Fazlasıyla sıcak bir öğlen arasıydı, sarı saçlı gencin teni bembeyaz olduğu için güneş onun için bir düşman gibiydi. Elindeki yeni aldığı soğuk suyu bir dikişte yarısına indirdi ve geri kalan yarısını da kafasından aşağı dökerek kendisini serinletmeye çalıştı. Üzerindeki siyah atlet ıslanmıştı, açıkta kalan boynundan köpürcük kemiklerine doğru su damlaları akmaya başlarken elini saçlarından geçirip şişeye yol kenarında bulunan çeşmeden biraz daha su doldurdu."Sikicem ama ya...Sıcağa bak, güneş sanki götümüze girdi." Diye söylenmeye başlayan genç, doldurduğu şişedeki suyu da bitirip yukarı fırlattı. Çöpe doğru bir şut çektiğinde ise şişe çöpün kenarına çarpıp yere düştü. "Siktir ya.." Katsuki tatmin olmayan egosu ile söylene söylene okula doğru yürümeye devam etti. Fakat arkasından iri bir el bileğini yakalayıp onu durduruncaya kadar.
"Aah...Kacchan, şey çöpü düşürdün."
Bakugou, yaz boyunca görmediği ve kendince 'inek Deku' olarak tanımladığı Midoriya'nın ona yukardan bakan gözleri ile iletişime geçti. Lanet olası inek yaz boyunca görmemesinden dolayı çok fazla uzayıp irileşmişti, aralarında yaklaşık bir on santimetre vardı. Midoriya'nın kibar uyarısından sonra kolunu savurarak onun elinden çekti.
"Çok canını sıktıysa kendin al. Hah....lanet olası sikik inek." Bakugou onun uzun boyunu ve antrenmanlı vücudunu kıskandığını belli etmeden yüzüne karşı el hareketi çekip yürümeye başladı.
Midoriya ise çöpü yerden alıp çöp kutusuna fırlatmıştı, sonra da Bakugou'nun arkasından tıpkı sahibini takip eden bir köpek gibi ilerlemeye başlamıştı. Arkasından yürürken de gözünü Bakugou'nun çıkık kalçalarından ayıramıyordu. Okul pantolonundan bile fena halde belli oluyordu. Yol boyunca sadece bakmak ile yetindiği kalçalar sınıftaki sıra ile buluşunca Midoriya gözlerini başka yerlere odaklayıp yutkundu. Onun önünde oturuyordu ve tüm ders, Bakugou'nun sabahtan beri kabarık olan sarı saçlarını izlemekten keyif almıştı.
Hocanın dağıttığı ödev kağıtlarını Midoriya'ya dönmeden uzatan Bakugou Midoriya'nın elinin kendi eline değdiğini hissettiği anda kalbinin hızlı atmaya ve göğsünün daralmaya başladığını fark etti.
Elini hemen çekip göğsüne yerleştirirken, derin nefesler çekti. Ölüyor muyum acaba? Diye düşünüyordu. Fakat bilmiyordu ki, çoktan kalbinde yer edinmiş birisi olduğunu.Midoriya onun her zamanki hallerine alışık olduğundan hiç bir tepki göstermemiş, usulca içinden bir tane alıp diğer ödev sayfalarını arkasındakine vermişti. Öğlen sonrası ders faslının yükü üzerlerinden kalktığı için derin bir nefes veren öğrenciler diğer dersin, yani son dersin beden olmasına koyun kesmeye hazırlanıyorlardı.
Bakugou beden dersi için giydiği siyah kısa kollu atleti de çıkarmamak için sabretti. O kadar sıcak hissediyordu ki eriyip masaya akabilir, sonra da büyük bir damacana içinde buz dolabının en soğuk kuytu köşelerinde yer edinebilirdi.
Zil çaldığında herkes dışarı çıkmıştı, Midoriya ise Bakugou'nun çıkmasını bekliyordu fakat sarı saçlı yattığı yerden kımıldamamakta ısrarcıydı. Midoriya onunla konuşmaya çalıştığında tersleneceğini biliyordu, yine de sormak istedi.
"Kacchan....Neden çıkmıyorsun? Herkes dışarıda." Dedi tepesinde dikilerek. Bakugou, gözlerini kapatmıştı ve uzun kirpikleri, minik yüzüne orantılı burnu, sıcaktan hafif pembeleşmiş yanakları ve tüm güzelliği ile Midoriya'ya görsel şölen yaratıyordu.
Bakugou gözlerini açmadan, "Çok sıcak. Gitmek istemiyorum." Dedi. İlk defa bu kadar sakin bir şekilde konuştuğunda Midoriya heyecanlandı, tekrar konuştu.
"Burada yalnız kalman iyi olmayabilir. Yanında kalmamı ister misin?" Dedi kibarca."Oradan bakınca beş yaşında sikik bir velet gibi mi görünüyorum ha Deku?! Siktirip gidebilirsin, ben gelmeyeceğim seni pis inek." Bakugou fazla yükselmiş olacak ki vücudunu tekrar sıcak basmıştı. Elini yelpaze misali serinlemek için sallarken, Midoriya aldığı tepki ile gözlerini devirmemek için zor durdu. Bir an olsun küfür etmedi diyordu ama Bakugou onu yalancı çıkarmakta fazla geç kalmamıştı.
Midoriya elini onun anlına ateşini kontrol etmek için yaslayıp konuştu. "Bak, bağırmaya devam edersen ateşin çıkacak."
Sonra da kendi sırasında bulunan soğuk suyu ona uzatmıştı. Bakugou onun eline vurup kendisinden uzaklaştırmış küfürler savurmaya başlamıştı. Biraz daha 'lanet olası Deku'nun' suratını görmeye devam ederse kesin anlayamadığı heyecanlı kalp atışları yüzünden ölecekti. Az önce de eliyle anlına dokunmuştu.Midoriya çırpınan gencin kendisinden biraz daha küçük kalan bedenini kolları çarpraz olacak şekilde tek eliyle yakalamış, debelenmesine engel olmuştu. Bakugou bu sefer tepik atmaya çalıştığında Midoriya onun bacaklarını kendi kaslı bacakları arasına sıkıştırdı, Bakugou'nun tüm uzuvlarının hareketini kesmesini sağladı.
"Bunu sana daha sık yapmalıyım." Midoriya kahkaha atarak konuştuğunda sarı saçlı hala bağırıyordu. Sesi tüm sınıfta yankılanmıştı.
"LANET OLASI SİKİK İNEK! BIRAK BENİ! BIRAK DEDİM! SENİN KAFANI SİKİNLE YER DEĞİŞTİRECEĞİM, LANET OLSUN! ÖL! ŞİMDİ ÖL!"
Midoriya onu susturmak için son hamlesini de yaparak, uzun zamandır yapmak istediği şeyi yaptı. Dudaklarını onun pembe et parçaları ile buluşturdu ve gözlerini kapatarak sadece bekledi. Tahmin ettiği gibi Bakugou şaşırarak sesini kesmişti. Onun alt dudağını biraz çekiştirip yaladı ve sırıtarak geri çekildi. Bakugou'nun şaşkınlıktan iki üç kat daha irileşen gözleri kapıdan gelen ses ile o tarafa döndü. Son bir kere daha kolunu geri çekmeye çalışsada Midoriya çok sıkı tutuyordu.
Nöbetçi hoca ile bakışma yarışına girişen Bakugou ve Midoriya şu an bulundukları pozisyonun pek müsait olmadığını hocanın çattığı kaşları ile anladılar. Fakat artık çok geçti, disiplinin yolları ikisine de göz kırparak bakıyordu.
****
Evet tüm kitap Nyahmh_ adlı şahsiyete ithaf olarak yazılmıştır <3
Umarım sevilir
Ha bide
Oy atın amk
( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet and Gruff || DekuBaku
Fanfiction"Kacchan, napıyorsun?" "Giden dörtlü karın kasıma üzülüyorum." "Bendeki altılı neyine yetmiyor?" Bakugou o görmese de gözlerini devirmişti. | -Mpreg -Uke Bakugou -Seme Midoriya