Çok pis kavga kaos yazasım vardı ama fikrim yoktu. Bu yüzden eskilerden yazdığımız şeyi geçireyim dedim. Merhaba Ece hi. Hi Melike. Zaten ikiniz okuyorsunuz bi yorum atın da moralim düzelsin sağ olun canlarım. Bi de azcık gruba yazın. Sıkıldım. İyi günler.
Tanrısal bakış açısı:
"Emir! Parfümümü gördün mü?" Burak neredeyse evi inleten bir bağırmayla Emir'i çağırmıştı.
"Nereye bıraktıysan oradadır Burak!" Normalde evli çiftler gibi davranan Melike ve Can'dır ama bu sefer Emir'in yapası tutmuştu anlaşılan.
"Ya ama en son sen sıktın. Sıkmadın mı?" Burak kravatını bağlayarak Emir'in yanına gider.
Emir Burak'a bakmadan konuşur. "Aşkım ben sıkma-" Ama Burak'ın çok şık göründüğü o takım elbiseyle gördüğünde dili tutulur doğal olarak. "Burak..." Burak'a doğru yürür. "Çok yakışıklı olmuşsun."
Burak kravatını düzelterek sırıtır ve Emir'e iyice yaklaşır. "O zaman bir ödül alayım."
E Burak'tan bahsediyorsak yavşaklık bir numaralı kuraldır. Emir de bunu bildiği için koluna vurarak "Hayır diyemiyorum sen böyle takım giymişken." der. "Dur biraz romantizm katalım." Emir Burak'ın yanlış bağladığı kravatını gevşetir. "Bu böyle bağlanmaz." Kravatı tekrar bağlarken konuşur. "Böyle bağlanır."
Burak Emir'in bu haline tabii ki de dayanamaz. Emir'in küçük ellerinin kravatını bağlamasını izler. Alt dudağını istemsizce ısırır. "E sen şimdi böyle yaparsan ben nasıl senden bir öpücük istemeyeyim."
Emir kıkırdar ve Burak'a yaklaşır. Burak'ın sırıtışı söner ve elini Emir'in beline koyarak kendine çekip dudaklarını buluşturur.
"SEVİŞMEYİ BIRAKIN DA ÇIKALIM!" Kapının önünden geçen Yusuf bağırır. Burak dudaklarını Emir'inkilerden ayırmaz ve Emir'le kendini Yusuf'a çevirir.
O sırada Melike'nin sesi evde yankılanır. "Eee ama sikicem artık ha! NEHİR YARDIM ET!"
Tüm bu gürültünün arasında hazırlanmaya çalışan Nehir koşarak Melike'nin odasına ilerler. "Noldu?!"
Melike sırtındaki fermuarla cebelleşirken "Bu amına kodumun şeyi kapanmıyor!" Elini fermuarından çeker ve oflar. "Kilo aldım değil mi? Kesin kilo aldım." Nehir gözlerini devirir.
"Ya gece gece yapıyorsun yemekleri tabii alırım." Nehir gözlerini kısar.
"Yemeklerime atma suçu. Ayrıca bir hafta önce denedik. Kilo falan almadık."
"YA ÇIKIYORUZ DİYORUM SİZ HALA." Emir'i hala bırakmamış Burak'a bakarak "BURAK YEDİN ÇOCUĞU!" diye bağıran Yusuf sinirle aşağıya iner.
Nehir Melike'nin cebelleşmesine daha fazla dayanamayıp fermuarını kapatmaya gelir. "Bunu yapmayı Can gelince bırakacağımı sanıyordum ama beyefendi hiç buralarda değil." Diye söylenerek fermuarla uğraşır.
Melike Nehir bunu dediğinde alay ederek konuşur. "Peh o mu yapacak?"
"Evet."
"Kan kusarım kızılcık şerbeti içtim derim de-"
Nehir bu kavgalara daha fazla dayanamayarak hızla çeker fermuarı. "Yine kavga mı ettiniz siz?"
Melike kaşlarını çatarak kaçar. "Yavaş dürzü!"
"Tamam be pardon."
"Neyse çıkıyor muyuz? Beynim sikildi şu evde."
"ARABA GELDİ NEREDESİNİZ?!" Can aşağıdan merdivene doğru bağırır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Cenaze
Non-Fictionİçimde bir cenaze var ve asla bitmeyen bir direnç. Hayata direnen küçük yaratıklar. Tüm umutlarım bitene kadar peşimi bırakmayacak yaratıklar. Her 'Bitti' dediğim zaman çok daha güçlü gelerek beni yine sömüren yaratıklar. Onlardan kurtulamıyorum. B...