sen bilirsin.

Ne bekliyorsun sana sonsuza dek mesajlar at mı?

Eğer ben sana numaramı verseydim, hiç yazmayayacaktın yani.

Ama yanıt veren olmadı. Kötüye yormak istemedim. Meşgul olabilirdi, numarasını değiştirmiş olabilirdi.

Ama yine de aklıma kötü ihtimaller gelmeden de edemiyordum. En çok düşündüğüm senaryonun çalınmış olabileceği ihtimaliydi.

Bazı geceler bu ihtimali düşünmekten uyuyamıyordum. Muhtemelen tazminat davası açılırdı. Senaryodan alacağım parayı da alamazdım. Ama senaryo nasıl sızabilirdi ki? O gün orada yalnızca Martin, Benedict ve ben vardık. Bunu düşünerek kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.

Ayrıca ortada hiçbir şey yokkken kendi kendime kurduğum için de kızıyordum.

Belki de Benedict'in medyaya duyurmadığı bir sevgilisi vardı. Bu yüzden bana yazmıyordu. Bu pekala mümkündü.

Ya da son gün öylesine bir oyunculuk sergilemiş ve önemsiyormuş gibi görünmüştü. Sonrasında ise aklına bile gelmemiştim.

Senaryonun çalınması ihtimali stressten beni yiyip bitiriyor, sevgilisi olma ihtimali hayal kırıklığına uğratıyordu. Ama hiç umursamamış olduğu düşüncesi...

Sonuçta bir şekilde hayatıma devam ettim.
Tabii rutinimde de bozulmalar olmuştu. Mesela bir oyun yazmak için bir ayım varsa ben kendi kendime 'bir gecede koca bir filmi yazan bir ayda bir tiyatro oyununu rahat rahat yazar.' düşüncesi ile işimi son zamana bırakmayı alışkanlık haline getirmiştim.

Belki de bu daha iyi oluyordu. Benim için değil ama tiyatroda ki duygu yoğunluğu için. Çünkü gecenin bir vakti ağlayarak oyun yazıyordum. Özellikle romantik tiyatrolar için uyarlamaları da bana vermeye başlamışlardı.

Bir sabah yazdıklarımı teslim etmek üzere gittiğimde kapıdaki adam bana üzerinde not olan bir çiçek geldiğini söyledi.

Doğrusu bu beklediğim bir şey değildi. Bir sevgilim yoktu, hayatımda tebrik edilecek bir şey yoktu, son zamanlarda bir hastalık da atlatmamıştım.

Scriptwriter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin