Levi ile arandaki asker-kaptan ilişkisi çoktan rafa kalkmıştı, en korktuğun da buydu. 'Yanlış' olduğu bariz bir şeyi yapmak konusunda kendine bile itiraz edemez olmuştun. Erenle ise aran yine açıktı çünkü yaşadığınız şey oldukça garipti, ikiniz de aşamıyordunuz. Bir noktada da oldukça kızgındın Levi'a da Eren'e de, ikisi de senin hayatına karışma hakkı görüyorlardı kendilerinde. Kendi içinde sorunları çözemeyeceğine kanaat getirip Sasha'ya danışmak istersin ve odasına doğru yola koyulursun.
Kapıyı tıkladıktan sonra "İçeri gel." sesinden sonra içeri girersin Sasha yemek yiyordur 'her zamanki gibi' diye düşünürsün ve gülümseyerek yanına oturursun "Sasha geçen anlattıklarımı hatırlıyorsun değil mi?" dersin "Kaptan Levi olayı mı?" der, onaylarcasına başını sallarsın ve "Beni daha çok etkisi altına almaya başladı, geçen gün az daha onu öpüyordum inanabiliyor musun?" diye cevap verirsin Sasha bir miktar şok olmuşcasına yemeğine ara verip suratına bakar ve bir anda bağırarak "Ne yaptın?" der, resmen ödünü koparmıştır sen susturmaya çalışırcasına el hareketleri yaparak "Ya Sasha bir sakin olur musun?" Sasha kendini düzelterek "Tamam sakinim" diyerek kendini inandırmaya çalışır. Devam edersin "Ve Eren galiba benden hoşlanıyor, az daha açılıyordu hatta." Sasha'nın sakinliğini koruması kısa sürmüştür "Ne senden mi hoşlanıyormuş?" diye bağırır bu sefer, sen bıkkın bir şekilde bakarsın "Tamam tamam sessizim." diyince devam edersin "Sana danışmak istedim Eren ile arkadaşlığımızı bozmak istemiyorum ." Sasha biraz düşündükten sonra "Bence oturup düzgünce konuşun, kaç haftadır birbirinizden kaçıyorsunuz." demesi üzerine ona hak verirsin, kaçmanın bir anlamı yoktur, konuşmak en mantıklısı olacaktır.
Üç gün boyunca ne ders sırasında ne de yemek yerken Eren ile konuşmak için uygun zamanı bulamazsın Mikasa onu yalnız bırakmıyordur. Artık kulübede de antreman yapmıyordur odasına gitmekten çekinsen bile en iyisinin bu olduğunu düşünürsün ve odasının yolunu tutarsın. Kendinden emin olduktan sonra kapıyı çalarsın bir süre açılmayınca 'burada yok herhalde' diye düşünüp dönmek için hareket edersin fakat kapı açılır.
"Ah şey Eren-" karşında üstsüz yeni duştan çıkmış bir Eren vardır, saçlarını havlu yardımıyla kuruturken "Bir şey mi oldu?" diye sorar. Sen içinden 'Ya insan bu halde kapı mı açar?' diye düşünmekle meşgulsündür, görmezden gelmeye çalışarak "Konuşabilir miyiz?" dersin ses tonundan ne kadar ciddi olduğun anlaşılıyordur. Eren kapıyı kapatan gövdesini çekerek "İçerde konuşalım." diyince sen onu dinleyerek odaya girersin ve sandalyeye oturursun o ise dolaba yaslanmış kollarını bağlamış bir şekilde sana bakıyordur, birbirinize bakakaldığınız zaman kendine gelerek "Üstüne bir şey geçiremez misin?" diye sitem edersin Eren farkında olmadığını belli eden bir ifadeyle "Ah evet pardon." diyerek hemen üstüne bir tişört geçirir.
Boğazını temizleyip "Artık antreman yapmıyor musun?" diye sorarsın Eren "Başka bir yerde yapıyorum." diye yanıt verir daha fazla irdelemezsin ve konuya girersin "Birbirimizden kaçıyoruz. Biz arkadaş değil miyiz, neden böyle yapıyorsun?" diye sorarsın, Eren eski duruşunu almış sanki 'duvarlarımı yıkma' dercesine kollarını birbirine bağlamıştı. "Öncelikle ilk sen benden uzaklaştın ve bana hâlâ bir açıklama sunmuyorsun, geçen yaşananlar da malum." diye cevap verince bir iç çekip bir açıklama yapma zamanının geldiğini anlarsın "Evet sorun Levi'dı." dediğin sırada Eren'in sinirlendiğini anlarsın ama devam edersin "Ben sana bir şey olmasını istemediğim için uzaklaşmak zorunda kaldım, biliyorsun Levi biraz şey." dersin doğru kelimeyi bulamamışsındır ama Eren anlamıştır. Durgun ve üzgün bir sesle "Sevgili misiniz?" diye sorunca buna bir cevabının olmadığını fark edersin "Değiliz, bilmiyorum." diye sorusuna yanıt vermeye çalışırsın, konuyu değiştirircesine "Ben yine seninle eskisi gibi arkadaş olmak istiyorum." diyerek devam edersin ama Eren olumlu bir tepki vermez "Bu mümkün değil y/n." diyerek yanıt verir
Sen soru soran ve hayal kırıklığına uğrayan bakışlar atarsın Eren devam eder "Ben senden hoşlanırken bu mümkün değil." diyerek devam eder, duymaktan korktuğun şeyi söylemiştir sonunda. İkiniz de sessiz kalmışsınızdır bir cevap veremiyorsundur, bir süre öylece kalakalırsınız. Bu garip ortamdan kaçmak için "Ben kalksam iyi olacak sen de saçlarını kurutursun, hasta olma." dersin ve sandalyeden kalkıp odadan çıkmak için yönelirsin, kendini oldukça üzgün hissediyorsundur.
Eren seni bileğinden tutar ve "Bana kaçma diyorsun ama şu an yaptığın ne?" diye sorar "Arkadaş olamayacağımızı söyleyen sendin, gidiyorum işte." diyerek bileğini çekersin ve hızla odadan çıkarsın, koridorda yürürken kafan eğik bir haldedir 'Konuşmasam daha mı iyiydi?' diye sorgularsın. Kendini hiç iyi hissetmiyorsundur olayların böyle gelişmesini istememişsindir, dokunsalar ağlayacak bir haldesindir. Aniden birisi kolundan tutup çektiğinde dalgınlığına geldiği için istemsiz olarak çığlık atarsın fakat tutan kişi eliyle ağzını kapatmıştır ve seni kendisiyle duvar arasına almıştır "Korkma." diyen sesi tanıdıktan sonra sımsıkı kapattığın gözlerini açarsın, buz mavisi gözlerle karşı karşıyasındır.
Levi elini çektikten sonra sana "Eren'in odasında ne işin var?" diye sorar bir eli duvara dayalıdır üzerinde garip bir şekilde baskı hissedersin "Konuşuyorduk öyle ayrıca arkadaşlarımın odasına girmemde garip olan ne?" diye sorarsın. "Ve neden böyle ani şeyler yapıyorsun aşırı korktum." diye de sitem edersin. Levi sinirlendiğini belli edercesine kafasını yere eğer "Ben Eren'e güvenmiyorum tuhaf bir yanı var seni boşuna uyarmadım." dediğinde ona hak vermeden edemezsin seni korkutan bakışı aklına gelmiş tüylerini ürpertmiştir. "Merak etme, zaten aramız açıldı artık 'arkadaş' olduğumuzu sanmıyorum." dersin üzgün bir şekilde. Levi yumuşamış ses tonuyla tam cevap verecekken çoğalan ayak seslerine kulak verip senden uzaklaşmaya karar verir. "İki saate odama gel." diyip arkasını dönüp gider, koridor da kalabalıklaşmıştır. Sen ise mental açıdan yorulmuş bir şekilde hava almak için bahçeye çıkarsın.
