ALLAHIN SELAMI

152 7 4
                                    

Medya: Lewis :3

Uçağın sarsılmasıyla uykumdan uyandım. Sanırım iniş yapıyorduk.

Uykulu bir şekilde valizleri ite kaka taşıyarak amcamları aramaya başladım. Görmeyeli kaç sene olmuştu tanımam ki ben bu adamı lan. Şimdi şu aile değildir amcam esmer değil geç, şu orospu tipli kadın amcamın karısı olamaz bunu da geç , sarışın bi adam ,yanında siyah saçlı bi kadın, benim yaşlarımda sarışın bi kız valla buldum.

"Amcaaa amcaaa" anırmasam güzel olabilirdi aslında

"Deniiz canım yiğenim hoşgeldin" amcama sarıldıktan sonra sıra yengeme geçti

"Denizcim ne kadar güzelleşmişsin"

"Ehehe teşekkürler"

Sıra Adele' e geldiğinde açıkçası biraz çekindim. Adele amcamın kızıydı. Sarı saçları ve yeşil gözleriyle cidden çok güzel bi kızdı. Uzun süredir görüşmediğimiz için kendimi pek yakın hissedemedim. Tam ağzımı açacakken birden bana sarıldı

"Her ne kadar uzun zamandır görüşmesek de sen benim kuzenimsin. Bundan sonra sürekli beraberiz! Çok eğlenicez çook" deyip kahkaha atmaya başladı. Sanırım gelmem onu sevindirmişti. Oysaki ben beni istemez diye düşünmüştüm

Adele'le yol boyunca sevdiğimiz şeyler hakkında konuştuk. Kız tam bir Michael Jackson aşığı. Sanırım iyi anlaşıcaz

Evin bahçesine girdiğimizde ağzım bi karış açık kaldı. Lan bu nasıl bir zenginliktir ?

Eve girdiğimizde Adele odamı gösterdi. Resmen yatağa uçuş yapıp sevinçten dans etmeye başladım. Allah babamdan razı olsun. Bu ne güzel bir ceza!

Kıyafetlerimi yerleştirirken amcam odama girdi.

"Kızım bundan sonra en iyi şekilde yaşamanı istiyoruz. Al bu kartı gidin Adele'le ne istiyorsanız alın" demek yerine " kızım yan komşuya gidicekmişsiniz yengenle seni bekliyorlar" diyerek bütün hayallerimi yıktın be amca.

Üstüme mavi beyaz puantiyeli elbisemi giyip saçımı topuz yaptım , hafif bir makyaj yapıp gözlüklerimi de takarak aşağı indim.

"Pınar yenge ben hazırım çıkalım da Adele nerde ?"

"Burdayım hadi çıkalım sana bir sürprizim var hazırlıklı ol" deyip sinsice gülümsedi

"Ne sürprizi ya ?"

"Gidince görürsün" deyip kolumdan tutup sürüklemeye başladı

İçeri girince orta yaşlarda ama bir o kadar da bakımlı bir kadın bizi karşıladı. Yengemle Almanca bir şeyler konuşmaya başlayınca anlamsız anlamsız bakınmaya başladım. Türkçe bilmeyen bir Alman komşu ne güzel !

"Denizcim merhaba ben Öznur ama sen bana Öznur teyze de. Oğlumu çağırıyım iyi anlaşırsınız hem arkadaş olur sana"

Aha kadın ne Türkçe biliyormuş lan. Neyse gelsin bakalım oğlu

"Lewis herkommen!"

Sıkılmış bir şekilde yere bakarken birden görüş alanıma giren ayakkabılarla kafamı kaldırdım. Lan bu ne güzel Lewis! Ama kesin bad boy havalarında takılıyodur bu çocuk yüzüme bakmaz benim. Annesi almanca bir şeyler söylediğine göre Türkçe de bilmiyodur anlaşamayız. Ben kendimi nasıl tanıtıcam lan ? İch bin miydi neydi hah evet ich bin di

"Hallo ich bin Deniz " deyip elimi uzattım. Bu ne biçim ifadesiz bakış be. Elimi sıkıp umursamaz bir şekilde " Lewis" demesini beklerken bilin bakalım ne dedi?

"Selamın aleyküm ben de Lewis"

O anki dehşetimi anlayabiliyor musunuz arkadaşlar? O güzelim uzun boylu poslu yakışıklı bir çocuğun ağır bir keko şeklinde selam vermesi ne kadar üzdü biliyor musunuz? Anlamsız anlamsız yüzüne bakarken tekrar konuştu

"Allahın selamını verdik o kadar insan bir Aleyküm selam der"

"Sen Türkçe biliyon mu lan?"

"Biz zaten Türküz kızım Allah Allah gerizekalı mısın nesin" deyip gitti. Tamam cool bir şekilde sigaranı yaktın tamam motoruna bindin gittin ama neden öküzlük yapıp gidiyorsun tatlı şey ?

O uyuzun evinde biraz daha oturduktan sonra eve gittik. Tabiki hemen Adele' i sıkıştırdım.

"Bu muydu lan sürprizin ? Tamam çocuk yakışıklı falan ama bildiğin ruhsuz belalı bişey"

"Ben Lewis'i senelerdir tanırım o hep böyledir. Bizim mahalleye de 7 yaşındayken mi ne geldi evlatlık almış Öznur teyzeler. Artık küçükken neler yaşadıysa böyle belalı bir tipe dönüşmüş. Ama çok koruyup kollar yani iyi çocuktur aslında"

Ben de Deniz isem bu çocuğu şen şakrak bir şey yaparım

--------------------

Sabah hızlıca kahvaltı yapıp hazırlanmaya başladım.

"Adele ben Lewis'lere gidiyorum tamam mı senin işin var o yüzden beni o gezdiricek. Hadi sen beni idare edersin güzel kuzenim"

Gözlerini kısıp o meşhur sinsi bakışını attı ve beni hızlıca öpüp odasına gitti

Altıma kot şort üstüme de siyah yarım tişörtümü giyip soluğu yan binada aldım. Kapıyı Lewis açmıştı. Allahım o üstüne yapışan beyaz tişört, siyah pantalon aman allahım...

"Şey Adele 'in işi varmış da ben de dışarı çıkıcaktım tek başıma izin vermediler. Beni biraz gezdirir misin ?"

"Seni gezdirmek mi? Biraz düşünmem lazım" diye ukala bir şekilde gülümsedi. "Gezdirecek misin, gezdirmeyecek misin?" diye sordum ona aldırmadan. "Ya kızım bana başbelası mı olacaksın sen?"Hmm beyimiz cool boy çıktı. Ama ben bunu 1-2 aya kalmaz benim gibi yaparım. "E hadi gitmiyor muyuz? Daha gezecek çok yer olduğuna eminim. Sen hala duruyorsun. Hadi hareket et biraz." Şirin bir şekilde gülümseyerek onun da biraz da olsa gülümsemesine sebep oldum. "Hadi başımın belası gidiyoruz"dedi. Bu kadar yakışıklı bir çocukla gezmek rüyama girse inanmazdım. Ama gerçek oldu. Umarım yol boyunca tam bir başbelası olduğumu tekrarlayıp günümü mahvetmez

UÇURTMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin