UÇURTMA

ÇAKMA YASTIK

Bu bölümü en sevdiğim Kardeşcanım olan Çaça'ya ithaf ediyorum dfdsfs oku bi zahmet :))

Sanırım en güzel tatilim buydu. 1 aydır Kaan'la sürekli beraberdik. Kuzeninin düğün hazırlıklarına Can'la beraber yardım etmiştik. Ve düğün günü gelip çatmıştı...

Kaan'ın kuzeninin ailesiyle samimi olduğumuz için tüm aile o düğündeydik. Saçımı sade bir topuz yaptırıp üzerime nar çiçeği , göğüs kısmında hafif dekoltesi olan sade mini bir elbise giymiştim . Altına da burnu açık siyah babetlerimi geçirdim..(Medyada ) Hafif sade bir makyaj yapıp en sevdiğim çiçekli çantamı da elime alınca hazırdım. Şimdi sıra tabiki de annemleri beklemekteydi.

Yaklaşık yarım saatlik beklemeden sonra nihayet evden çıkabilmiştik. Kaan 'ı görmek için sabırsızlanıyordum. Düğün salonuna vardığımızda içeriden kulakları sağır edecek sesler geliyordu. Gören de düğün değil disko sanacak. Düğün sahipleriyle kısaca selamlaştıktan sonra gözlerim Kaan'ı aramaya başlamıştı. Tam telefonumu çıkartıp mesaj atacaktım ki karşıdan bana doğru - 32 diş sırıtarak gülümseyerek - gelen bir adet Kaan gördüm. Üzerine siyah bir takım elbise giyip beyaz bir papyon takmıştı. Saçlarını kaldırıp hafif dalgalı bırakmıştı. Gözleri yeşilin en güzel tonundaydı ve resmen " ben burdayım !" diye kendini belli ediyordu. Bu yaşta bu kadar yakışıklı olması haksızlıktı.

"Deniz... Çok güzel olmuşsun"

"Hmm sen de fena sayılmazsın "

Bunu dedikten sonra alaycı bir şekilde gülümsedi

" O yüzden iki saattir gözünle yiyorsun"

"Aa saçmalama ne münasebet"

"Haha peki dediğin gibi olsun. Hadi gel dans edelim"

"Kaan mal mısın daha düğün başlamadı ne dans etmesi?"

"Ha tamam o zaman gel şuraya oturalım başlar birazdan"

Sünnet çocuğunun annesi abartılı saç ve makyajıyla kocasının elini tutarak dans pistine gelir. Alkış tufanı kopar ve dans etmeye başlarlar. Tabi bu sırada sünnet çocuğu da kendi yaşlarında bir kızla dans eder . Klasşk düğün.

"Deniz kalk dans edicez"

"Emriniz olur Kaan Bey. Kibar ol biraz ya "

"Off. Deniz benimle dans eder misin ? "

"Hay hay" deyip uzattığı eli tutarak ayağa kalktım. Hımm ilk kez elimi tutmuş olabilir. Tamam Deniz , sakin kızım.

İnsanlar dans ederken biz sadece ayaklarımıza basıyorduk. En sonunda pes ederek oturmaya karar verdik. Düğün tüm neşesiyle devam etti. Kaan'la romantik bir şekilde dans etmeyi hayal ederken çiftetelli oynamak fazlasıyla komikti. Cidden fazlasıyla yorulmuştuk. Düğünün sonlarına doğru Can'ın yanında ben ve dizlerinde yatan Kaan'la oturuyorduk. Kaan'ın yüzünü incelemeye başladım. Sanırım o an asla gözümün önünden gitmeyecek.

"Kaan şey annemler yarın dönecek ve sanırım ben de onlarla dönücem"

"Ne ? Nasıl ? Deniz lütfen dönme daha tatilin bitmesine 2 ay var"

"Peki ben kalırım da sen tatil boyunca burda mısın ki ? "

"Sen burdaysan ben de burdayım."

"Aa peki görüşürüz o zaman"

"Görüşürüz "

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Güne başımdaki tarif edilmez ağrıyla başladım. Bir daha asla bu kadar çok oynamayacaktım. En azından düğünde.

Kahvaltımı yapıp Kaan'a mesaj attım. Cevap vermedi. Bekledim, bekledim, bekledim. Bir daha mesaj attım, yine cevap vermedi. Aradım ama telefonu kapalıydı. En iyisi Can'a sormak.

"Can Kaan'dan haberin var mı?"

"Niye sordun ki ?"

Ebenin...

"Ya şey bisiklet sürecektik de bugün mesaj attım cevap vermedi, telefonu da kapalı"

"Ha onlar Almanya'ya gitti amcasının yanına. 2 haftadan aşağı dönmezler"

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Kaan. Bana. Haber. Vermeden. Almanya'ya. Gitmiş. Üstelik benim annemlerle dönmememi isterken! Ben de Deniz'sem bunu senin burnundan fitil fitil getirmesini bilirim Kaan Bey.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Resmen 15 gün geçmişti ya. Kaan hala ortalıkta yoktu. 15 gündür evden dışarıya adımımı atmamıştım. Resmen depresif ergen modundaydım.

"Deniz hadi Can'lara gidiyoruz."

"Yok ya ben gelmiycem siz gidin"

"Hemen git giyin ve buraya gel Deniz. İtiraz yok."

Oflaya puflaya yukarı çıktım. Uzun süredir giymediğim çiçekli mavi elbisemi giymeye karar verdim. Saçıma da bir bandana takıp aşağı indim. Ev yakın olduğu için kısa sürede varmıştık. Kapının önünde fazladan bir kaç ayakkabı olduğunu gördüm. Bir de misafir çekecektim. Lanet.

İçeri girdiğimde kısa çaplı bir şok geçirdim. Kaan gelmişti! Her ne kadar koşup sarılmak istesem de kendimi dizginleyip soğuk bir gülümsemeyle ona baktım. O da hafifçe sırıttı ve daha sonra kafasını uğraşmakta olduğu telefona çevirdi.

"Can abi baksana kıza ya. 15 gün boyunca bu kızlaydık işte. Amcamların komşusu muymuş neymiş. Ordan oraya gezdik var ya o kadar çok eğlendik ki anlatamam. "

"Oo cidden iyiymiş. Adı ne ?"

"Alya. "

Gözümün ucuyla telefona bakmaya yeltendim. Daha sonra dayanamayacağımı fark edip hızla evden çıktım. Arkamdan birinin geldiğini fark edince adımlarımı hızlandırdım. Tam apartmandan çıkacakken biri hızla kolumdan tutup beni kendine çekti. Gördüğüm şey şaşkınlıkla irileşmiş iki çift yeşil gözdü.

"Ne istiyorsun Kaan?"

"Ne demek ne istiyorsun? Deniz ne yaptığının farkında mısın? Neden koşar gibi çıktın evden noldu?"

"Kaan sabrımı mı deniyorsun yoksa salağa mı yatıyorsun anlamıyorum ama beni rahat bırak tamam mı ? Ben senin için dönmezken sen bana bir mesaj atıp haber bile atmadan Almanya ' ya gitmişsin. Bundan sonra hiçbir şekilde karşıma çıkma Kaan. Size Alya 'yla mutluluklar"

Koşarak eve gidip klasik depresyonumu yaşadım. En hüzünlü şarkıları dinleyip çikolata yiyerek ağlamadım tabiki. Gidip buzdolabında ne yemek varsa yedim. Sonra da en sevdiğim yastığıma sarılıp uykuya daldım

Sabah kalktığımda biraz daha uyumam gerektiğini anladım. Yastığıma daha sıkı sarıldım. Yatağın öteki tarafına dönmeyi denerken yastığın gelmediğini fark ettim. Gözlerimi açtığımda sarılıdığım şeyin aslında yastığım olmadığını anladım. Meğerse...

"Kaan ?"