1.2| ❛güven❜

454 63 150
                                    

Ben de diğer görevlilerle birlikte Benedict olduğundan emin olmak için tüm seyirciler çıkana kadar bekledim.
Ancak onun olmadığı düşüncesiyle hayal kırıklığına uğradım. Yine de herkes çıkana kadar bekledim ve bundan hiç pişman olmadım.

Benedict insanlarla karşılaşmamak için hızlıca çıkmış beni binanın önünde bekliyordu. Montu Sherlock Holmes'ünkine benzemese de ona sıkıca sarınmış sigara içiyordu. Beni gördüğünde isteksiz bir gülümseme ile "Pek hayal ettiğim gibi bir sürpriz olmadı."diye söylendi.

Benim ise mutluluktan ağzım kulaklarıma varıyordu. "Buradasın!"
"Evet. Seninle konuşmalıyız."
"Bu harika!"
"Ben olsam öyle demezdim ama…"
"Gerçekten buradasın, hiç beklemezdim!"
"Biraz sakinleşebilir misin?"

O kadar mutluydum ki kendime çekip ona sarıldım, bir yandan da "Buradasın işte, buradasın!" diye mırıldanıyordum.

Onu birkaç ayda sekiz yaşında ayrılmamızdan sinemada görüşmemizde kadar özlediğimden daha çok özlemiştim.

Belki Benedict benim kadar heyecanlı değildi ama kucaklaşmamızdan sonra gülümsemesi ve bakışları daha içtendi.

"Seni görmek güzel Lorraine."
"Seni de, seni de!" dedim. Sesim tüm sokakta yankılandı neredeyse.

"Hayır, senin için değil. Üzgünüm ama buraya pek de… Uhm… Seni mutlu edebilecek bir sebeple gelmedim. Araban yakınlarda mı?"

"Ne oldu?"
Sesini alçaltarak "Burada söyleyemem." dedi.

Ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Fazla düşünerek kötüyü çağırmıştım.  Çünkü neyden çok korkarsan başına gelir.

Arabama gidene kadar bile olasığlığı düşünürken beynim uyuştu.

"Evet, şimdi söyle bakalım. Ne oldu?"
"Senaryo internete sızdı."
"İnternete!?"
"Hızlıca müdahale edip kaldırılmasını sağladık ancak pek bir şey değişmedi."

Başımı direksyona dayadım. Omzuma dokunarak "Ama endişelenme-" dedi.

Sözünü kesip "Endişelenmeyeyim? Öyle mi? Zırvalamayı kes de bana bundan sonra neler olacağını söyle!"diye bağırdım.

"Muhtemelen çok yüksek miktarda tazminat…"
"Mesela?"
"Bilemiyorum, ömrün boyunca sefalet çekecek kadar."
"Saçmalık bu. Benim hatam bile değildi!"
"Benim hatamdı."

Son dediğini duyduğumda öfkeden yanabilirdim. "Ne demek 'benim hatamdı.' Senden istediğim hiçbir şey yoktu Benedict! Yalnızca biraz dikkatli olabilirdin!"

O kadar çok bağırıyordum ki boğazım acıdı. Koltuğa yaslandım, kollarımı kavuşturdum ve gözlerimi kapattım.

Benedict ise suçluluk duygusundan dolayı beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Haklısın, sonuna kadar haklısın. Ama düzeltebilirim. Düzeltebiliriz."

Tek gözümü açıp çaresiz görüntüsüne baktım. Alaycı şekilde güldüm. "Bu kadar endişelenme Benedict. Hayatı boyunca çabaladığı her şeyi kaybedecek olan sen değilsin. Git de şöhretin tadını çıkar. Düzeltebilecek olsan burada olamazsın."
"Lorraine, ben ciddiyim."
"Ben şaka yapıyor gibi mi duruyorum?!"

Ceketinden sigara paketini çıkardı, "Arabamda içemezsin!"diye bağırınca yerine koydu.

"Sadece sen sakinleşene kadar-"
"Hayır!"
Arabanın canımı açıp derin birkaç nefes aldım. Benedict konuşmaya cesaret edemiyor, yalnızca bekliyordu.

Birkaç dakikanın ardından öfkemi kontrol edebiliyordum.

Yine de "Daha iyi misin?"sorusuna öldürücü bir bakış atmayı ihmal etmedim.

Scriptwriter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin