14

1.1K 73 50
                                    

Artık elimden geldiğince haftada iki bölüm atacağım. Bir an önce sizi de sıkmadan bitirmeyi düşünüyorum. Bu demek değil ki hemen bitecek emin olun daha önümüzde uzun ve güzel bir yol var. Bu yolda istediğim oylarınız ve yorumlarınız. Umarım beğenerek okursunuz.

Jin'den

"Hyung bugün seninle uyuyabilir miyiz? Eski günlerdeki gibi. Eskiden hep birlikte uyurduk. Seninle uyumayı seviyorum bu yüzden istediğin zaman gelebilirsin Tae diyordun. Hala seviyor musun?"

Sorusu da soruydu sanki. Tabiki gelebilirdi. Ama neden ben? Sevgilisi ne güne duruyordu? Belki de bana bir şey anlatmak istiyor olabilirdi de.

Daha fazla bekletmemek için elimle yanımı patpatladım ve biraz geriye çekildim. O da mesajı almış hemen gelmişti yanıma. Yanıma yatınca ilk konuşmayı benim başlatmak gerekeceğini düşünerek konuşmaya başladım.

"Taehyung-ah bir sorun mu var?"

"Seninle uyumam için illa bir sorun mu olması gerekir hyung. İstemiş olamaz mıyım? Seni özlemiş olamaz mıyım?"

Dediklerine ne demem gerekiyordu? Eskiden olsa hiç düşünmez hemen aklıma geleni söylerdim ama şu an olaylar daha farklıydı.

"Ahh hayır yanlış anladın sen beni. Tabi ki bir şey olmak zorunda değil. İstemiş veya özlemiş olabilirsin bunlar normal. Hem ben de seninle uyumayı özledim. Eskiden çok uyurduk birlikte ama sen son zamanlarda benimle uyumak yerine Jungkook'la uyumak istiyordun zaten nedeni de belli. O zaman şu an o senin sevgilin neden onunla uyumak yerine benimle uyumak istiyorsun ki? O üzülmesin. Sonuçta benim bir sevgilim olsa ve benimle uyuyabilecekken başka biriyle uyuyacak olsa hem çok kırılır hem de çok kızardım. Sonuçta o benim sevgilim. Neden benimle uyumuyormuş ki?"

Ara vermeden kurduğum cümlelerin sonu yine benim sevgililiğime gitmişti. O kadar konuşuyorsak artık gerçekten sevgili yapmalıydım herhalde. Boşuna konuşmuş olmayız en azından. Tae için fazla gergin bir konuydu ki konuşmuyordu bende havayı değiştirmek için neşeli sesimle son düşüncelerimi söylemeye karar verdim. Hem eğlenmiş olurduk.

"Bu aralarda  hep benim olmayan sevgilimi konuşuyoruz bari gerçekten sevgili yapayım da boşuna konuşmayız. Sevgilim olmuş olur. Evet evet en kısa sürede kendime birini bulmalıyım bende."

Şakayla söylediğim sözleri ciddiye almıştı sanırım çünkü kızgın şekilde bana bakıyordu ve boynundaki damarlar belli olmaya başlamıştı.

Hadi ama illa ki bir gün sevgilim olacaktı benimde. Neden bu kadar tepki gösteriyordu anlamıyorum.

"Hayır kendine birini bulma. Sevgilin olmasın. Bir daha konusunu bile açtırmam ama olmaz başka biri olmaz. Olmaz kabul etmem. Kimse senin sevgilin olamaz."

Kızgın şekilde söylediği sözler beni şaşırtmış ve beni bu kadar paylaşmayı sevmediğini hatırlamış olmuştum. Tamam Tae en baştan beri beni paylaşmayı sevmezdi hatta diğer grup üyelerinden bile kıskanırdı ama bu kadarı da fazla değil mi?

"Taehyung-ah illa ki benim de bir gün sevgilim olacak. Bak senin de sevgilin var. Bu çok normal. Benim de ileride belki yarın belki birkaç sene sonra karşıma hayır diyemeyeceğim biri çıkacak. Yani birgün benimde sevgilim olacak diğer hyunglarının da sevgilisi olacak. Bu yüzden bunun kendini değersiz hissetmesine izin verme. Çünkü sen hala ve ileride de benim için herkesten daha değerli olacaksın. Bunu biliyorsun değil mi? Benim için yerin her zaman farklı olacak. Aynı anne baban gibi düşün senin yerin onlar için her zaman ayrı olmuş değil mi? Benim içinde sen benim olmayan küçük kardeşimsin bu yüzden benim için senin hatta hepinizin yeri farklı. Hayatıma girecek herhangi biri bunu değiştiremez."

"Hyung sadece beni sevsen olmaz mı? Sadece ben kimse değil sadece ben. Senin için sadece ben olsam yetmez mi hyung? Yetmez mi Jin?"

Bu konuşma nereye gidiyordu? Ne demeye çalışıyordu bu çocuk? Hem neden üzerime doğru geliyordu? Ne yapmaya çalışıyordun Taehyung?

Nasıl olduğunu anlamadan kendimi Taehyung'un altında buldum. Üzerime geçmiş beni sıkıştırmıştı. Ellerini de iki yanıma koyunca dönme mesafemi iyice daraltmıştı.

"T-taehyung ne yapıyorsun?"

Titremesine engel olamadığım sesimle bir cümle kurabilmiştim. Gözlerine bakmak benim için şu an çok zordu çünkü öyle bir bakıyordu ki benim içime kadar işliyordu bakışları.

"Hyung hala anlamadın mı ne yaptığımı? Artık açık oynayacağım her şeyi. Seni istiyorum hyung. Sadece seni. Ben anladım sen gidince. Kalbime ne kadar büyük bir ağırlık çöktü biliyor musun? Ben ben ya seninle ve Jimin arasında bir şey oldu diye içim içimi kemirdi. Durup dururken seni düşünmeye başlıyordum. Senin fotoğraflarına bakarken buluyordum kendimi. Telefonda konuşurken her Jimin seninle yaklaştığında benim içim yandı. Hatta ne kadar saçma bir şey söyleyeceğim şimdi hazır ol. Jungkook'u öperken aklımda yine senin dudakların vardı. Bir kaç saniyelik o dudaklarımızın değişini ben aklımdan silemedim. O dudaklarının tadını dolgunluklarını yumuşaklığını silemedim. Birkaç saniye de ne çok şey ezberlemişim bilmeden ben."

Taehyung konuştukça ben daha da şaşırıyorum sanki daha da şaşırabilecekmişim gibi. Ama o böyle hissediyorsa neden neden sevgili olmuştu biriyle? Neden ama? Hem ben ne yapacağım? Onun hissettiklerini ben hissediyor muyum?

Dur bir dakika o neden bana yaklaşıyor. Hayır hayır düşündüğüm şeyi yapma. Ben daha kendime ne hissettiğimi anlatamamışken seni itmek veya seni öpmek istemiyorum. Hayır senin sevgilin var. Ve bu benim minik Kookie'm. Onu benimle mi aldatacak yani?

Zar zor çıkıp çıkmadığını bilmediğim sesimle çaresizce tutundum adına.
"T-taehyung ne ne yapıyorsun? Bu bu çok yanlış. Hayır olmaz. Hadi uyuyalım. Sabah çok pişman olacaksın. Ha-"

Sözümü bölen sinirli sesi oldu. Sessiz dahi olsa sesindeki o ton onun bağırdığına işaret ediyordu. Sessiz bağırışı doldurdu aramızdaki o küçük boşluğu.

"Pişman olmayacağım. Asıl pişman olmak istemiyorsam bunu yapmalıyım. Duygularımı anlayamaz mısın? Çok zor değil sadece gözlerime, sözlerime ve kalbime bak. Senin için ne kadar delirdiklerine ne kadar çaresizce senin adını haykırmalarına bak. Bu yanlışsa bile ben doğrusunu öğrenmek istemiyorum hyung. Eğer bu yanlışsa hayatımdaki  en önemli doğru olur benim için. Eğer bu yanlışsa ben doğru ve yanlışı sorgularım. Eğer bu yanlışsa ben tüm yanlışlara aşık olurum. Yeter ki bana kalbime bak, hisset, yaşa. Onunla birlikte yaşa. Göreceksin yanlış dediğin aslında hayatındaki en önemli doğru olduğunu. Bana inan hyung. Bana karşı çıkma. Seni öpmeme izin ver. Senin dudaklarındaki yaşam ile yaşamama izin ver."

Söylediklerine ne diyeceğimi bilemiyordum. Ne desem yanlış olacak onu kıracaktım. Söylediği o sözleri- o sözleri kıracaktım. O kalbi kıracaktım. Ama ben onları kırmak istemedim şu an. Ben onları sarıp sarmalamak istedim. Ama bu çok yanlıştı. Peki o ne demişti? Eğer yanlış buysa tüm yanlışlara aşık olacağım.

Daha birkaç haftaya kadar bir şey yokken neden birden her şey üst üste gelmeye başlamıştı? Neden kardeşim dediğim kişi kardeşim dediğim diğer kişiyle çıkarken bana olan aşkını süslü, kalbimi çalacak sözleriyle itiraf ediyordu? Neden şu an yapıyordu? Ne değişmişti?

Ben onu kabul edemezdim. Duygularını, kalbini kabul edemezdim. O benim küçük kardeşimdi. Ve ayrıca ben bu ihaneti Jungkook'a yapamazdım. O daha çok çok küçük kaldıramayabilir. Bu sadece bir hevesti evet heves. Elde edince bırakacağı, istemeyeceği bir heves. Peki bunun heves olması gerçeği neden içimi sıkıntıya sokmuştu? Ha Seokjin ne oldu? İki tatlı söze kandın değil mi? Ne de aptalca. Sen sadece sevgiye muhtaçsın Jin. Sadece sevgi.

Peki bu sevgi için minik kardeşini harcayacak mısın?

Just You •TaeJin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin