yukarıdaki şarkıya ve sözlerinin anlamına aşığım sizde dinleyin!!!!
"Ellerini havaya kaldır!" Polisten gelen sert, tekdüze bir sesle birlikte donakaldı Kenma. Nasıl bulmuşlardı onları?
Kenma'nın ölmesine karşı çıkacaklardı, bunu yapamazlardı. Onu öldürmeliydi, her ne olursa olsun öldürecekti. Zorla ayağa kaldırdı Kenma'yı. Yere düşen bıçağı tekrardan ellerine alıp boynuna, tam şahdamarına getirdi. Kuroo, Hiromi'ye doğru gidecekken polislerden biri durdurdu onu "Sizin müdahale olmanız bizim işimizi daha da zorlaştırır. Sakinleşin ve bekleyin. Onu kurtaracağız." Anlayamaz gözlerle baktı karşısındaki kendinden emin polise "Ölecek! Halini görmüyor musunuz(?)! Her an düşüp ölebilir ve siz hala bana sakin ol diyorsunuz!" Polis üzgün gözlerle baktı Kuroo'ya. Halini anlayabiliyordu. "Hayır, ölmeyecek. Buna izin vermeyeceğiz. Siz sadece bekleyin. Bir kaç dakika sonra arkadaşınıza kavuşacaksınız." Kenma her şeyi duyuyordu. Kuroo' ya 'gelme' demek istiyordu fakat ağzını kıpırdatamıyordu. Onu yapmaya bile mecali yoktu.
Hiromi bıçağı Kenma'nın boynuna daha çok batırmaya başladı. Bıçak deriyi yavaşça keserken kan damlaları yere süzülüyordu. Polislerden biri komutandan onay alıp Hiromi'nin sağ bacağına ateş etti. İkna olacağı yoktu, tek seçenek onu zorla durdurmaktı. Hiromi acıyla dizlerinin üzerine düştü. Polisler Hiromi'ye doğru, ellerini kelepçelemek için koşarken Kenma yaslandığı bir yer kalmayınca yere düşecekti ki Kuroo anında koşup yakaladı onu. Kucağına alarak yanlarında duran sedyeye götürdü hemen. Sedye ambulansa taşınırken nabzı çok yavaştı, hastaneye varana kadar stabil olmalıydı. Çok fazla kan kaybetmişti.
"Nabız 40, gittikçe düşüyor!" Açmak için zorladığı gözleri kapanmaya ısrar ediyordu. Gözleri açık olsa da etrafı kararıyordu. Bir hiçe doğru sürükleniyordu.
"Nabız otuza düştü, hadi oğlum, dayan..." Karanlığın ortasında bir ışık süzülüyor, yolunu bulmak için oraya doğru koşuyor Kenma. Işığa yaklaştığında ışığın kaynağının Kuroo olduğunu fark ediyor, daha hızlı koşmaya çalışıyor. Fakat bir sorun var, ne kadar ilerlerse o kadar geriye gidiyor. Koşmaya devam ettikçe Kuroo kayboluyordu.
"Kalbi duracak!" Bir sahilin ortasında buluyor kendini, onu ilk gördüğü sahil. Yollar menekşelerle kaplı, sanki ona yol göstermek ister gibi sıraya dizilmişler. Takip ediyor menekşeleri, kendini denizin önünde buluyor. Kaldırıyor başını, denize bakıyor. Denizin ortasında biri var, çırpınarak yardım istiyor. Dikkatlice bakıyor kim olduğunu anlamak için. Fark ediyor sonra, içini büyük bir korku kaplıyor. Kuroo boğuluyordu. Hiç düşünmeden atıyor kendini denize, yüzmeye başlıyor ona doğru. Tam elini tutacakken deniz içine çekiyor Kuroo'yu. Koca denizin ortasında kayboluyor Kuroo.
"Kalbi durdu, kalp masajına başlıyorum" Karanlık bir kez daha sarıyor etrafını. Bu sefer gözlerini açtığında işkence gördüğü yeri görüyor karşısında. Hiromi sandalyeye eliyle vurarak oturmasını işaret ediyor. Sözlerine birer birer itaat ediyor. İstemese de gidip oturuyor tekrardan o sandalyeye. Yine bir bıçak çıkıyor ortaya. Hiromi hiç beklemeden saplıyor kalbine bıçağı.
"Tekrar atıyor!" Bıçak göğsünde saplı kalıyor Kenmanın. Hiromi kayboluyor fakat bıçak yerinde duruyor. Her hareket ettiğinde daha çok acıtıyor canını. Bir ses duyuyor sonra, Kuroo'nun sesi. Dayanmasını, onu bırakmamasını söylüyor ona. Gökyüzüne kaldırıyor başını, sol gözünden bir damla yaş süzülüyor. Onu görmek istiyor, etrafına bakıyor fakat bulamıyor. Ağlamaya başlıyor, gözleri her yerde onu arıyor. Bu sefer kendini Kuroo ile yıldızları izlediği uçurumun başında buluyor. Kuroo yere oturmuş, Kenma'ya bakıyor dolu gözlerle. "Gel buraya sevgilim..." diye mırıldanıyor "yalnız bırakma beni." Ona doğru koşuyor, bu sefer kaçmıyor Kuroo. Sarılıyorlar sıkıca.
"Kalp hızı normale döndü, böyle kalması lazım." Etraf aydınlanıyor bir anda, gökyüzünün maviliği gözünü alıyor genç adamın. Kalbindeki bıçak kayboluyor, acısı diniyordu. Uzun bir uykuya dalıyor huzurla.
-
Haftalar sonra gözünü açtığında hastanenin tavanıyla karşılaşıyor Kenma, olanlar zihnine akın ediyor anında. Kalkmaya çalışıyor yataktan fakat yaraları canını yakıyor, kalkamıyor. Odaya bakıyor yavaşça, Kuroo'yu göremeyince içini büyük bir endişe kaplıyor. Tam doğrulup onu aramaya gidecekken odanın kapısı açılıyor. Kuroo elinde yemek tepsisiyle odaya dalıyor bir anda. Gözleri uyanık Kenma'nın gözleriyle buluşuyor sonra. Tepsi ellerinden kayarak yere düşüyor yavaşça. Kuroo Kenma'ya doğru koşuyor, önünde eğilerek sıkıca sarılıyor ona. Ağlayarak sarılıyorlar birbirlerine.
"Hoşgeldin sevgilim..."
"Hoşbuldum..."
F İ N A L
Normalde burada bitirmeyecektim fakat böyle olması gerekti, affedin<3 Bu zamana kadar yanımda olan okuyucularıma çok teşekkür ederim, siz olmasaydınız buralara gelemezdim. Hepinizi çok seviyorum. Kafamı toparlayabildiğim zaman belki başka hikayelerde tekrardan buluşuruz, kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙩𝙝𝙚 𝙣𝙞𝙜𝙝𝙩 𝙬𝙚 𝙢𝙚𝙩 • 𝐤𝐮𝐫𝐨𝐤𝐞𝐧
Fanfiction"𝙃𝙤𝙨𝙜𝙚𝙡𝙙𝙞𝙣 𝙨𝙚𝙫𝙜𝙞𝙡𝙞𝙢..." ༉‧₊˚✧ "𝙃𝙤𝙨𝙗𝙪𝙡𝙙𝙪𝙢..." ♡♡♡ ~19.02.2021~ ~16.04.2021~