-7 Dar duvarlar

701 54 11
                                    


Beyaz tenli; esmerin yattığı yere tekrar adımlamış, onu kucağına almıştı. Esmerin boynuna birkaç ufak öpücük bahşettikten sonra okuyacağı kitabı esmerin önüne getirip; başını ise esmerin omzuna dayayarak, önlerindeki kitabı okumaya başlamıştı.

Esmer, sabah olmasına rağmen; beyaz tenlinin kokusuyuyla mayışıyor, uykusu geliyordu. Fakat uyumak istemiyordu, beyaz tenlinin okuduğu kitabı sonuna kadar dinlemek; sesine, yüzüne, kokusuna, her şeyine hasret kaldığı adamla zaman geçirmek istiyordu. Gerçi geçiriyorduda.

Esmer olan bir yandan beyaz tenlinin kitaptan sesli bir şekilde okuduğu şeyleri dinliyor bir yandan da onun kitabı tutmayan diğer elini bir sarmaşık gibi sımsıkı sarıp, dudaklarına götürüp öpüyordu. Beyaz tenli ise kitaptan okuduğu cümlelerden boşluk bulduğu bazı yerlerde ortaya tatlı kıkırtılar bırakıyordu. Esmer ise onun bu kıkırtısını, eski günlerde onunla dalga geçtiğindeki kıkırtılara benzetip; elini öptüğü için kendisiyle dalga geçiyor sanmıştı. Bu yüzden az önce öptüğü beyaz, kemikli eli ağzının arasına alıp ufak ama tatlı bir ısırık bırakmıştı. Beyaz tenli ise onun bu tatlı hallerine karşı; eski günlerdeki gibi ortaya gür bir kahkaha bırakmıştı.

"Benim kaplanım, beni mi ısırmış hah?"

Beyaz tenlinin, esmerle uğraşmak amacıyla ağzından çıkardığı kelimeler; esmerin bakışlarını; omzuna başını koymuş, ona dönmüş bir şekilde kıkırdayan beyaz tenliye dönmüştü.

"Kaplan mı?"

Esmer kaşları çatık bir şekilde sorduğu soruya; beyaz tenliden ufak bir "hmhm"lamayla cevap almıştı. Esmer çatık kaşlarını serbest bırakıp, dudaklarını bükerek konuşmaya başladığında ise beyaz tenlinin siyah irisleri pembe dolgun dudaklara ilişmişti.

"Ama neden kaplan"

Esmer bilerek çıkardığı ağlamaklı sesle; beyaz tenlinin kaşlarını çatmasına ve beyaz tenlinin; kendisini sardığı kollarını sıkılaştırarak cevap vermesine sebep olmuştu.

"Eskiden de 'kaplanım' derdim. Çok severdin, sürekli söylememi isterdin. Şu an istemiyor musun yoksa?"

Esmer, ona karşı sorulan soruya karşı; gözleri az bir şekilde dolmuş, ağlamaklı sesiyle soruya cevap vermişti.

"Hayır, hayır yanlış anladın. Ben sadece kötü anılarımızı hatırlamak istemiyorum. Biz seninle bir keresinde kavga etmiştik, ben de sana istemeden bağırmıştım. Sende bana küsmüş gibi davranmıştın fakat birkaç dakika sonra bana sarılıp 'Kaplanım biraz kızmış, sakinleştirmek gerek; öyle değil mi?' Demiştin. Sen şuan bana 'kaplanım' diyince kavgamızı hatırlıyorum, sana öyle bağırdığım için üzülüyorum." 

Beyaz tenli esmerin söyledikleriyle yüzüne bir tebessüm kondurup, köyü kahverengi irislere bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Ama güzelim böyle düşünme, ben seninle her türlü anıya sahip olduğum için mutluyum."

Esmer tenli; beyaz tenlinin söyledikleriyle büzülü, kırmızı dolgun dudaklarını düzgün hâle getirip, bir şeyler söylemek için ağzını aralamıştı.

"Yani eskiden sana bağırdığım için kırılmamış mıydın?"

Beyaz tenli gülümseyip başını sağa sola sallayarak Hayır demişti.

"Seninle geçirdiğim her an benim için çok değerli, her anımızı; iyi veya kötü olsun ayırmadan seviyorum, tıpkı seni hâlâ sevdiğim gibi."

Esmer olan, beyaz tenlinin dedikleriyle yüzüne bir gülümseme kondurmuş. Yüzü çekingen bir hale bürünmüştü. Yavaş hareketleriyle; beyaz tenliye deyen sırtını yaslandığı yerde çekip ters dönmüştü. Esmer çekingen davranıyordu çünkü, beyaz tenlinin ne tepki vereceğini bilmiyordu. Hâlbuki beyaz tenli ise esmeri; büyülenmiş gibi izliyordu.

Esmer olan; beyaz tenlinin kalın baldırlarında ters dönerek, göğsünün beyaz tenlinin göğsüne değmesini sağlamıştı. Elinden geldiğince sakin davranmak istiyordu fakat aklının bir yerlerinde beyaz tenlinin; biraz sonra yapacağı şeye ters tepki vermesinden korkuyordu.

Düşüncelerini boşverip beyaz tenlinin ellerinin yanında; ufak ve az kemikli kalan ellerini; beyaz tenlinin çenesine yerleştirmişti. Esmer, irislerini beyaz tenlinin siyah irislerine çevirip; tepkisini ölçmeye çalışıyordu.

Beyaz tenlinin siyah irislerinde sadece  kendi irislerini görüyordu. Bu yüzden endişelenmedi. Sonuçta rahatsız olsaydı 
Yüzü normal olmazdı, ama normaldi. Bu yüzden daha da hırslanıp; beyaz tenlinin belinde duran bacaklarını bi tık daha sıkmış, kendini beyaz tenlinin baldırlarına daha sert bastırmıştı.

Esmerin bu hareketi; beyaz tenlinin ağzından ufak bir inleme çıkmasına sebep olmuştu.

"Güzelim.."

Esmer olan beyaz tenlinin inlemesinden sonra; beyaz tenlinin çenesinde duran ellerini kendi yüzüne yaklaştırmış konuşmaya başlamıştı.

"Jungkook, seni öpebilir miyim?"

Esmer masumca bir şey sormuş gibi sesini daha çok annesinden izin isteyen bir çocuk gibi çıkarmıştı fakat bu beyaz tenli için iyi değildi sert baldırlarının üzerinde oturan güzeller güzeli sevdiği adam onu fazla etkiliyordu.

Esmer olan bir cevap bekliyordu. Çünkü yıllardır özlediği adamın dudaklarını sömürmek, kokusunu tüketmek istiyordu. Beyaz tenli ise bu istediklerini yerine getirecek sözler söylemişti bile.

"İstersen beni öpebilir, koklayabilir, sarılabilir ve hatta beni dar duvarlarında ağırlayabilirsin.."

BURDA KESTİĞİM İÇİN SÖVEBİLİRSİNİZ

TEŞEKKÜRLER

EE NASILDI??

Ghost ↣ Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin