2.BÖLÜM: BEDEL🎭

151 7 35
                                    

Yemeğimi yemiş odamda sarı kutunun içinden çıkanları inceliyorum.

Bir zeka küpü ve bir not çıkmıştı. Notlar elle yazılmamış oradan buradan alınan cümlelerle, sözlerle yapılmıştı. 'İçinde olan ama senin göremediğin şey ne? Bil bakalım.' yazıyordu. Benim gözüm mü kördü? Yoksa kutuda zeka küpü ve nottan başka birşey yok muydu?

Zeka küpünde üç renk vardı. Lacivert,sarı ve kırmızı. İpucu burada mı? Saklıydı. Acaba renkleri yerlerine değiştirsem bir sonuca varır mıydım?

Kutuyu alırken ellerimde eldivenler vardı. Eğer o da çıplak elle kutuyu bıraktıysa, hiç sanmıyorum ama öyle olduysa parmak izini tespit edebilirdim. Denemekte yarar vardı. Makyaj masasından bir ruj, çalışma masamdan bir bant aldım. Bir yerde görmüştüm, işe yarıyordu. Önce kutunun üstünü biraz rujla karaladım, sonra karaladığım kısma bant yapıştırıp üstüne iyice bastırdım.

Kalp ritmim yavaşça yükseliyordu. Hayatım boyunca bir kaç parmak izi almıştım ama onların makinesi vardı. Hiç doğal yöntemlerle denememiştim, bu ilk oluyordu.

Derin bir nefes aldım ve bantı çıkardım. Bantın üzerinde bir parmak izi aradım. O kadar heyecanlıydım ki bantta parmak izi olmamasina rağmen parmak izi arıyordum, sonucu hüsran zaten. Kocaman bir hüsran.

Ya eldivenlerini dışarda tuhaf karşılanmasın diye çıkarmış o yüzden ben ellerinde eldiven görmemiştim, ya da hiç eldiven takmamisti. Bana kalırsa birinci seçenekti, çünkü: Akıllı biri arkasında iz bırakmaz.

Ama eğer oldu diyelim, ben parmak izi yakalayamadım. Doğal yöntemlerle bir işe yaramadı, parmak izi makinesiyle bir sonuca varabiliriz belki.

Telefon rehberimden suç ortağım diye kaydetmek istediğim Alaz abinin numarasına tıklayıp hoparlöre verdim. Annem ile babam duysa ne yazardı? Onlar beni bu işe sürüklemişlerdi.

Telefon, üçüncü çalıştan sonra açıldı. Alaz abinin sesi fazla yorgundu, gözünü kırpmadan ekrana bakmaktan bitkin düşmüştü sanırım bedeni. "Efendim Gece" dedi çatallama bir sesle. Uyumamak için direniyordu yine.

"Niye uyumuyorsun? Şu gözüne bir uyku girsin ya. Uyku sana hasret düştü, gözün azıcık dinlensin."

"İşimi doğru bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Ge-" ismimin devamını getiremeden esnediğini duydum, esnemesinin ardından "Sen niçin aradın?" dedi.

Ben ne desem deyim onu uyutamayacağım için direk kendi konuma giriş yaptım. "Lafı dolandırmadan söyleyeceğim. Bana bir kutu geldi." Sandalyeden kalkış sesini duyabiliyordum, ben onun için çok önemliydim. Bana birşey olmasından çok korkardı, galiba beni kendine çok yakın görüyordu. Cümleme devam ettim.

"Bende belki üzerinde parmak izi bulabilirim diye daha önceden internette gördüğüm yolu denedim, tabiki işe yaramadı." dedim dalgayla gözümü devirip "Acaba başka nasıl bulabiliriz? Kimden geldiğini" diye cümlemi tamamladım.

GİZLİ GÖREV:KİMLİKSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin