Acı

54 31 9
                                    

Bu güzel günün ardından çok güzel bir uyku çekmiştim. Uyandığımda ilk defa yaşadığım bir sabaha kalktığımı hissettim. Bugün de okul yok. Pazar günü. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonuma baktım. Yine bildirim gelmişti. Her zaman ki gibi Ahu'ydu.
-Günaydın gökyüzüm.
-Günaydın küçük hanım.
-Bana küçük hanım deme!
-Küçüksün ama.
-Hayır, sen deve kadarsın.
Kendimi tutamayıp kahkaha tufanı patlattım. Babam da sabah sabah sesi duymuş olacak ki yanıma geldi.
-Hayırdır oğlum, sabah sabah ne bu enerji?
Babama daha söylemicektim Ahu olayını.
-Hiç baba, bir video gördüm de ona güldüm.
-Sen hep gül oğlum,hep gül.
-Sen yanımda olursan ben hep gülerim.
Birbirimize gülümsedik.
-Hadi oğlum Aysun ablan çok güzel kahvaltı hazırlamış aşağıya inelim.
-Geliyorum şimdi.

Görüldü atmaktan başka bir şey yapmadığım için bana çok sinirlenmiş. Üst üste bütün sinirli emojileri yollamıştı. Babamın geldiğini söyledim ve aşağıya indim.
Kahvaltı bu sefer daha neşeli geçti. Her şey daha neşeli bugünlerde. Ben de dahil. Ahu ile konuştuğumdan beri gözlerimin içi parlıyor. Bunu etrafımda ki herkesten duydum. Bence de öyleydi. Ahu'ya baktığımdan beri gözlerimin içinde bir yıldız vardı sanki. Kocaman bir siyahın içinde çok parlak bir yıldız...

Kahvaltı bittikten sonra yine odama geçtim. Ahu'ya yazdım.
-Naber, napıyorsun güzelim.
Bu sefer küçük hanım demedim çünkü onu sinirlendirmek istemedim.
-İyiyim sonsuzum, bir video izliyordum sen napıyorsun.
-Seni düşünüyorum bende.
-:)
-Bir şey dicem.
-Dinliyorum.
-Nasıl yaptın bunu?
-Neyi?
-Beni kendine nasıl bağladın,hayata dair en ufak bir umudum kalmamışken beni nasıl hayata bağladın.
-Bilmiyorum,sende beni sana çeken bir şey var sanki. Hem dediğin şeylere bak gel de aşık olma şimdi.
Bu kız bir mükemmel.
-Kusursuz güzelsin, çok güzelsin,çok safsın,temizsin. Benimsin.
-Seninim.
Bu söz çok hoşuma gitti. Seninim. O benim. Sadece benim...

Yaklaşık yarım saat kadar konuştuk. Sonra telefonu şarja taktım ve gündelik şeyleri devam ettirmek yerine bir farklılık yapmak istedim. Babama ve Aysun ablaya haber verip evden çıktım. Kulaklığımı da aldım ve evden çıktım. Yürüyüş yapıcaktım.Yıldızlardan düştük şarkısını açtım ve merdivenlerden inmeye başladım. Hava ilk defa bu kadar güzeldi. Hafif rüzgarlı ama ılık bir rüzgar. Çok güzel. Şarkıyı dinlerken yürümeye devam ettim ve telefonum çaldı. Arayan Aysun ablaydı. Şaşırmıştım açıkçası. Genelde aramaz çünkü.
-Efendim Aysun abla.
-Furkan acil eve gelmen lazım!
-Ama neden?
-Soru sorma Furkan,eve gel!
Önemli bir şey olduğu kesindi yoksa böyle çağırmazdı Aysun abla beni. Ve sesi ağlamaklı geliyordu. Kesin kötü bir şey oldu. Adımlarımı hızlandırıp eve doğru yürümeye devam ettim. Yolun yarısında Aysun abla yine arayıp hemen eve gelmemi söyledi. Bu sefer koşmaya başladım çünkü ağlıyordu. Lütfen. Lütfen kötü bir şey olmasın mutluluğun ne demek olduğunu yeni öğrenmişken üzülmek istemiyorum. Eve vardığımda apar topar ayakkabılarımı çıkarıp içeriye doğru yürüdüm. Keşke yürümeseydim. Gördüğüm görüntü karşısında gerçekten şok olmuştum. Yutkunamadım bile. Ben bu acıyı bir daha yaşamak istemiyorum. Asla. Asla. Asla.

Bu bölümü biraz heyecanlı yerde bıraktım biraz da kısa oldu aklımda burda bırakmak yoktu çünkü ama meraklandırmak istedim. Sizce Furkan ne gördü?
Yorum yapmayı unutmayın
Sonra görüşürüz 🤗😊

Gün BatımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin