3.Bölüm: "İsveççe"

90 4 0
                                    

Ya önce bir belirteyim de. Amacım hikaye yazıp, çok okunsun diye uğraşıpta popüler olmak falan değil. Yazmak istediğim için yazıyorum.

**

Sancak asansör görevlilerine para öderken İnci'yle fısırdaşıyorduk. Sancak işini bitirip bize döndüğünde fısırdaşmayı kestik.

Sancak'a dönüp gülümsedim. "Bende biraz para koysaydım. Keşke hepsini sen ödemeseydin."

Gözlerini devirip nefesini verdi. "Saçmalama. Lafı bile olmaz." İnci açgözlülük ile Sancak'ı süzerken dirseğimi karnına geçirdim. Hafiften inleyip sinirle bana baktı. Yapmacık şekilde gülümsedikten sonra Sancak'a döndüm.

Tam ağzımı açacakken İnci kelimeleri ağzıma tıktı. Elini Sancak'a uzatıp gülümseyerek konuştu." Merhaba, bende İnci. "

Sancak ilk şaşırsada İnci'nin elini tutup zoraki bir gülümseme attı.

"Bende Aras" dediğinde bana bakıp göz kırptı. İnci'ye ikinci ismini söylememesi beni sevindirmişti.

"Tanıştığıma memnun oldum Aras." İlk umursamıyordum ancak şimdi dikkatle dinlemeye başladım. Aceba İnci'ye de İsveççe birşeyler diyecek miydi?

"Bende memnun oldum İnci. Neyse, artık gitmem lazım." Bana döndüğünde gülümsedim. Bugün artık gülümsemekten ağzım yırtılabilirdi. "Görüşürüz o zaman San-" birden durup yaptığım hatanın farkına varıp öksürdüm. "Görüşürüz Aras" dedim.

Sancak yanlışıma gülümsedi. "Görüşürüz solsken."

O giderken arkadan biraz izleyip İnci'ye döndüm. "Solsken de ne demek?" dedi kaşlarını çatarak. "İsveççe güneş demekmiş. Asansörde kaldığımız da söyledi."

Koluma girip yürümeye başladı. Beni peşinde sürüklerken bizim eve giden merdivenleri çıkıyorduk.

"Öyleyse, asansörde başka neler konuştuğunuzu dinlemek için harika zamanlama. Dışarı çıkmak için de geç oldu hem. Sizin eve gidelim. "

Kafamla onaylarken merdivenleri çıkıp kapının önüne gelmiştik. Anahtarla kapıyı açarken ayakkabılarımı üst üste basarak çıkarttım. Beraber içeri girdiğimizde annem dışarı çıktığımı anlamasın diye ayakkabılarımı eski yerine koydum. Montumu herzaman ki yerine koyup Inci'yle odamda ki yerimizi aldık.

"Anlat bakalım. " Yatağıma yaslanıp yastığımı bacaklarıma koydum. Rahat pozisyonumu aldıktan sonra Inci'ye döndüm.

"Neyi?" Gözlerini devirdi. Ikimizde neyden bahsettiğini biliyorduk. "Aptal sanma beni. Neyden bahsettiğimi biliyorsun. Şimdi anlat, o asansörde ne oldu."

Teslim olmuştum artık. Anlatmanın vakti.

"Aslında pek birşey olmadı. Azıcık sohbet ettik. Buraya tek başına yaşamaya gelmiş, ailesi hakkında pek.. hatta hiç birşey bahsetmedi. Bende zorlamadım tabii." Sabırsızca kolumdan tutup sarstı. "Ne konuştunuz peki? "

"Ah sakin ol."

"İsveççe falan birşeylerden bahsettin. Isveçli falan mı? " Bu kadar meraklı olması saçmaydı. Onu ne ilgilenirirdi ki? O benim, yani annemle benim komşumdu.

"Hayır, yani evet. Aslında alakası yok ama bir ara bu dile çok takmış ve öğrenmeye çalışmış. Bir süre sonra sıkılıp bırakmış. "

"Vay be, ne değişik ama. Değil mi?" Kaşlarımı çattım. "Değil, değişik falan değil. Normal senin benim gibi bir insan işte. " Şu an tamamen yalan söylemiştim. Çok değişikti. Hayatımda gördüğüm en masum erkekti. Masumluk ve erkeklik yanyana hiç uyumlu değildi.

"Anladım." Gözleri halının üstünde oyalanınca ortamı yumuşatmaya karar verdim. "Senin Oğuz vardı. Ne oldu ona?" dediğim an heyecanla oturduğu yerde zıplamaya başladı.

Oğuz, Inci'nin eski sevgilisiydi. Yani aslında durum şöyle, Inci'nin şu ana kadar çok sevgilisi oldu. Ancak hiçbirinde de kimseyi çok sevmedi, değer vermedi. Ancak Oğuz hariç. Onu sevdiğine ben eminim. Çünkü, aslında bu anlatılmaz. Inci'yi gördüğünüz an Oğuz derseniz anlarsınız zaten.

Tabii Oğuz tabiri caiz piçin önde gidenidir. Ancak Inci onu herşeyine rağmen sevmesi beni şaşırtsa da gerçeği kabullenecektim.

Uzun saçlarını sağ omuzunda toplayıp ışıldayan gözlerle bana döndü. "Geçen tüm gece konuştuk. Harikaydı. Hatta harikanın ötesinde. " Gülümsediğinde bende gülümsedim. Inci çok güzel kızdı. Benden de güzeldi. Istese popüler olabilecek bir tipteydi ancak kendisinin böyle işlerde gözü yoktu.

"Sevindim" dediğimde kapı çaldı. Odamda ki saate baktığımda annemin geldiğini anladım. Inci'ye dönüp "Sakın anneme asansörden falan bahsetme. Duydun mu?" dediğimde kafasını salladı.

Koşarak kapıyı açtım. Annem dışarıda ki ayakkabıya bakarak bana döndü. "Misafirimiz mi var?"dediğinde kafamı salladım. "Inci bizde."

"Hoşgelmiş o zaman" dediğinde elinde ki şemsiyeyi bana verip ayakkabılarını çıkarttı. Iceri girdiğinde Inci'yle sarıldılar. Annem Inci'yi çok severdi. Bende tabii. Çocukluk arkadaşımdı. Ailelerimiz de tanışıyordu aynı zamanda.

Salona geçtiğimizde koltuğa kendini atıp söylenmeye başladı. "Asansörde bozulmuş. Bütün merdivenleri çıkmak zorunda kaldım. Inan bütün çalıştığım iş bir yana, şu merdivenler bir yana." Asansör konusu açıldığında terlemeye başladığımı hissettim.

"Bu arada yeni komşu taşınmış. Genç yakışıklı bir çocuk" dediğinde yüzümde oluşan gülümsemeye surat buruşturdum.

SolskenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin