0.2

215 34 24
                                    

Seungmin..

Kuşların melodiyle cıvıldaması eşliğinde uyandım. Demek isterdim ama temizlik makinesinin baş şişiren sesi ile uyandım. Komidinin üstündeki kulaklığımı ve telefonumu alıp müzik açtım. Makinenin sesini duymak istemeyerek müziğin sesini biraz yükselttim.

Şarkı bittiğinde makinenin de sesinin kesildiğinin farkına vardım. Kulaklığı çıkardım. Birazcık telefonla ilgilenmenin zararı olmazdı.

Insanlar hayatlarını ne kadar mutlu yaşıyor..mutlu bir hayatın varken mutsuzum demek biraz komik. Herkes bu durumda olduğu için Tanrı'ya şükretmeli. Bazı mutsuzum diyen kişilere bakıyorum da..elleri ayakları tutuyor,uyuyabildikleri bir yatakları var,ellerinde az çok telefonları var,başını sokucak bir çatıları var. Neden şükretmek yerine olumsuz düşünüp daha fazla şey istiyorlar?tabi herkes daha iyilerini ister fakat yine de elinde olana şükretmelisin. Insanlar-

"Günaydın Seungmin~"

Odadan içeri sevinçle giren Bayan Song'a baktım.

"Günaydın Bayan Song"

"Ne düşünüyorsun bu kadar?ilk başta 4 kere kapıyı tıklattım ama duymadın. Ben de endişelenerek giriverdim."

"Sizi endişelendirdiğim için özür dilerim."

"Bir önemi yok. Senin bir sıkıntın mı var?Çok dalgınsın bu aralar."

"Hayır,bir sıkıntım yok."

Dudaklarını birbirine bastırdı ve kafa salladı.

"Acıktın mı?'

"Evet,hem de çok fazla"

Küçük bir kahkaha attı.
Odanın bir köşesinde duran sandalyemi getirdi. Artık buna binmek istemiyordum..

Beni sandalyeye oturtarak odadan çıkardı. Yemekhaneye indik. Yine herkes buradaydı. Doktorlar,hastalar,çalışanlar kısacası herkes. Hepsini tanıyordum. En azından bir diyaloğumuz olmuştur hepsiyle. Bir yemek tabağı aldım. Bayan Song'un yardımı ile tabağa yiyecek doldurdum. Sonra bir masaya geçtik.

Oturup kahvaltımızı ettik. Boş tabakları geri yerine koyduk. Bayan Song'a bahçeye çıkmak istediğimi söyledim. Bu dört duvar arasında cidden çok sıkılıyordum ve tek çıkabildiğim yer hastanenin yeşil bahçesiydi.

Bayan Song sandalyemi bahçeye sürdü. Bahçeye çıkınca yalnız kalmak istediğimi söyledim. Bayan Song beni tek bırakıp işinin başına döndü. Düne göre çok daha iyi bir hava vardı. Tam arkadaşlarınla çimenlerde koşturup eğlenmelik bir hava vardı. Ama ben arkadaşlarımla eğlenmek yerine tekerlekli sandalyemde etrafı seyrediyordum. Çocuklar bir oraya bir buraya koşturuyorlardı. Anneleri ise onların peşlerinden koşuyorlardı. Keşke annem ile ben de böyle olsaydık. Bu manzara beni gülümsetse de bir anda kapanan hava ile geri yüzüm düşmüştü. Hastanenin içine doğru sürmeye başladım.

Odama çıkmak için Bayan Song'u aramaya başladım. En sonunda danışmanın orada doktorum ile konuşurken buldum onları. Gülümseyerek yanlarına gittim.

"Merhaba Bayan Song,merhaba Bay Kim"

Bay Kim ve Bayan Song konuşmalarını keserek bana döndüler.

"Selam Seungmin. Nasıl gidiyor bakalım?"

Bay Kim ellerini diz kapaklarına koyarak bana doğru eğildi.

"Iyi gidiyor..galiba"

Kafamı aşağıya eğdim.

"Pekala..Bayan Song'un seni odana götürmesini ister misin?"

Bay Kim'e kafa salladım. Bayan Song gülümseyerek sandalyemden ittirmeye başladı.

Tekrar o alışık olduğum dört duvar arasına gelmiştim. Bayan Song'un yardımı ile yatağıma oturdum.

"Bir şeye ihtiyacın olursa beni çağırman yeterli."

Eğilerek odadan çıktı. Yatağıma uzandım.

Biraz kestirmek istedim fakat yan odadaki can çekişme sesleri uykumu böldü. Sanki...birisi can çekişiyor gibi bağırıyordu. Yan odam boş diye biliyordum. Endişelendiğim için yavaşça yataktan kalktım. Tam odadan çıkıyordum ki hemşireler yetişip yan taraftaki odaya geçtiler. Ben de geri yatağıma döndüm. Sonuçta kızabilirlerdi. Işlerine engel olmak istemem.

Ne kadar uyumak istesem de yan taraftaki insanın can çekişir gibi bağırışı aklımdan çıkmıyordu.

Kalkıp çekmecemden ilaçlarımı çıkardım. Bir su yardımı ile onları yuttum. Başımı geri yastığıma koydum. Biraz da olsa sakinleşmiştim.

Zor da olsa gözlerimi kapatarak uykuya daldım.

-
Bölüm sonu<3

promise | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin