KABUSLAR

14 0 0
                                    


2 ay sonra...

Allahım şaka gibi ya resmen yaz tatili bitti! Ama bilin bakalım kim ilk defa tatilini yatarak geçirmedi? Ben ! Deli gibi Almanca çalıştım deli gibi. Çok ileri seviyede olmasam da okulda bana yetecek kadar biliyorum en azından. Onun dışında Lewis'le arkadaş kalma kararımız olumlu yönde ilerliyor , Hakan sanırım o tayfadaki en en yakın arkadaşım. Lewis demişken mesaj atacaktım unuttum allah kahretmesin beni

Kime : Lewis

"Uyandım beeeen"

Nolur gel bizde kahvaltı yapalım desin nolur...

Kimden: Lewis

" İyi süper kahvaltı yapmadıysan gel bize annem hazırlamış bir şeyler yiyip çıkarız"

İşte bu be işte bu!

Mesajına cevap vermeden koşarak odama çıktım. Üstüme ince gri bir kapşonlu altıma siyah dar pantolonumu giyip siyah topuklu botlarımı giydim. Artık mavi olmayan ve saçma bi şekilde uzayan saçımı gelişigüzel toplayıp makyaj masama geçtim. Bu arada 2 ayda ders çalışmak dışında en çok yaptığım şey makyaj olabilir. İlk olarak ten makyajımı yapıp daha sonra göz makyajıma geçtim. Lacivert mat farın üstüne biraz pigment geçip her zamanki siyah eyelinerımı çektim. Bordo bir ruj sürerek makyajımı bitirdim. Sanırım bugün epey bir makyaj malzemesi de almam gerekecek çünkü bunlar bitmek üzere.

Kimden : Lewis

"Nerdesin akşam oldu"

Haahahaha ilahi Lewis... Sonunda evden çıkıp Lewislere gittim. Kahvaltı her zamanki gibi açık büfe gibiydi...

Sana da günaydın Deniz

"Ya pardon kahvaltıya dalmışım ilk gözümü doyurayım dedim. Hadi yiyelim de çıkalım hemen" dedikten sonra 10 dakikada öküz gibi yiyip Lewis'i kalkması için rahatsız etmeye başladım. 5 dakika sonra arabayla evet sonunda arabayla alışveriş merkezine gittik.

Evet Lewis sendeyiz bugün ne yapıyoruz

Alışveriş olsun alışveriş olsun

Okulun açılmasına 2 gün kaldı. İlk olarak sana kıyafet alıp daha sonra kuaföre geçip şu saçma saçını düzelttiricez. Bakma öyle boş boş söylememe gerek mi var düş önüme

Sweatshirt , tayt , ceket gibi şeyler alıp kozmetik ürünlerinin satıldığı bir mağazaya girdik. Cennet benim için şu an burasıydı sanırım çünkü Türkiye olmayıp keşke olsa diye ağladığım çoğu marka burada vardı. Tabiki Lewis'i orda bırakıp hepsine saldırdım.

Yaklaşık 1 saatin sonunda fondöten, baz, kontür paleti, bir sürü çeşitli far paleti osu busu bir ton şeyle çıktık ordan. Kuaföre gidip saçımı bu sefer hafif uçlarından kestirip mavi renge boyattım. Okul için de yıllardır hayal ettiğim kanken çantayı alıp birkaç not defteri ve kalem alarak alışverişimi tamamladım. Lewis de kendine benim çantamın siyahını aldı. Ben mi ? Tabiki mor ! Ödediğim para ? Sıfır çünkü Lewis hehehehehe

Bitti mi nolur bitti de çok yoruldum

Göz devirip önüne döndü. O da yorulmuş belli çaktırmamaya çalışıyor bide

Ufaklık benim işim var sen de eve dön istersen

Tatilimin son günleri ve eve dönmek ?

Yok ben Hakan'ı arayayım hamburger gömelim

Tamam dikkat et hadi görüşürüz deyip gitti.

Canım bitanecik amcamın bana aldığı ıphone 7 mi çıkarıp Hakan'ı aradım. Dışardaymış zaten 5 dakikaya gelirmiş şükür bugün de beklemedik.

Tam 5 dakika sonra geldi. Şu çocuğun en sevdiğim şeylerinden biri dakikliği galiba

Adalım adalım deyip koşarak sarıldım. Gülümseyip o da sarılmama karşılık verdi.

"Saçlar gitmiş , kıyafetler ve yüz ifadenden anlaşılacağı üzere yeni makyaj malzemeleri alınmış ama henüz yemek yenmemiş sanırım?"

Dua et abimsin dua et...

Evet o yüzden komaya girene kadar içebilir pardon yemek yiyebiliriz.

Büyük boy menülerimizi bir güzel yedikten sonra saat geç olduğu için evlere dağıldık. Makyajımı silip direkt yatağa uçtum. Sanırım güzel bir uykuyu hak ettim...

4 saat sonra

Ha-hayır lütfen lütfen ölme hayır!

Son 2 aydır olduğu gibi yine sıçrayarak yatağımdan uyandım. Onu görmüştüm... Her ne kadar iyi gibi davransam da her geçen gün yok oluyor gibi hissediyordum. Her kabustan sonra kendime gelmek için uğraşıyordum ama bu seferki daha kötüydü. Elimde olmayan bir sebepten dolayı belki de en sevdiğim insanı kaybetmiştim. Telefonumu alarak evden çıktım. Hakan'a parka gelmesi gerektiğiyle ilgili bi mesaj atıp hızlı adımlarla parka gittim. Sinirimi atmam gerekiyordu. Yaklaşık 2 dakika sonra Hakan gelmişti.

"İyi misin?"

İyi gibi miyim

"Değilim Hakan değilim. O orda hala o hastalıkla uğraşırken ben burda yeni hayatımın tadını nasıl çıkarabiliyorum aklım almıyor iyi değilim. İyi rolü yapmaktan çok yoruldum artık onunla konuşmam lazım lütfen" deyip ağlamaya başladım. Ağlama faslı bitince –üzülerek söylüyorum- sigaramı çıkarıp yaktım. Sadece çok üzgün olduğum zamanlarda içiyorum. Sanırım kendimi böyle cezalandırıyorum...

Sakinleştikten sonra Hakan'a teşekkür edip eve gittim. Gerçekten Lewis ve o neredeyse her gece benimle uğraşıyordu sanırım haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim.

Son tatil günümü yatarak geçirdim ve yarın okul vardı. Yeni okul, yeni arkadaşlar belki de yeni düşmanlar. Bakalım neler olacak... 

UÇURTMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin