Korku

37 5 0
                                    

          Kararlar... Aklımı zorlayarak alınmış birtakım sıradışı kararlar. Artık çok daha hakim olduğum ortamda sürekli geri plana attığım ama gündemden asla düşmeyen , duygularımı adeta bir kaosa sürükleyen iki kelime "Mayıs Kayalar"..
Duymaktanda , söylemekten de yorulduğum ama bu aciz halimde tek dayanabileceğim umut olduğundan tekrardan masaya yatırmamak elimde de değildi.
   Kesinleşen bir şey vardı.Bu ismi çözümlemek zihnimdeki çoğu taşı yerlerine oturtacaktı. Tabi çözümlediğim zaman çıkan sonucun beni tatmin etmesi gerekiyordu. En son makalede okuyup uyguladığım bir olay sonucunda isim yeniden günyüzüne çıkmış ve kapıda asılı duran not yok olmuştu. Bunu bu şekilde aklımdan geçirirken o soru yeniden belirdi karışıklığın nirvana yaptığı gezegenimde "yok olduğundan emin misin ?"
   Sanki bu düşünce  o an başka güçler tarafından tutulup aklıma kondurulmuş gibiydi. Ama ben zaten yok olmadığını düşünüp tüm odayı müthiş bir telaşla aramıştım. Hatta bulamayıp burayı mistik güçlerle çevrili karanlık evrenim çerçevesine koyup zihnimi yatıştırmaya çalışmıştım.
   O anları , notun kapıya baktığımda olmadığını görüp şoka girdiğimi anımsıyordum. Fakat bir sorun vardı o kısımlar kesik kesikti zihnimde .  O saniyelerde yaşamış olduğum korku ve şok öylesine yüksek olmuş olacak ki resmen aklımı uyuşturmuştu ve bende o anlar yarım yamalaktı. Bunu farkettiğim anda telaşın gerçekten aradığım şeyleri bulmama perde olabileceğini düşündüm. Ya başka bir işaret varsa ve bunu göz ardı ettiysem...
- Ah öylesine aptalım ki !
Kendimdeki bu umarsız tavrı düşünüp ufak çaplı bir sinir krizi geçirip yatıştıktan sonra gözümü ilk olarak bilincimin söylenmeyen sayfalarının raflarında bulunan kitapların arasına sıkışmış olduğunu hayal ettiğim kitaplığa diktim.
Odada bulunmuş olduğum süre zarfında harabe görünümünden ürküp yanına bile çok fazla yaklaşmamıştım. Lakin içime doğan birçok pırıltı ve burada bulunduğum vakit boyunca tek güvence kaynağım olan hislerim  orada bir şeyler bulabileceğimi bana fısıldıyor gibiydiler.
   Özgüvenimi , ne kadar dayanacak gücüm varsa onu adeta algıladığım her şeyin önüne geçirdim. Kitaplığın yıkılmaması için dualar ederken bir yandan da sessiz ve sakin olmam gerektiğine kanaat getirmiştim. Minik ve tedirgin adımlarla kitaplığa doğru ilerlemeye başladım. O  tozlu kitaplar arasından kendime yarayacak şeyler bulacağımın bende oluşturduğu hafif tebessüm ile adımlarımı atıyordum.Kalp atışlarım öylesine hızlıydı ki onun atışının şiddetinden kitaplıkla yerle bir olmaktan ürktüm.
    Artık elimi uzattığımda erişebildiğim bir mesafedeydim. Hayatım boyunca belki çok kez stres ve baskı hissetmiştim ama bu bir başkaydı. O anları tekrar yaşamak istemeyecek kadar başka..
Tüm sakinliğimi onca gerginliğim arasında korumaya çalıştım ve kitaplığa ürkekçe elimi attım.
   Tamamiyle o anda sanki benliğim tehlikeyi algılarcasına korkuyu tekrardan bedenime nüfus ettirdi. Bu his o anda beni çok germişti ki yukarıdan kulağıma hafif tıkırtılar gelmesiyle korku ve tedirginlik hiç bu kadar şiddetlenmemişti. Kafamı yukarı kaldırdığım anda en az bir tuğla kadar kalın görünen kitap benim kitaplığa yaklaşırkenki sakinliğim kadar yavaş, beni dehşete düşürecek ifadeye sahip bırakacak kadar acımasızdı gözümde.
   Onun benim suratıma düşüşüyle beraber cephede dostunu yalnız bırakmayan yiğit askerler kadar emin ve sıralı bir şekilde aşağı dökülen kitapların ardı arkası kesilmeden üzerime yığıldılar.
   Evet  korktuğum başıma gelmişti artık yerdeydim ve kitaplık tamamiyle üzerimdeydi.
  

ODAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin