Arabayı eve park ettiğimde kalbim sıkışıyordu. Eve asla giremeyip arabada can verebilirdim şu an. Deniz'in şu an o kapının ardında olma ihtimali bile beni delirtirken kesinlikle orada olacağını bilmek- Ona bağırsam mı kollarına mı atlasam yoksa yüzüne bile bakmasam mı hiçbir fikrim yoktu. Belki değişmiştir. Kokusu değişmemiş olsun. Hayır!
Ani bir kararla arabadan indim. Daha fazla bunun hakkında düşünseydim ölebilirdim. Anahtarım yanımda olduğu için baskın yapma şansım varken zili çalmadım tabii ki de. Tüm duygularımı kapattım. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.
Anında burnuma dolan koku beni adeta mest etmişti. Bir yıldır hasret kaldığım koku, onun kokusu doldurdu ciğerlerimi. Sanki tüm hücrelerime kadar hissediyordum kokusunu. Ellerim bir kez daha başladı titremeye. Bir yan etki gibiydi sanki.
Sonra o ses duyuldu. Gitar sesi. Gittiğinden beri dokunamaya kıyamadığım gitarının sesi doldurdu tüm evi. Parmaklarının gitarda gezinmesini hayal ettim. Merdivenlerden çıkıp bu manzaraya şahit olmak o kadar korkutucuydu ki bunun yerine sanki aramızda kilometreler varmış gibi hayal etmekle yetindim. Belki koltuğun kolunda oturmuş dışarıya bakarak çalıyordu şarkıyı. Gözlerini kapattığına emindim. Müziği içinde hissetmek, tüm sorunlarını unutup kaybolmak için kapatmıştır gözlerini. Yani eskiden böyle yapardı.
Bir sorun fark ettim onu hayal ederken. Yüzünü hayal edemiyordum. Değişmiş olabileceği gerçeği beni çok korkutuyor hatta nefesimin daralmasına neden oluyordu. Hatırladığım gibi olmama ihtimali kalbimi acıtıyordu.
Daha fazla bu acıya katlanamadığımdan kapıyı yavaşça kapattım. Geldiğimi anlamasını istememiştim. Derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Eğer duygularıma teslim olsaydım büyük ihtimal şu an bu evi terk etmiş olurdum. Bu yüzden yüzüme normal bir ifade takınıp merdivenleri sessizce çıkmaya başladım.
Kalbim her basamakta daha da hızlanıyordu. Ellerimin titremesini kesmek için pantolonuma sokmuştum ikisini de. Gitar sesi artarken son basamağa vardığımı fark ettim. Ne söyleyeceğimi, neler yaşayacağımı, neler olacağını bilmeden son basamağı da çıktım.
Gözlerim benden izinsiz bir noktaya takıldığında kalbim adeta teklemişti. Nefesimin hızlandığını, bacaklarımın neredeyse tutmadığını hissediyordum. Tırabzana attım elimi düşmemek için.
Gitar sesi durduğunda kalbim de eş zamanlı olarak durmuştu sanki. Bana bakan iki mavi göz kahvelerimle buluştuğunda ne kadar hasret kaldığımı anladım adeta. Okyanus gözleri parıldıyordu işte karşımda bir kez daha. Değişmiştir diye korkmuştum ya, hala aynıydı aslında. Kalbinin değişip değişmediğini bilemiyordum ama. Beni korkutan şey de buydu çoğunlukla.
(KURTULAMADIM KAFİYEDEN HELP)
"Nehir?" Adım döküldü o gül kurusu dudaklarından. Doldu yine okyanus gözleri. Kalbimin hissederken sıkıştığını koştum ona doğru hakim olamayarak kendime. Aklım sakın on sarılma diye bağırıyordu çılgınca ama kalbim adeta çıldırıyordu dokunmak için ona.
Aklımı iterek bir kenara, koydum elimi yüzüne, kaybolacağından korkarmışçasına. Doldu gözleri tıpkı benimki gibi. Titrek bir nefes döküldü dudaklarımdan. Ona olan özlemim şiddetle büyü içimde, ele geçirdi adeta beni. Okşadım yanağını sakince. Porselenmiş gibi dikkatliydim dokunurken ona, o kadar güzeldi ki.
İtti başını yavaşça elime. Dalgalı bir okyanus gibi olan gözleriyle buluşturdum ıslanmış kahvelerimi. Konuşamıyordum ne kadar istesem de. Dökülmüyordu ağzımdan o kelimeler. Sanki zincir vurmuştu zihnim dudaklarıma engel olmak için konuşmama.
Eli elimin üstünde yer alınca çekiverdim aniden elektrik çarpmışçasına. Bu kadar çabuk affetmiş olamazdı kalbim onu. Bağırdı içten içe zihnim kalbime. Kendine gel, dedi. Bize yaşattıklarını affedemeyiz bu kadar hızlı. İçimde kopan kavga gözlerime yansımış olmalıydı. Endişeli bakan okyanus gözlerinden korktuğu anlaşılabiliyordu. Kalbim hala savaşırken bu sefer ben el atıverdim duruma. Sus dedim kalbime ne kadar acıtsa da. Yapman gerekeni yap, dedi zihnim arka çıkarak bana. Derin bir nefes aldım kapatarak gözlerimi. Hazırlamalıydım kendimi onu affetmemek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Cenaze
Non-Fictionİçimde bir cenaze var ve asla bitmeyen bir direnç. Hayata direnen küçük yaratıklar. Tüm umutlarım bitene kadar peşimi bırakmayacak yaratıklar. Her 'Bitti' dediğim zaman çok daha güçlü gelerek beni yine sömüren yaratıklar. Onlardan kurtulamıyorum. B...