Bölüm 4.

1.6K 204 235
                                    

" Chuuya-kun, silahını doğru düzgün kullanmayı beceremediğin için 4 günlüğüne el koyuyorum. "

Dazai koltuğun etrafında dönmeye devam etti.

" Ben yöneticiyim, burada en önemlisi benim emirlerimdir! Öğren artık bunu aptal! Silahımı ver. "

" Ahahah, aman tanrım! Küçükken sütümü ver diye ağlıyordun, şimdi de silahımı ver diye ağlıyorsun. Çok geliştin Chuuuuuu-ya! "

Dazai fazlasıyla eğleniyordu Chuuya ile uğraşırken.

O esnada onları izleyen Ranpo gözlerine inanamadı. Az önce fazlasıyla tehlikeli görünen iki kişi bunlar mıydı cidden? Birer çocuk gibilerdi. Ve.. yerde yatan cesedin onların eseri olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu.

" Maceranızı bölüyorum ama gitmeden önce bu cesedin hikayesini dinlemek isterim. Merak ettim. "

Konuşmaya başladığı an Chuuya ve Dazai yerinde durup Ranpo'ya odaklanmıştı. Ranpo kirli koltukların olduğu orta yere doğru ilerledikten sonra teklilerden birinin ucuna oturdu. Biraz tozlanmak pek önemli değildi. Ona cevap vermek adına Dazai varlığını unuttukları cesede döndü.

" Ah, doğru ya. Herifi unuttuk. Dediğim gibi, intikam. Fazlasını bilmene gerek yok. "

O esnada, Ranpo bir soru daha yineleyecek vakti bulamadan kapı çalmıştı. Chuuya kapıya doğru yönelip tereddütsüz bir şekilde açtıktan sonra bekledikleri kişileri gördü. Gin, Kenji ve Atsushi buradaydı.

" Çağrınızı aldıktan sonra alabildiğimiz kadar eşyayı alıp buraya geldik, Dazai-san. "

Gin konuştuktan sonra diğerleri çoktan içeriye kutuları taşımaya başlamışlardı bile. Bu görüntüye şaşıran Ranpo gelen üçlüye, sonra da Dazai'ye baktı yeniden.

" Onlar kim? "

" 5 kişiyiz demiştim. Ekip arkadaşlarımız. "

Ranpo yüzündeki alaycı gülümseme ile bir şeyler taşıyan bedenleri inceledi. Ardından omuz silkti.

" Çok çelimsiz ve kısa duruyorlar. Belalı adamlar olmak için yetersiz değiller mi? "

Dazai Ranpo'nun baştan beri olan bu alaycı tavrına karşılık sinirlense de, en büyük silahı olan sakinliğini koruyup omuzlarını kaldırdı. Bacak bacak üstüne atıp ellerini dizinin üzerinde birleştirdikten sonra Kenji'yi gösterdi ilk başta.

" Kenji Miyazawa, henüz 14 yaşında olmasına rağmen 5 kişiyi öldürdü. En yetenekli olduğu konu halat. Halatları muhteşem bir şekilde kullanarak kurbanını köşeye sıkıştırabiliyor. "

Ardından elini Atsushi'ye döndürdü.

" Atsushi Nakajima, 18 yaşında. Judo, wushu ve jiujutsu'da çok iyi. Şimdiye kadar kimseyi öldürmese de komaya soktuğu pek çok kişi oldu. "

Hafifçe güldükten sonra Gin'i işaret etti bu defa da.

" Gin Akutagawa, başta kullandığın ' belalı adamlar ' lafını geri almalısın çünkü Gin bir kız. 16 yaşında, uzmanlık alanı bıçaklar ve hız. Muhteşem bir hıza sahiptir ve her türlü bıçağı ustaca kullanabilir. Hangi ara boynuna bir bıçak dayanacağını bilemezsin. Yanlış hatırlamıyorsam şimdiye kadar 12 kişinin boynunu kesti. "

Dazai son olarak Chuuya'ya döndüğünde, konuşmadan önce derin bir nefes aldı. Chuuya'yı anlatmak gerçekten zor olacaktı.

" Ve Nakahara Chuuya. Gerçekten anlatmama gerek var mı? Ne kadar sorunlu-- yani şey, tehlikeli bir tip olduğunu görmüşsündür. O da benim gibi ekibin en büyüğü, 22 yaşında. Ayrıca yöneticimiz. Yönetici olmasının sebebi ise sıska görüntüsünün altında gerçekten güçlü birinin yatması. Vücudunu kusursuz bir şekilde kullanabiliyor, bilek ve bacak gücü inanılmaz. Ayrıca silah kullanmak konusunda usta. Çoğu dövüş sporunda iyi. Özellikle harika tekme attığını söylemeden edemeyeceğim. "

Bir an Chuuya'ya döndü ve gülerek yeniden Ranpo'ya baktı.

" Yöneticiler genelde sinirli olur değil mi? Bizimkinde ondan bolca var. Gerçekten yetenekli biri ama orantısız güç kullanmasından dolayı sık sık tartışırız. Şuana kadar öldürdüğü kişileri saymadım. Yani, yer cücesi ama korkutucu biri olduğunu kabul etmeliyim. "

" İlla laf sokacaksın, yoksa ölürsün. Aptal serseri. "

Chuuya Dazai'ye doğru göz devirdikten sonra ikisi de Ranpo'ya odaklandı. Gerçekten şaşırmış görünüyordu. Kendi adamlarının çoğu kaslı ve tehlikeli görünen tiplerdi. Tüm belalı kişilerin böyle göründüğünü düşünürdü, fakat bu anlatılanlar gerçekse fazlasıyla şaşırtıcıydı.

" Doğrusunu söylemek gerekirse etkilendim. Yaşınız çok küçük, yetenekleriniz fazlasıyla büyük. Nasıl bu kadar geliştiniz? "

O sırada lafa giren Chuuya oldu.

" O bok çukurundan kurtulmak için çok güçlü olmamız gerekiyordu. "

Ses tonu alışılmışın dışında; endişe, hayal kırıklığı ve üzüntü ile harmalanmış bir şekilde çıkmıştı.

" O bok çukuru? "

Ranpo neyden bahsettiğini merak etmişti. Bu beşlinin hikâyesini iyice merak etmeye başlarken Chuuya ayakta durmaktan sıkılmış, orta masaya oturarak bağdaş kurmuştu. Ceketini omuzlarından indirdiğinde Dazai turuncu saçlıya baktı ve mırıldandı.

" Hasta olacaksın. "

" Bana bir şey olmaz, hadi Ranpo'ya anlat maziyi. Zaten neden bu kadar güvendiğini anlamış değilim, silah depolarımızın yerini falan da söyle Osamu, unutma sakın. Tamam mı? "

Chuuya göz devirdikten sonra önüne döndü yeniden. Dazai ise onu duymamış gibi yaparak Ranpo'ya döndü. İlk konuşan oydu.

" Endişelenmeyin, sizinle ve ekibinizle ilgilenmiyorum. Başta söylediğim gibi, sizden talep edecek bir şeyim yok. Şuan sadece merağımdan burada oturuyorum. "

Dazai yavaşça güldükten sonra koltukta geriye yaslandı. Anlatacağı hikâye öylesine uzundu ki, nerden başlayacağını bilemiyordu. Fakat bir yerden başlamalıydı.

" Biz bir yatılı okulda tanıştık. "

Ve dakikalar sürecek anlatımın ilk cümlesini kurmuştu.

------

Y/N: Selam millet! Nasılsınız? Umarım kitabın ilerleyişinden memnunsunuzdur. Ben bölümleri yazarken çok zevk alıyorum. İlerleyen bölümlerde geçmişe dönecek ve bizim bu ekibin nasıl kurulduğuyla ilgili her şeyi öğreneceksiniz. 🤟🏻

Eğer beğeniyor ve bana destek olmak istiyorsanız yıldızlamayı, yorum yapmayı ve arkadaşlarınıza önermeyi lütfen unutmayın. Sizi seviyorum, sağlıkla kalın. ❤️

Mokro [ soukoku ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin