LUNAPARK

52 6 5
                                    

Bu bölüm biraz zor şartlarda oldu çok çok geç oldu biliyorum ama üzgünüm resimdeki Bradey. Şarkıyı dinlemeyi unutmayın. Hepiniz seviliyorsunuz. Bu bölüm ayda63 e ithaf edilmektedir. Ona ne kadar değer verdiğimi anlatamam. İyi geceler...İyi okumalar. -Sigma- Nobody to love

"- Teyzem."Dedim. Eğilmiş bir şekilde bana bakıyordu. Bende ona yapıcak mı yoksa yapmıyacak mı soruları içinde baktım bir kaç saniye. Gülerek boşta olan eliyle ensesini tuttu. Bu geri çekiliyorum havasıydı:

"- Ben teyzemi bekletmesem iyi olur."Bunu çok hızlı söylemiştim. Tanrı aşkına bu çocuk ne biçim bir çapkındı. Elimi çektim ve gülümseyerek özür dileyen bir ifadeyle yarı koşar bir ifadeyle kapıdan çıktım. Yolda Eva' yı görünce hızla durdurdum benden önce davranarak gülmsedi ve:

"- Hey naber?"Sorusuna cevap vermeden:

"- Yarın dört civarında işin var mı?"Dedim nefes nefese bana deliymişim gibi bakarak:

"- Hayır boşum neden?"Ona baş parmağımla onaylayarak:

"- İyi sakın doldurma!"Diyerek teyzemin arabasına doğru koşar adım ilerleyerek arabaya bindim. Teyzem bana bakınca dünkü endişesi bir kat daha arttı. Gülümseyerek sürmesini işaret ettim. Endişeyle sürmeye başladı. Ona endişelenecek bir şey olmadığını göstermek için arkama yaslandım. Bana soran gözlerle bakınca:

"- Senden bir şey isteyebilirmiyim Teyze."Bana korkak gözzlerle bakaarak:

"- Tabi tatlım."Deyince elimde ki kitabı gösterek:

"- Beni çarşıya götürebilir misin?"Rahatlamış gibi kafasını salladı. Bana ikileme de kalır gibi bakıyordu. İçindekini durduramamış gibi:

"-Senin işine burnunu sokmak istemem ama tatlım bir sorun mu var."Dedi endişeyle. Sorun olarak neden nahsettiğine bağlıydı. Sevgilisi olan bir çocuğu sevmem evet bir sorundu ama galiba o böyle basit bir şeyden bahsetmiyordu. Büyük bir şey birden dank etti uyuşturucu gibi. Onu rahatlatmak için olanların bir kısmını anlatmalıydım:

"-Şey anladım ama bu öyle bir şey değil ve biliyorsun ben öyle işleri hiç bulaşmadım bulaşmayı da düşünmüyorum."Bana üzgünmüş gibi baktı:

"- Özür dilerim tatlım ama meraklandırdın beni..."bir açıklama bekliyordu. Pekala hızlıca anlatmaya karar verdim:

"- Pekala sorun bir erkek."Dedim geçiştirmek isteyerek arkama iyicene yaslandım. Yola bakmaya çalışırken gülümsüyordu:

"- Peki bu çocuk yakışıklı mı?"Olayı anlamış gibi bir ifade takınmıştı:

"- Evet"çok hızlı konuşuyorduk:

"- Peki ondan hoşlanıyor musun?"Kısa cevabıma rağmen üstelemeye devam ediyordu:

"- Evet sorunda bu ya."Dedim kafamı yukarı kaldırırken. Bana şaka yapıyormuşum gibi kıkırdadı. Ona baktım ciddi olduğumu göstermeye çalıştım ışığa yakalandığımız için bana bakmaya fırsatı olmuştu:

"- Bence bunda bir sorun yok tatlım birinden hoşlanırsın çıkarsın belki seversin belki aşık olursun ne bileyim kolay gözüküyor."Deyince keşke dedim içimden benden hoşlanıyorsa neden ayrılmıyorlardı. Ayrılsalar duyardım okul sallanırdı her halde ama böyle bir şey kulağıma bir kez bile gelmemişti. Teyzem sağa dönünce yolu tarif edip onu ara sokaklara girmesine ve başına daha fazla dert olmadan durdurmasını rica ettim:

"- Teşekkürler Marry beni getirdiğin için."Kafasıyla teşekkürümü alınca kapıyı kapattım ve gittiğimiz yöne doğru ilerledim. Az sonra küçük dükkanlarla karşılaşmaya başlamıştım. Gerçekten küçük bir yerdi sakindi. Kapısına gelince içimi heyecan kapladı o yaşlı adamı görmek eğlenceli olacak gibiydi. Ama içerde olup olmadığını merak ediyordum. Sonuçta onun dükkanı değildi sürekli burda durmasına gerek yoktu. Telaşla kapıyı ittirdim, açıldığını görünce biraz rahatlamıştım ama birden düşündüm. Burayı neden kilitlemeliydi ki içerde çalınacak bir şey bile yoktu. Kapıdan girince geçen gün duyduğum çan yine çaldı içerisinin garip kokusu ve havası hiç değişmeden duruyordu. Etrafıma bakımdım yine buraya ne kadar girersem gireyim bunu her zaman yapıcak gibi hissediyordum. Etrafta ki her kitap birer macera gibiydi.Burası küçük bir dünya gibiydi. Kafamı yukarılardan çekerek boynumu daha fazla zorlamadım. Yaşlı ama bilgili insanı gördüm. Üstüne kareli bir gömlek giymişti altını göremiyordum çünkü ilk görüşmemizde durduğu kürsü de duruyordu ,bu yaşlı ama şirin adamcağızı görünce dedemi hatırlamıştım. Başımla selam vererek kitabı kürsüye koydum ve gülümsemeye devam ederek:

My Love Is My WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin