Bölüm 14.

1.2K 180 234
                                    

Kalbi parçalara ayrılmış gibiydi. Ona aşık olmadığından emindi. Peki Chuuya'nın başka birinden hoşlanıyor olması neden midesini bulandıracak kadar canını sıkmıştı?

" Kimi seviyorsun? "

Şaşkınlıkla dudaklarından dökülen ilk şeydi bu. Chuuya neredeyse bir dakika boyunca hiç konuşmamış, öylece yere ve etrafa bakmıştı. Ardından sessizliğini bozarak gözlerini Dazai'ye dikti.

" Ayrıldığımız günü hatırlıyor musun?  O gün eve gideceğimi söylemiştim ama yalan söyledim. "

flashback

" Duygusal bir ilişkinin bize fazla geleceğini tahmin etmeliydik. İyi birisin ama yapamıyorum Dazai. "

Chuuya gözlerini uzun boyluya diktikten sonra onun bir cevap vermesini beklemeden arkasına döndü. O sırada Dazai cevap hakkını kullanmak için elini diğerinin bileğine attı.

" Chuuya, yapamadığın şey ne? Bana bir sebep ver. "

Chuuya derin bir nefes aldıktan sonra yeniden arkasına döndü.

" Ben seninle büyüdüm, hayatı seninle öğrendim. Seni deliler gibi seviyorum, evet. Fakat bir ilişki içerisinde olunca bir ton sorumluluk gerekiyor. Ben buna gelemem. Arkadaş kalmaya ve ortak olmaya devam edelim. "

Chuuya o an çok hissiz gibi dursa da içten içe acı çekiyordu. Yaptığından pişmanlık duymamak için tanrıya dua ediyor, çaresiz hissediyordu. Oradan neredeyse koşarak uzaklaşırken telefonu çaldı. Ekrana baksa da ismi görememişti çünkü gözleri dolmuştu.

" Alo? "

" Chuuya, ona söyledin mi? "

" Evet, söyledim. Canım acıyor, Kun. "

" Madem onu bu kadar seviyorsun, ayrılmasaydın. "

" Ne onunla ne de onsuz yapabiliyorum. Çıldıracağım. "

" Ah, benim eve gel. Biraz şarap içip dertleşelim. "

" Dazai'ye eve gideceğim diye söz verdim ama. "

" Sen verdiğin tüm sözleri tutacak mısın? İnsana hayal kırıklığı da lazım. "

" Peki, geliyorum. "

Chuuya dakikalar sonra Kunikida'nın evindeydi. Yatılı okuldan kurtulduktan sonra bir süre amcasında kalmış, ardından kendine ait bir ev tutmuştu. Hem Dazai hem de Chuuya ile yakın arkadaştı ve yeri geldiğinde onlara çokça yardım eden biriydi.

Birlikte içeri geçip şarapları ayarlarken Kunikida berbat hâlde görünen Chuuya'ya baktı.

" Ayrılmak istediğini söylediğinde ne tepki verdi? "

" Çok şaşırdı. Çünkü bir önceki gün seviştik. Gerçek sebebi ona açık açık söylemiş olsam da eminim o geceden dolayı ondan tiksindiğimi düşünecek. "

" Peki gerçekten öyle mi? "

Chuuya durdu ve Kunikida'ya baktıktan sonra bacaklarını kendine çekerek yere baktı.

" Hayır, çok eşsiz bir geceydi. "

" Midemi bulandırıyorsunuz. Kadınlar varken.. "

" Beni dinlemeye mi çağırdın yoksa boş laflar etmeye mi?! "

Chuuya acısını neredeyse unutup karşısındakine çıkıştığında Kunikida ellerini havaya kaldırdı.

" Tamam, tamam. Bir şey demedim. Her neyse, o hâlde artık kendi yolunuza bakın. Arkadaş olarak da iyisiniz. Hadi içelim. "

-----

" O günden sonra onunla daha yakın olmaya başladım ve kalbinin ne kadar güzel olduğunu fark ettim. Bu aralar pek görüşmüyor olsak da onu düşündüğümde huzurlu hissediyorum. "

" Anladım. "

Dazai tüm bu hikâyeyi dinlerken yere bakmıştı. Hissettiği hayal kırıklığı öylesine büyüktü ki, boğazına oturan yumru yutkunmasına dâhi engel oluyordu.

Chuuya ile ayrıldığı gün gece boyu ağlamıştı. Acısını unutması haftalar sürmüştü ve o sırada Chuuya yakın arkadaşları olan Kunikida'dan mı hoşlanıyordu?
Bu berbat hislere karşılık sadece ' anladım ' diyebilmişti. Başka ne diyebilirdi ki?

" Dazai-san! Chuuya-san! "

O esnada ikinci katın camından onlara seslenen Atsushi ile ikisi de duygusal havadan çıkıp oraya baktı. Ardından Atsushi devam etti.

" Akutagawa bayıldı ve boğazından kan geliyor! "

Mokro [ soukoku ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin