seven

653 92 68
                                        

jaehyun fakültenin sitesine taeyong'un inekleri sağarken çekilmiş küçüklük fotoğrafını koyalı bir gün, eski yaşadıkları yere -küçük kasabaya- geleli iki saat olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


jaehyun fakültenin sitesine taeyong'un inekleri sağarken çekilmiş küçüklük fotoğrafını koyalı bir gün, eski yaşadıkları yere -küçük kasabaya- geleli iki saat olmuştu.

taeyong sinirle önden giderken jaehyun kıpkırmızı olana kadar kahkaha atmaya devam ediyordu.

"küçükken tam bir aptaldın! hangi çocuk inekleri sağarken çekilmiş bir fotoğrafın üstüne yaşasın inekler! inek partisi! yazar ki? dur tahmin edeyim, çilek kafa lee taeyong!"

taeyong dayanamayıp yerden aldığı inek tezeğini jaehyun'un suratına fırlattı.

"HEY! LEE TAEYONG! İŞTE ŞİMDİ ÖLDÜN!"

taeyong kahkahayla koşarken jaehyun peşinden geliyordu.

kahverengi saçlı olan sonunda dayanamayıp gördüğü ilk çeşmede yüzünü yıkamaya başladı.

taeyong'un ise gülmekten yüzü kıpkırmızı olmuş, midesine ağrılar girmişti.

jaehyun yüzünü yıkarken küfür etmeyi de eksik etmiyordu. pembe saçlı olan gülmesini yavaş yavaş durdururken konuşmaya başladı.

"eve gel, sana temiz giysiler vereyim."

jaehyun üstüne iğrenerek bakmış ve taeyong'u başıyla onaylamıştı.

yol boyunca düşündü.

en son taeyong'un evine gittiğinde yedi yaşındaydı. küçük ve mutfağın her yerinde çilek kavanozları olan bir evleri vardı.

jaehyun o çilek kokan eve ilk ve son kez ağustos ayının kavurucu sıcaklarında, taeyong'un annesinin öldüğü gün gitmişti.

bir hafta sonra ise babası işlerini tamamlayıp bitirdiği için şehire geri dönmüşlerdi.

ama jaehyun'un aklında sadece geride bıraktığı minik elli çocuk vardı.

taeyong gülümsedi ve evin kapısını açtı.

jaehyun çilek kokan evi incelemeye başladı.

taeyong'un tavuklarla ve ineklerle olan küçüklük fotoğraflarını görünce gülümsedi.

aslında jaehyun küçüklüğünden beri taeyong'a imreniyordu. o koskaca evde tek başına yaşarken en azından taeyong bu küçük ve sıcak evde ona sevgi veren annesiyle yaşıyordu.

taeyong haklıydı.

jaehyun'dan daha zengindi. o zamanlar bunu düşünememiş ama şimdi anlamaya başlamıştı.

jaehyun düşünceler içinde kaybolurken kahverengi gözlerine bir fotoğraf takıldı.

taeyong ile bahçede çekilmiş oldukları fotoğraf.

üzerine ise mavi kalemle yazılmış küçük bir not.

temmuz 2009

beni sinirlendirip ağlatsan da seni seviyorum.

ve kafan şeftaliye benziyor!

jaehyun iki saniye içinde o güne gidip geldi.

ikisinin de üzerinde kot şort vardı ama jaehyun kendi giydiği şortun daha güzel olduğunu iddia ediyordu. ellerinde ise kırmızı horoz şekeri vardı. fotoğraftan sonra taeyong elinden şekerini düşürüp ağladığı için jaehyun şekerini yemekten vazgeçmişti.

taeyong'un bu fotoğrafı sakladığını ve üzerine böyle bir not yazdığını bilmiyordu.

gamzeleri belli olacak şekilde gülümseyip fotoğrafı eline aldı.

"şeftali demek?"

taeyong aniden jaehyun'a dönüp elindeki fotoğrafı almaya çalıştı ama jaehyun'un boyu ondan daha uzundu.

kahverengi saçlı olan fotoğrafı yukarıda tutarken pembe saçlı çocuğun gözlerine baktı.

"demek sinirlendirip ağlatsam da beni seviyordun?"

taeyong yavaşça yutkundu.

"seni hâlâ seviyorum."

içinden söylemiş olduğu üç kelimeyle kalbinin yerinden çıkacakmış gibi attığını hissetti.

strawberry jam : jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin