Kahvaltıdan sonra okula gitmek için ayaklandık. Metehan amca "Göktuğ sen kardeşini okula götürürsün değil mi oğlum?" diye sordu. Göktuğ ile birbirimize baktık, Göktuğ "Tabi babacığım" diye cevap verdi.
Konuşmaya giren annem "Ay, hem okulu da gezdirirsin değil mi çocuğum, biraz yardımcı olursun Melina'ya" diye konuşunca gözlerimi devirdim. Aramızda bir yaş olmasına rağmen neden bana bebek muamelesi yapılıyordu anlayamıyordum. Göktuğ annemi rahatlatır bir şekilde "Tabi ki Seren hanım siz hiç merak etmeyin, Melina bana emanet" dediğinde artık sinirden köpürecektim.
Evden, ondan önce çıktım ve arabasının yanına gelip dikildim. O gelene kadar, arabanın aynasından kendime bakarak kumral saçlarımı topuz yaptım. Göktuğ gelip arabanın kapısını açtığında beni farkedince "Aa böyle olmaz prenses hazretleri hemen hizmetlileri çağıralım size bir boy aynası getirsinler" diye alay etti. "Haha ne komiksin" deyip arabaya bindim.Kocaman Batı Koleji tabelasının altında durup arabadan indik. Okulun sadece bahçesi bile benim eski okulumun toplam kapladığı alanın iki katıydı. Herkeste, benim üstümdeki gibi, kırmızı etekli okul üniforması vardı. Erkeklerinki ise siyah pantolon ve beyaz gömlekti. Bahçedeki insanları süzmeye devam ederken Göktuğ elini omzuma koyup "Batı Kolejine hoşgeldin küçük kardeşim" dedi.
Omzumdaki elini iterek, "Birincisi, aramızda bir yaş var, ikinicisi, biz kardeş falan değiliz" diye cevap verdim. "Amma oyun bozansın" deyip dudağını büzdü "Yani sana okulu gezdirmemi de mi istemiyorsun?".
Devasa okul binasına baktım ve yutkundum. Burada ben yüzde yüz kaybolurdum ama altta kalmayacaktım "Kendi sınıfımı kendim bulurum" diye çıkıştım.Göktuğ "E nasıl isterseniz küçük hanım" diyerek önden yürüyüp gitti. Gerçekten de beni bırakıp gitmişti başbelası. Ailemizin yanında olan hali ve tek başımıza kaldığımız zamanki halleri çok farklıydı. O kibarlığı tamamen sinilip gidiyordu. Bizim dünyamızda her şeyin sahte olduğunu söylemiştim...
Okulun koridorunda tek başıma yürürken F sınıfını arıyordum. Bir süre sonra aynı yerleri üç kere geçtiğim halde bulamayınca birine sormaya karar verdim. Göktuğ'ya kendi işimi kendim halledebildiğimi kanıtlamam lazımdı ama bence yardım almak hileden sayılmazda şu anda.
Hemen yanımdaki sınıfın kapısında duran öğrenciler vardı, onların yanına gidip bana sırtı dönük olan çocuğa dokundum "Pardon ?"
Çocuk arkasını döndü, beni görünce ela gözlerini kısarak gülümsedi. Yüzü köşeyliydi ve gülüşü de aşırı şirindi. Çocuk "Bir şey mi vardı?" deyince kendime geldim ve "Ş-şey" diye mırıldandım. Etrafındaki diğer çocuklar gülmeye başladı. Kendimi toparlamaya çalışıp "F sınıfını arıyordum da" diyebildim.Çocuk işaret parmağıyşa sınıfın kapısını işaret etti ve "Buldun bile" dedi. Kapıda kocaman F harfi vardı. Şapşallığımı anlayınca elimle hafifçe anlıma vurdum. Çocuk küçük bir kahkaha attı ve "Yeni mi geldin sen?" diye sordu. Ben de ona gülümsedim ve "Evet, bugün ilk günüm. F sınıfındaymışım" diye cevap verdim. "Çok iyi" dedi çocuk "Aynı sınıftayız".
O sırada zil sesi çaldı ve herkes içeri girdi. Ben de içeri girdim ve sınıfa baktım. Aynı çocuk yanındaki boş sırayı gösterek bana seslendi "Yeni kız buraya!". Gülüşü ışıl ışıl parlıyordu sanki. Yanına gidip oturdum ve elimi uzattım "Melina, yeni kız değil" dedim şaka yapar gibi. Elimi tuttu ve "Memnun oldum Melina" dedi "Ben de Doğu".
Ders bittikten sonra kimseyi tanımadığım için tek başıma dışarı çıkmak istemedim. Doğu ayağa kalktıktan sonra benim hala oturduğumu farkedip, "Gelmiyor musun ?" diye sordu. "Okulu pek bilmiyorum, tekrar sınıfımı kaybedebilirim" diye bir şaka yaptım. Doğu güldü ve beni elimden tutup yavaşça kaldırdı "Merak etme ben varım" .
Hiç tanımadığım bu çocuğun sözleri bana neden güven vermişti. Sanki çölde kaybolsam bir yerlerden çıkıp bana su verecekmiş bir gibi bir hali vardı. "Kendine gel Melina" diye düşündüm, aklıma söz geçirmeye çalışıyordum ama kalbime söz geçmeyecek gibi hissediyordum.
Doğu ile bahçede biraz yürüdük. Bana okulu gösteriyordu. O sırada birinin bizi izlediğini farkettim. Etrafıma bakınırken gözlerim onun üzerinde durdu. Göktuğ yumruklarını sıkıyordu. Göz göze geldiğimizde ise arkasını dönüp gitti. Anlamamıştım.
~•~•~
Sonunda, son zil çalmıştı. Artık eve dönebilirdim. Tabi oraya ne kadar evim diyebilirsim. Her şey üst üste, her şey çok yabancıydı.
Sınıftan çıkarken bir el beni durdurdu. Kafamı çevirip elin sahibine baktım, Doğu. Elini dalgalı saçlarının arasına soktu ve "Eve beraber gideriz diye düşünmüştüm" dedi. Gülümsedim, beni düşünüyordu. "Aslına arabayla döneceğim" dediğimde "O zaman arabana kadar gidelim" deyip yürümeye başladı. Bana cevap verme hakkı tanımamıştı. Ben de peşinden yürümeye başladım. Otoparka gidene kadar biraz sohbet etmiştik.Otopark girişinde durduk. Doğu gözümün önüne düşen bir tutam saçı hafifçe kulağımın arkasına itti ve "Sanırım yolun sonu" dedi. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Heyecandan kekeleyerek "Ö-öyle galiba" dedim, ellerimle oynuyordum. "Görüşürüz", gülümsedi ve arkasını dönüp gitti. Elimi kalbimin üzerine koyduğumda çok hızlı attığını fark ettim. Neden böyle hissediyordum anlamıyordum, daha önce bir erkeğin yanında hiç böyle olmamıştım.
Kafamı kaldırdığımda arabanın yanında bekleyen Göktuğ'yu farkettim. Elini yine yumruk yapmıştı. Nefesimi düzenlemeye çalışarak yanına doğru yürüdüm. "Naber başbelası" dedim ona, nedense neşeliydim. Ama o tam aksine asık suratlıydı. Suratının ciddi olduğunu farkedince duraksadım "Ne oldu ?"
Soruma cevap vermeden arabaya bindi. Ben de bindim ve sorumu tekrarladım "Göktuğ bir şey mi oldu?" yine cevap yoktu. Kemerimi takmamı işaret etti hiçbir şey demeden. Dediğini yapıp kemerimi taktım. Sürmeye başladı ve eve gidene kadar hiç konuşmadı.
~•~•~
Göktuğ'un ağzındanOkulda nefret ettiğim tek bir insan varsa, o da Doğu'ydu. Ve bugün onun Melina'ya bakışlarını gördüğümde içimdeki öfke daha da kabarmıştı. Onu yalnız bırakmamalıydım. Benim aptallığımdı. Bir de otoparkın önünde onun saçlarına dokunmuştu. Pislik.
Ama ona zarar vermesine izin vermeyecektim. Okuldaki bütün kızlarla adı çıkmış olan Doğu Demirok, benim kızıma dokunamayacaksın.
![](https://img.wattpad.com/cover/266378170-288-k612805.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başbelası
Teen FictionHer şeyini kaybetmiş, yıldızlardan dilekler dileyen, geceleri gökyüze bakıp yıllar önce kaybettiği babasıyla konuşan, içindeki narinliği saklamak için ruhuna demirden zırhlar giyen, kimse ona ulaşmasın diye elleriyle duvarlar ören bir kız, Melina. ...