"Seungmin!Beni bırakmayacağını söylemiştin!Birlikte iyileşecektik!Neden sözünü tutmadın?!"
Sarı saçlı çocuk hayatı boyunca hiç ağlamadığı kadar ağlıyordu.
"Seungminnie~Bizi bırakıp nasıl gidersin?"
Diğer dört arkadaş da sarı saçlı çocuğa katılarak ağlıyorlardı. Sarı saçlı çocuğun kendini harap ettiğini gören orta yaşlı kadın kendisini tutamayıp yanına gitti.
"Ağlamayı bırak artık. Seni böyle görseydi ne kadar üzülürdü haberin var mı?"
Bir yandan usulca gözyaşı döküyor bir yandan çocuğu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Bana söz vermişti..beni bırakmayacaktı. Birlikte iyileşeceğiz söz veriyorum demişti. Ama o sözünü tutmadı. Ondan nefret etmeli miyim?"
Orta yaşlı kadın iyice dibe çökmüş çocuğun saçlarını okşuyordu.
"Edemezsin ki..nasıl nefret edebilirsin ilk aşkından?"
"Doğru..ama sözünü tutmadığı için ona kızgınım.."
Sarı saçlı çocuk yavaşça yerinden kalktı. Kapıdan çıkmadan önce orta yaşlı kadının kendisine bağırdığını duydu ama duymamazlıktan gelerek sonsuzluğa koşmaya başladı.
~~~~~~~~~~~
"Hyunjin?"
Koluna değen parmaklarla hafifçe irkildi. Gözlerini açmak istedi ama çok acıyordu.
"Hyunjin hadi uyan"
Gözlerini hafifçe ovuşturdu ve zorla da olsa açmayı başarmıştı. Karşısında duran kahverengi saçlı çocuğa baktı.
"Seungmin?Ne işin var burada?"
"Sadece canım sıkıldı. Hem zaten saat öğlen 12'yi çoktan geçti. Uyan artık"
Hyunjin hâlâ yatakta yatarken başını salladı. Sonra gözlerini geri kapattı.
"Ya Hwang Hyunjin!Uyansana~Gözlerini kapatmamalısın!"
Seungmin mızmızlanırken Hyunjin tek gözünü açarak kahverengi saçlı çocuğa baktı. Yatakta kenara kaydı ve yer açtı. Hâlâ mızmızlanan çocuğun kolundan çekerek yanındaki boşluğa yatırdı. Bir anda ne olduğunu anlayamayan Seungmin nefesi kesilir gibi olmuştu. Seungmin, Hyunjin'in ne yaptığının farkına vararak onu omzundan itmeye çalıştı. Ama sadece çalıştı. Seungmin yatağa yattığı anda elini Seungmin'in düşmemesi için beline koydu. Seungmin'in bir kez daha nefesi kesilir gibi olmuştu.
"Ya!Hadi kalk!"
"5 dakikacık daha"
Seungmin bütün çabalarını bir yana bırakarak derin bir nefes aldı.
"Sadece 5 dakika veriyorum"
Hyunjin ağzından onaylarcasına bir mırıltı çıkardı. Hâlâ eli Seungmin'in incecik belinde olan Hyunjin Seungmin'e daha da sokulmuş ve uyumaya devam etmişti. Seungmin ise kaskatı bir şekilde duruyordu. 5 dakikanın ardından Seungmin kıpırdanarak Hyunjin'i dürttü.
"Hyunjin kalk hadi. 5 dakika çoktan bitti."
Gözlerini hafifçe araladı. Seungmin'in yüzü tam olarak yüzünün hizasındaydı. Gözlerinin içine bakarak gülümsedi. Seungmin ne yapacağını bilemeyerek ayağa kalktı. Boğazını temizledi ve Hyunjin'i sertçe uyardı.
"5 dakika içinde geri geleceğim o zamana kadar yatağından kalkmış ol"
Hızlıca odadan çıkarak kendi odasına gitti. Utançtan oldukça kızarmıştı. Lavaboya gitti ve kızarıklığı gidene kadar yüzünü yıkadı.
O sırada Hyunjin yataktan zorla da olsa kalkmayı başarmıştı. Kapısı tıklatıldı. Hyunjin'in gel komutu ile Bayan Ash içeri girdi.
"Hyunjin,Bay Kim seninle konuşacakmış"
Kafa salladı ve tekerlekli sandalyesine biniverdi. Bayan Ash Bay Kim'in odasına sürecek iken Hyunjin durdurdu.
"Seungmin'e haber vermeliyim"
Seungmin'in odasının kapısını çaldı. Kapının kolunu tutup açacak iken Seungmin çoktan açmıştı bile.
"Minnie ben şimdi Bay Kim'in yanına gidiyorum. Birazdan geleceğim"
"Bir sorun mu var?"
Endişe içinde sordu.
"Sanırım bir sorun yok. Sadece konuşacağız. Hemen döneceğim"
Seungmin kafa salladı ve ardından hızlıca lafa girdi.
"Sana gelince mükemmel bir sürprizim var"
Gülümseyerek kafa salladı.
"Gidelim Bayan Ash"
Bayan Ash Hyunjin'in komutu ile Bay Kim'in odasına doğru sürmeye başladı. Kapının önüne gelince Hyunjin derin bir nefes aldı. Bayan Ash kapıyı ilk tıklattı ve sonrasında açarak Hyunjin'i içeri soktu.
"Bay Kim?"
Önünde dosyalarla uğraşan Bay Kim zar zor duymuştu Hyunjin'i. Bugün biraz durgundu.
"Ah!Hyunjin,hoşgeldin"
Güleryüz ile karşıladı.
"Benimle konuşacakmışsınız. Bir sorun mu vardı?"
"Seninle Seungmin ve Bayan Song hakkında konuşmak için çağırdım"
Hyunjin'in kaşları hafifçe çatıldı.
"Sorun nedir?"
~
Seungmin,Hyunjin'e çalacağı şarkıyı ayarladı ve gitarını eline aldı. Hafifçe tellerde gezdirdi parmaklarını. Uzun zamandır birine gitar çalmıyordu. Pratik olarak şarkının bir kısmını çaldı ve elini tellerin üstüne koyarak kesti. Derin bir nefes aldı. Neredeyse gitar çalmayı unutmuştu. Gitar çalacak kimsesi yoktu. Bayan Song'a çalmazdı. Kadın zaten yeterince yaşlıydı ve bu gürültüyü kaldıramazdı. Arkadaşları ise okulları yüzünden Seungmin'e zaman ayıramıyorlardı. Derince bir iç çekti.
"Kim Seungmin"
Kapının çat diye açılması ile Seungmin neye uğradığını şaşırmıştı. Karşısında dokunsan ağlayacak bir Hyunjin duruyordu.
"Hyunjin bir şey mi oldu?Anlat"
Hyunjin koşarak Seungmin'e sarıldı ve ağlamaya başladı.
"Jinnie niye ağlıyorsun?"
"Seungmin lütfen beni bırakma"
Seungmin Hyunjin'in dediği şey ile kapkatı kesilmişti.
Yoksa öğrendi mi?
-
Bölüm sonuUzun zaman sonra bölüm atıyorum 🥺üzgünüm pek zamanım olmuyor. Bölüm yazamıyorum:"( doğru düzgün edit bile yapamıyorum🤧beni affedin✊daha sık bölüm atmaya çalışacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise | hyunmin
Fanfiction"Bana söz vermiştin Seungmin-ah, iyileşeceğimize dair söz vermiştin" Hyunjin ve Seungmin aynı hastalığa yakalanmış 2 gençti. Bir gün hastanede yolları kesişti. Zamanla arkadaş hatta daha ötesi bile oldular. Seungmin, Hyunjin'e sürekli "iyileşeceğiz"...