medyayı açıp okuyun~
Hızını daha da arttırıp kolundan yakaladı genci. Yüzüne baktı şaşkınca, gözleri ve burnu ağlamaktan kızarmıştı. Kolunu çekti ellerinden genç adam, nefretle baktı yüzüne. Arkasını dönerek hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalıştı ondan fakat Kuroo buna izin vermedi.
"Ne oldu Kenma?! Neden böyle davranıyorsun bana?" Tahammül edemeyerek döndü arkasını, sinirle mırıldandı. "Bir şerefsizden farkın olmadığını anladım da ondan!" Anlamaz gözlerle baktı ona, ne saçmalıyordu? "Şerefsiz derken? Ne olduğunu anlatır mısın?!" Alay edercesine güldü gözyaşlarının arasından ona "Hiromi'ye sor, o sana anlatır!" diye bağırdı bomboş sokakta. Olanları yavaş yavaş anlamaya başlıyordu, yine yazmış olmalıydı. Kenma çoktan kolunu bir kez daha ondan kurtarmış, sinirle bilmediği yollara saparak yürüyordu. Kuroo tekrardan koştu ve yakaladı kolunu, genç sabrı taşmış bir şekilde bağırdı ona "Ne var ne?! Ne var Allah'ın cezası?! Ne var piç kurusu?!" bir kaç damla daha süzüldü gözlerinden "Bitti, tamam? Bundan sonra yüzünü dahi görmek istemiyorum!" yalvaran gözlerle baktı çocuğun suratına "Lütfen dinle beni! Dinle de sonra karar ver... Lütfen Kenma!" Gencin öfkesi sınırını aşmış, gözlerindeki nefret Kuroo' nun canını yakıyordu "Neyi dinleyeceğim?! Beni bir güzel aldatışını mı?!" sinirle bir kahkaha attı "Üzgünüm, her şeyi öğrendim!" Bir kez daha kurtardı kollarını ondan. Bu sefer yürümedi, koşarak uzaklaştı ondan. Koşabildiği kadar hızlı koştu tekrar durdurulmamak için. Kuroo, olduğu yerde takılı kalmış, kendisinden uzaklaşmasını seyrediyordu.
Genç adam koşmaktan yorulmuş, yavaşça yürüyordu. Gözleri etrafta oturacak bir yer arıyordu. 20 metre ötede bir yer vardı ışıkları yanan, oraya doğru gitmeye başladı hızlanarak. Yaklaştığında buranın 7/24 açık olan kafelerden biri olduğunu anladı. İçeri girdi direkt, görevliler hariç kimse yoktu dükkanda. Sabahın dördünde kim olacaktı ki zaten?
Sarhoştu biraz, başı ağrıyordu. İyice ayılmak için sert bir kahve söyledi kendisine. Gelen kahvesini yudumlarken biraz önce yaşadıklarını düşündü. O anki suratı aklından çıkmıyor, daha da üzülmesine yol açıyordu. Telefonunu çıkardı sonra cebinden, son mesajlaşmalarına baktı. Tekrardan sinirlendi, fakat bu sefer siniri kendisineydi. Bu kadar salak olduğu için kendisine kızıyordu. Engelledi onu her yerden, kendisine ulaşabileceği tek bir yol bile bırakmadı.
Eve gittiğinde odasına çıktı direkt, yorganı başına kadar çekerek bir kez daha ağlamaya başladı. Ağlaya ağlaya uyuya kalmıştı, uyandığında perdelerini açık bıraktığını fark etti. Hızlı adımlarla penceresine doğru yöneldi. Tamda tahmin ettiği gibi, Kuroo, pencereden onu izliyordu. Geldiğini görünce korkarak penceresinin altına saklandı. Kenma söylenerek perdelerini tamamen kapattı ve banyosuna doğru gitti. Kendine gelmek için soğuk bir duş alıp çıktı hemen. Laptopunu kucağına alarak kiralık dairelere bakmaya başladı. Daha fazla burada, onun yanında kalamazdı. Bir kaç tane daire hoşuna gitmişti, annesiyle konuşup onlardan birine yerleşecekti. Buraya 1 saat uzaklıktaydı. Her ne kadar çok uzak olmasa da, en azından pencereleri karşılıklı değildi.
(3 ay sonra)
O günden sonra bir daha konuşmamışlardı. Kenma, oradaki evinden tamamen taşınmıştı. Kalan son eşyalarını almak için eve gittiğinde bir kaç defa karşılaşmışlardı fakat Kenma yüzüne bile bakmayarak yanından geçip gitmişti sadece. Kuroo, yaptıklarının pişmanlığıyla kendini yiyip bitirirken genç onu umursamıyordu. Sanki daha önce hiç tanışmamışlar, bir buçuk sene boyunca sevgili kalmamışlar gibi ilerliyordu her şey. Kenma onu unutmaya çalışıyor, Kuroo ise hala onu düşünerek kendine kızıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/251311934-288-k344078.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙩𝙝𝙚 𝙣𝙞𝙜𝙝𝙩 𝙬𝙚 𝙢𝙚𝙩 • 𝐤𝐮𝐫𝐨𝐤𝐞𝐧
Fanfiction"𝙃𝙤𝙨𝙜𝙚𝙡𝙙𝙞𝙣 𝙨𝙚𝙫𝙜𝙞𝙡𝙞𝙢..." ༉‧₊˚✧ "𝙃𝙤𝙨𝙗𝙪𝙡𝙙𝙪𝙢..." ♡♡♡ ~19.02.2021~ ~16.04.2021~