5- Alkol ve Karanfiller

18 1 0
                                    

Doğu ilk öpücüğümü çalmıştı. Benim iznim olmadan böyle bir şeyi yapamazdı. O kadar sinirlenmiştim ki, gözlerimin dolduğunu hissettim. Üstüne üstelik, Göktuğ bizi görmüştü.

Bedenimi sımsıkı saran kolların arasından sıyrıldım. Göktuğ hızlı adımlarla yanımıza doğru geliyordu. Siyah gözlerinde yanan öfke kıvılcımlarını görebiliyordum. Hışımla koluma asıldı ve beni kendine çekti. Vücudum, onun vücuduna hızla çarpmıştı. Yüzüne baktım, ama o bana bakmıyordu. Doğu'nu gözlerine kenetlenmişti gözleri. "Ne yaptığını sanıyorsun sen ?" diye kükrediğinde, ben bile irkilmiştim. Ses telleri sanki nefret ile titriyordu o konuşurken.

Doğu ise kahkalarla gülüyordu. Öne doğru bir adım attı "Kuralları senin koyamayacağını gösteriyorum" derken hala gülüyordu. Göktuğ'nun vücudunun gerildiğini hissettim. Hala bileğimi tutan elini çözdü ve aynı koluyla beni geriye gitti. Ben geriye doğru sarsak bir kaç adım atana kadar, olan olmuştu. Göktuğ'nun bütün gücüyle attığı yumruk, Doğu'nun sarsılmasına sebep olduğunda "Dur!" diye bağırdım.

Doğu alt dudağından sızan bir kaç damla kanı baş parmağıyla silerken "Hoşlandığım kızı sahiplenmene paşa paşa izin verecek değilim" dedi. Ağzım şaşkınlıkla aralandığında bir Doğu'ya bir de Göktuğ'ya baktım. Nereye düşmüştüm böyle ben. Ne olduğunu bile anlayamıyordum. Önce Göktuğ'nun beni Doğu ile görünce ki ani değişimi şimdi de daha iki gündür tanıdğım bu çocuğun benden "Hoşlandığım kız" diye bahsetmesi...

Göktuğ yumruğunu tekrar havaya kaldırdığında "Yeter" dedim sesimin olabildiğince kendinden emin ve yüksek çıkmasına özen gösteterek. "Siz ikiniz de, kim oluyorsunuz da benim üzerimde hak ilan etmeye kalkışıyorsunuz ?"

Sonunda dikkatlerini çekebilmiştim. Şaşkın bakışlarla beni süzüyorlardı. "Sadece rahat bırakın beni" dedim titreyen sesimle ve koşarak sınıftan çıktım. Sonunda gözyaşlarım yuvalarını terk etmişlerdi. O kadar da güçlü bir çıkış yapmıştım, ağladığımı görmelerine izin veremezdim.

Okul binasından çıkana kadar koşmuştum. Arka kapıdan çıktığımda ise nefes nefeseydim. Zorla bir kaç adım daha atıp, bahçedeki banklardan birinin üzerine kendimi bıraktım. Ağlamamı durduramıyordum. Bu erkekler çok aptallardı. Kabul ediyorum, Doğu'dan hoşlanmıştım ama bana böyle bir şey yapmasına izin veremezdim. Benim iznimi bile almadan izini bırakmıştı dudaklarıma. Nefret ediyordum erkeklerden, bugün onlara olan güvenim bir kez daha kırılmıştı.

Güvenemezdim hiçbirine, çok iyi dahi olsalar, sonuçta bir gün çekip gidiyorlar. Babam da gitmişti. O benim tanıdığım en iyi adam olmasına rağmen, o bile beni bırakıp gitmişti. Babam yoktu yanımda, başka bir adam neden kalsındı ki ?

Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Eteğimin arkasını silkeleyip toparlandım ve yürümeye başladım. Eve taksiyle gidecektim.

~•~•~•

Eve geldiğimde, annemin şaşırmasından Göktuğ'nun daha gelmediğini anlamıştım. "Kızım sen neden tek başına geldin, abin nerede" diye azarlamıştı beni. "Okulda biraz daha işi varmış, beklemek istemedim taksiyle geldim" diye onu geçiştirip, yukarı çıkmak için merdivenlere doğru bir adım attım, ama annemin arkamdan gelen "Ağladın mı sen ?" sesi duraksamama sebep oldu. Gözyaşlarımın yeniden zincirlerini kırmak isteyen köleler gibi çırpındığı hissettim.

Ağlamamaya çalışarak ona döndüm ve içi rahat etsin diye "Yoo, bir şeyim yok" demeye çalıştım ama çatlayan sesim beni ele vermişti. Annem, yanıma sokulup kollarını boynuma doladığında dayanamadım, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

Annem ne bir şey sordu, ne de bir ses çıkardı, sadece saçlarımı okşadı. Hıçkırıklarımın arasında "Ben babamı özledim" diyebildim.

BaşbelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin