Bölüm 3.

1.7K 219 197
                                    

" Eğer bana mantıklı bir teklif sunarsanız adamlarıma polislere hedef saptırmalarını söylerim. Beni tatmin etmeniz gerekiyor. "

Ranpo kimliğini Chuuya ve Dazai'ye açıkladıktan sonra böyle bir teklifte bulunmuştu. Canlı yayını izleyenler onun nerede olduğunu biliyorlardı, böylelikle kolayca polislere haber vermiş olabilirlerdi. Polisler gelecek ve bu iki katili alıp götürecekti. Fakat bu çok sıkıcı bir senaryoydu, Ranpo içinde aksiyon olmayan sürprizleri pek sevmezdi.

Teklifinden sonra birbirine bakan ikiliye yeniden konuşmadan önce Chuuya'nın kendisine doğru doğrulttuğu silahın ucunu usulca kavradı ve aşağı indirdi.

" Yetenekli kişilere benziyorsunuz. İçeride hapis yatmanızı istemem. "

Bunun üzerine Chuuya alaycı bir gülümseme ile Ranpo'nun çenesini kavradı, tüm gücünü parmaklarının üzerine verdiğinde tırnaklarının izi Ranpo'nun yanaklarına geçmişti.

" Kimle konuştuğundan haberin yok. 10 yıldır sayısız adam öldürdüm ve bir kere polis görmüşlüğüm yok. Kiminle alay ediyorsun sen? Serseri. "

O esnada araya giren Dazai bıkkınlık dolu bir nefes verdikten sonra en mantıklı olan seçeneği düşünerek Chuuya'ya, sonra da Ranpo'ya baktı.

" Hem araştırmacı hem de mafya başı olan birine ne gibi bir teklif hoş gelebelir? "

" Hey Dazai! Polislerden mi korkuyorsun? Korkak kertenkele. "

Chuuya sinirle Dazai'ye doğru silahı doğrulttuğunda Dazai silahı hızlıca ondan alarak kendi beline koydu. Ardından Chuuya'nın havada asılı kalan elini tutup yavaşça indirdi.

" Şehir merkezindeki yerimiz fazla ulu orta olmaya başladı. Üstelik yanımıza yeni açılan market bir sürü kamera taktırdı. Taşınmamız gerekiyor. "

" Bunun polislerle ne alakası var gerizekalı? "

" Şu alakası var. "

Dazai gözlerini kısa boyludan ayırıp geniş evin salonunda gezdirdi.

" Yeni yerimiz burası olacak. Polislerin böyle bir yeri bilmemesi gerek. Ayrıca, "

O sırada Ranpo'ya dönerek sordu.

" Canlı yayınında en son kaç kişi vardı? "

" 2. "

Bu beklenmedik cevap ile hem Dazai hem de Chuuya gözlerini aralamışlardı. Chuuya bu defa gülmeye başlayarak belini merdivenin korkuluğuna yasladı.

" Kendini öyle bir pazarladın ki, yayında en az 300-400 kişi vardır, hepsini yok etmek zor olacak diye düşünmeye başlamıştım. Pek de popüler bir araştırmacı değilsin sanırım, ha? "

Karşısında onunla adeta dalga geçen Chuuya'yı dinledikten sonra, Ranpo kollarını birbirine sararak cıkladı.

" Mafya yönetmekte oldukça iyi olsam da araştırmacı kimliğim yeni yeni oturuyor. Üstelik şuan mesai saati. "

Kendince açıklama yaptığında laf sırası yeniden Dazai'ye gelmişti. Artık ciddi şeylerin konuşma vaktiydi, polisler burayı basmadan evvel.

" Her neyse, şimdi bizden ne istediğini söyle Ranpo-kun. "

Ranpo az önce bağladığı kollarını serbest bıraktıktan sonra ciddi bir yüz ifadesi takınarak uzun boyluya döndü. Bu ikili yetenekli görünüyordu, bir şekilde kendi bünyesine alsa hiç de fena olmazdı.

" Eğer kendinizden biraz bahsederseniz sizden ne istemem gerektiği konusunda kararlı olabilirim. "

Chuuya Dazai'ye baktı ne söyleyeceğini bekleyerek. Zaten yeni yerleri çoktan deşifre olmuş durumdaydı, haklarında daha fazlasının bilinmesi güvenlikleri açısından iyi olur muydu bilemiyordu. Zekâ konusunda Dazai'ye güvendiğinden, sözü ona bırakmıştı.

" 5 kişilik bir ekibiz, mafya sayılır mıyız bilmiyorum. Bir intikam peşindeyiz ve bu hususta önümüze çıkan herkesi öldürüyoruz. İntikam alacağımız adama bağlı insanların hepsini teker teker yok ediyoruz. İşe yarar bir şeyler bulabildin mi? "

Ranpo bir kaç saniye düşündükten sonra elini kafasına atarak saçını kaşıdı usulca.

" İntikam olayları her zaman havalı gelir. Biz ticaret ve finansal anlamda büyümeye başlasak da şuan her türlü pisliği yapıyoruz desem yeridir. Amacımız daha çok para kazanmak, en çok paraya sahip olmak. Ah, yanlış anlaşılmasın. Parayı seven biri değilim. Çalışanlarımın iyi birer hayat sürmesi benim için önemli, tatmin oluyorum. "

Chuuya tek kaşını kaldırarak siyah saçlıya baktı. Dışarıdan gayet normal, kendi hâlinde ve zararsız birine benziyordu. Anlattıkları gerçekten garipti.

" Uzatma da bizden ne istediğini söyle. Polisler buraya gelirse işin biter. "

Ranpo ufak bir gülüşün ardından yerde olan gözlerini Chuuya'ya, ardından Dazai'ye dikti.

" Amacınız sıkıcı geldi. İntikam peşindeyseniz fazla paraya sahip sayılmazsınız, yani sizden talep edebileceğim veya sizi tuzağa düşüreceğim bir şey yok. Sıkıcısınız. "

Chuuya ilk defa bu kadar küstah ve açık sözlü biriyle karşılaştığından tüm sinirlerinin gerildiğini hissediyordu. Elini kaldırıp yumruk atacağı sırada, Dazai bileğini kavradı ve mavi gözlere bakarak o ünlü ' sakin ol ' bakışını attı.

" Pekâlâ, yollarımız ayrılsın o zaman. Umarım ağzını sıkı tutmayı biliyorsundur. Şimdi sözünü tut ve adamlarını ara. Polislerle uğraşmayacak kadar halsiz ve yorgun hissediyorum kendimi. "

Dazai Chuuya'nın bileğini bıraktıktan sonra merdivenden uzaklaşarak geniş salonun koltuk takımına doğru ilerledi. Her yer toz içinde olsa da yorgun bedenini dinlendirmek adına kendini koltuklardan birine attı. Her yer pis bir toz bulutuyla kaplanınca öksürmeye başlamıştı.

" Gerizekalı. "

Chuuya göz devirdikten sonra telefonunu eline alıp ekranda bir şeyler yazan Ranpo'ya baktı.

" Ne yapıyorsun? "

" Söz verdiğim gibi, adamlarıma polisleri burdan uzak tutmalarını söylüyorum. "

" Mesajla mı? "

" Evet. "

" Sana inanmıyorum, göreceğim. "

Chuuya Ranpo'nun telefonunu ani bir hareketle aldıktan sonra ekrana baktı. Oldukça fazla üyeye sahip bir sosyal medya grubuydu ve eski mesajlara baktığında gerçekten de Ranpo'nun bir çok emrini görüyordu. Telefonu usulca geri ona verdikten sonra omzundaki ceketi düzeltti.

" Bir yönetici olarak bu yöntemi deneyeceğim. "

Sesi kısılmıştı, dudakları bükülmüştü. Merdivenden aşağı inmeden önce yeniden Ranpo'ya baktı.

" Pekâlâ, şimdi gidebilirsin. "

Sakin bir tonda bu cümleyi kurduktan sonra merdivenden indi ve koşarak Dazai'nin uzandığı koltuğa doğru ilerledi.

" HEY DAZAI! SİLAHIMI AZ ÖNCE KIÇINA KOYDUĞUNU GÖRMEDİM SANMA. SİLAHIMI GERİ VER! "

Dazai yerinden kalkıp koltuğun etrafında koşmaya başladığında Chuuya da sinirle bağırmaya devam edip onu kovalıyordu.

Onları sakince izleyen Ranpo ise bu ikili hakkında gerçekten çok şeyi merak etmeye başlamış, gitmek yerine oturup haklarında daha fazla şey öğrenmeye karar vermişti.

Mokro [ soukoku ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin