Yeniden askeri binaya girdiğinizde, herkesin yatmış olduğunu bahçedeki nöbetçi askerler dışında kimsenin olmadığını fark etmiştin. Levi yol boyunca her zamanki gibi elini tutmuştu, yıldızların ev sahipliği yaptığı gökyüzünün altında uzun ve sakin bir yürüyüş yapmıştınız. Merdivenlerin sonuna geldiğinizde sen elini çekip odana yönelecekken Levi bıraktığın elini tekrar yakalar ''Gel yaralarına krem sürelim.'' der ve seni odasına doğru çekiştirir. Tomas'ın neden olduğu kesikler hala iyileşmemişlerdi bu yüzden Levi'ın sözünü dinledin. Odaya girip beklemeye başladın. Levi Tomas'ın öldürülme mevzusundan sonra odaların kapılarını kilitliyordu, sonuçta burası o denli güvenilir değildi sen de tedirgindin kendi kışlanıza geri dönmek istiyordun. Çalışma masasının çekmecelerini karıştıran Levi'ın sırtını izlemeye odaklanırsın ardından düşüncelere dalman da gecikmez.Levi'a duyduğun aşkı betimleyeme, tarif etmeye hiçbir kelime yetişemiyordu. İnsanı pesimistliğe yönelten bu dünyada ona duyduğun sevgi seni hayata bağlayan yegane şey haline gelmişti; buna ihtiyacın vardı kocaman duvarların sıkıştırdığı bedeninin nefes almasını sağlıyordu, yeniden hayat buluyordun. Levi aniden dönünce gözlerini istemsizce kırpıştırdın. Elindeki çiziklere, sağ işaret parmağına sürdüğü kremi nazikçe sürmeye başlar. Yaraları bir an boşverip yakınında duran Levi'ın yanağına dokundu elin, şaşırmış gibiydi yaptığı işi durdurmak zorunda kalmıştı. Aniden gözlerini kapatıp dudaklarını onunkilerle buluşturdun, sanki veda edermişsin gibi hiç bırakmadan öpüyordun. Sonunda nefes nefese geri çekildiğinde gözün hâlâ kapalıydı alnını Levi'ın alnına yaslayıp gözlerini kapalı tutmaya devam ettin 'seni kaybetmek istemiyorum.' diyerek içinden sürekli tekrar ediyordun. Odana gitsen iyi olacaktı, alkolün etkisiyle de kendini hiç olmadığı kadar dürüst ve sınırlarını aşmış görüyordun.
Geri çekildin ve yavaşça gözlerini açtın "En iyisi ben gideyim." diyerek Levi'ın cevabını beklemeden arkanı döndün ama Levi arkadan elini beline doladı ve seni kendine çekti, bir eliyle saçlarını sol omzuna doğru topladı. Elbisenin çok az açık bıraktığı sırtına narin bir öpücük kondurdu. Dokunuşları hiç ulaşılamayacak bir cenneti andırıyordu. "Sınırlarını aşmamdan korkma." dedi sen gözlerinle kapıyı izliyordun "Korkmuyorum." bu sefer gözlerin yerle buluşmayı tercih etti "Aşması gereken birisi varsa o da sensin." diyerek devam ettin cümleni bitirdiğinde elbisenin fermuarının aşağı çekilme sesi gelmişti, derin bir nefes alıp Levi'a döndün. Bu sefer o seni hayat bulmaya çalışırcasına öpmeye başlamıştı bir eli boynunu tutuyor diğer eli belinde geziniyordu. Sen de kendini ona bırakmıştın yavaşça ve sırayla elbisen ardından sütyenin ve iç çamaşırın bedenini terk edip yerle buluşmuştu.
Sabah gözlerini zorlukla ve yorgunlukla açmıştın, dağılmış saçlarınla masada çalışan Levi'a bakarsın.O an aklına dün gece yaşananlar gelir, beyaz yorgan zaten tamamen üstünü kapatıyordur ama Levi'ın kaç saattir bu şekilde uyuyan senin yanında çalıştığını düşündükçe geriliyorsundur. Hemen kıyafetlerini bulmak adına gözlerinle odayı tararsın bir sandalyenin üzerinde düzgün ve katlı bir şekilde duruyordur. Levi elindeki kitabı masaya koyar ve ardından saate bakar "Günaydın." der yine üzerinde takım elbisesi vardır, sen ise evsiz gibi yatakta oturmaya devam ediyorsundur. Levi kalkar ve ceketini alıp kapıya yönelir "Sen giyin." diyerek odadan çıkar durumun farkına varmıştır rahat bir nefes alıp yataktan çıkarsın.
Akşam olanları anlatmak adına Sasha ile odasında buluşursunuz, Sasha yiyemediğini bildiği halde etin hakim olduğu bir yemek tattırmaya çalışıyordur. "Sasha bir dur önemli şeyler anlatıcam." ağzına sokmaya çalıştığı çatalı çekip "Umarım bu sanat eserini tatmaktan çok çok çok daha önemli bir şeydir." der bir an 'çok' demesinin asla bitmeyeceği gibi bir endişeye kapılmışsındır. Oturmanı dikleştirir sanki bir toplantıda gibi ciddileşirsin Sasha da sana istemsizce uyar "Dün gece.." demene kalmadan Sasha şokla çığlık atıp ağzını kapatır. Sen anlamsız bakışlar atarak "Daha bir şey söylemedim ki." dersin Sasha'nın bu abartı tepkilerine gülmemeye çalışıyordun. "Tahmin ettiğim şey mi?" diye sorar "Tahmin ettiğin şeyi nasıl bilebilirim Sasha?" dersin Sasha meraklı gözlerle "O iş mi?" diye sorar Sasha'nın bu sorusu sen de kahkahaya neden olur, gerginliğini üstünden atmıştır. Sasha heyecanla "Detayları anlat." der biraz duraklarsınız ardından sen de ne diyeceğini bilemezsin "Vazgeçtim anlatma Heichou'yu öyle bilmesem daha iyi." diyerek ellerini havada 'hayır' der gibi sallar, sen ise gülmeye devam edersin.
İki saat sonra kapı tıklama sesiyle ayağa kalkarsınız, Sasha kapıyı açar kısa boylu zayıf, sarı saçlı erkek bir asker kapının önünde duruyordur. Sasha ile sen merakla çocuğu dinlemeye başlarsınız "Komutan Erwin yarın sabah 08:30'da keşif birliğinin askeri kışlasına doğru yola çıkmanızı emrediyor." çocuk gittikten sonra şaşkınlıkla kapıyı kapatıp birbirinize bakar ve sevinç nidaları atmaya başlarsınız. Ardından aceleyle odana dönüp eşyalarını hazırlamaya başlarsın, yorucu bir yolculuk olacaktır. Kapı çalınca açmak için yaptığın işe ara verirsin. Levi içeri girip konuşmaya başlar "Uyuyamadım." sen kaşlarını kaldırıp Levi'a yaklaşırsın ve "Benimle uyu." dersin ikiniz de birbirinize daha da açılmışsınızdır ortada sınırlar kalmamıştır, bu durum seni oldukça memnun eder.
Yazar-chan'dan herkese selamlar, smut yazabileceğimi sanmıyorum bu yüzden bu bölümü tamamen sizin hayal gücünüze bıraktım 🧚🏼♀️