22

924 65 45
                                    

Taehyung'tan

Evet şimdi biz neydik? Ahh ne saçma bir soru ama biz neyiz?

Ben onu öptüm karşı çıkmadı, sarıldım ellerimi itmedi aksine o da sarıldı, boynunu öptüm o da rahat öpmem için boynunu açtı, geldi beni öptü karşılık verdim. Yani bunların sonucunda biz neyiz?

Ve en önemlisi ben bunları sorgularken o benim göğsüme yatmış kollarını belime dolamış güzel güzel uyuyordu. Ayın yüzüne vuran kısmıyla yüz hatları az çok belli oluyordu. Ama o dudakları... O dudakları en göze çarpan kısımdı.

İki kiraz tanesi gibi büyük ve pespembeydiler. Gel beni öp, ye diye bağırıyorlardı. Onların isteğini yapmak çok istiyordum ama şu an uyuyordu. Uyandırmak çok iyi bir seçenek değildi galiba ama zaten 30 dakika sonra kalkmak zorundayız. 30 dakika erken uyanmış olsa bir şey olmazdı herhalde.

Biraz aşağıya kayıp yüzlerimizi hizzaladım. Önce yanaklarına minik minik öpücükler koymaya başladım. Ama hala uyuyordu. Minik burnuna, çenesine, alnına, yanaklarına yüzünün her bir köşesine minik minik öpücuklerimi bıraktığımda hafiften uyanıyor gibi oldu ama ayılamamıştı. Şimdi tam sırası diyerekten beni bekleyen iki kiraza gittim. Dudaklarımızı birleştirdiğimde gözlerini yavaşça açmış ve benim olduğumu anlayınca gözlerini tekrar kapamış ve ellerini boynuma dolamıs uyku sersemliğinin verdiği yavaşlıkla bana karşılık vermeye çalışıyordu.

Ellerim minik belini okşamaya gitmişken alarm çalmaya başlamıştı. Demekki 30 dakikadan daha az zamanımız vardı ya da ben öperken çok vakit kaybetmiştim ama önemli değil her türlü öpmüştüm onu.

Alarmı kapattığımda daha diğer üyelerin sesleri olmadığı için Jin hyungun üzerine doğru geldim. Yanaklarına minik öpücükler bırakmaya başlamıştım. Bıraktığım öpücüklerle kıkırdıyordu.

"Günaydın uykucu."

Hem öpüp hem konuşmam yüzünden boynu gıdıklandığından boynunu refleksle öptüğüm kısma kapattı. Ama ben yine de öpmeye devam etti o kısmı.

"Günay-ahmm Taehyung yavaş ol iz kalacak."

O konuşurken boynunu emmemle sızlanması bir oldu. İz bırakmamdan korkuyordu onu anlıyordum ama onu zor durumda bırakacak bir şey zaten yapmazdım. Bu yüzden iz bırakmam zaten. Ama bu demek değilki görünmeyecek yerlere iz bırakmayacağım. Bu fikirle sırıtıp opucuklerimi aşağıya kaydırdım.

Boynundan tişörtüne gelince tişörtünü bir çırpıda çıkarttım. Çok belli olmasa da olan karın kanlarıyla vücudu mükemmeldi ve ben bu süt beyazı tene bir morluk bırakacaktım. Vücudunun bir parçası olacaktı o morluk.

O morluğun ressamı Kim Taehyung olacaktı. Ben olacaktım.

Ellerimi çıplak tende biraz gezdirdikten sonra omuzlarına öpücüklerimi bırakmaya başladım. Ama buraya morluk bırakamazdım belli olabilirdi. Bu riski alamazdım. Bu yüzden biraz öptükten sonra daha da kayıp göğsüne geldim. Öpmeye başladım ve nereye izi bırakacağımı buldum.

Tam kalbinin üzerine.

Bu yüzden biraz daha aşağıya kayıp tam kalbinin üzerini öptüm. Engel olmaması için ellerini ellerime aldım ve sımsıkı tuttum.

Şimdi resam portresinin en önemli vuruşunu yapacaktı.

Tam kalbinin üzerinde dudaklarımı bastırıp emmeye başladım biraz ısırıyordum da. Bu sırada kulağıma gelen mırıltılar sızlanmalar daha da hırslanmamı sağlıyordu. O noktaya izimi bıraktığıma emin olmak için biraz geri çekildiğimde portremden gurur duymuştum.

Bembeyaz vücuttaki tek leke benim, Kim Taehyung'un iziydi.

Keşke herkes bile bilseydi ama şimdilik bunlarla yetinmem gerekecekti. İleride herkes bilecekti.

Kim Seokjin Kim Taehyung'un.

Sadece benim. Sadece ve sadece benim ve başkasının asla olamaz. İzin de vermem zaten.

İstediğimi zaten almıştım ve risk almamam gerektiği için sadece yukarıya doğru çıkıp boynunu ve dudaklarını bir kaç kez daha öptükten sonra geri çekilmek zorunda kaldım.

"Hadi kalkalım bugün büyük bir gün. Telaşlı olacağız. Yorulacağız. Bu yüzden istediğinde gel ve enerji öpücüğü verebileyim."

Alayla söylediğim sözlere bana yastığı fırlatarak cevap verdi ve büyük bir yastık savaşı çıktı. O bana ben ona derken en son Hoseok hyung ve Yoongi hyungun bizi ayırmasıyla ayrıldık.

İkimizde yatağa oturduğumuzda birbirimize bakıp kahkahalarla gülmeye başlayınca diğer ikisi deli mi bunlar diye bakıyorlardı.

Hazır yanlış anlamazlar diye düşünüp durumu fırsata dönüştürdüm ve Jin hyungu kucağıma çektim ve kulağına rahat davranmasını fısıldadım. Ne kadar söylesemde gergindi ama belli etmemeye çalışıyordu.

Jin hyungun kucağımdan kalkmamasına daha da şaşıran ikili birbirlerine bakıp odadan çıktılar. Hemen kucağımdayken kaçırmamak için öpmeye başladım ama beni itmesiyle hiçbir şey anlamadım.

"Taehyung-ah hazırlanmaliyız yeterince beni öptün bence."

Yataktan kalkıp banyoya gitti ve biraz sonra sinirle geleceğini bildiğim için yatakta oturup bekledim. Ama beklediğimin aksine sakın bir şekilde giyinmeye başlamasıyla anında yanına gittim.

"Kızmadın mı bana?"

"Neden kızacakmışım ki? Kötü bir şey mi yaptın?"

"H-hayır sadece senin hoşuna gitmez gibi geldi ondan. İz bırakmamı istemiyordun ondan."

"Görünmeyecek bir yere yapmışsın bu yüzden göz ardı edebilirim bir şey olmaz yani. Hem beni düşünüp oraya yaptığın için minik bir öpücüğü hak ettin galiba."

Gelip minicik tüy gibi bir dokunuşla dudağıma öpücük kondurup kulağıma 'hadi giyinmelisin artık. Vlive yayını var unutma.' Dedi ve yanımdan gitti.

Kalbimin kendine gelmesi için birkaç dakika bekledikten sonra gidip giyindim. Odadan çıkıp aşağıya inecekken gelen sesle durdum. Bu fısıltılar Yoongi hyung ve Hoseok hyung muydu? Yoksa onlar... İnanmıyorum. İki hyungum birlikteler miydi?

Bana söylemeleri için onları basmam gerekiyordu. Bu sabah bizi ayıran onlardı. Yani intikamımı alabilirdim.

Odaya doğru yaklaşıp birden içeriye daldım. İçeriye dalmamla yere düşen Hoseok hyung ve kapıya bakıp donan Yoongi hyunga gülüp yoksa siz der gibi parmaklarımı ikisi arasında dolaştırdım.

Yoongi hyung anladığımı anlayıp yere çöküp sevgilisinin bir şeyi var mı diye bakmaya başladı. Hey ben burada bir açıklama bekliyorum ama.

"Burada açıklama bekleyen bir kişi var yani anlatsanız iyi olur bence."

Yoongi hyung sinirle bana bakarken Hoseok Hyung utanarak başını saklamak için karşındaki bedenin boynunu buldu.

"Ne görüyorsan o ama kimseye anlatma biz anlatacağız. Şimdi gidelim sonra sana da anlatırız şimdilik kimse bilmesin yeter anladın değil mi Tae?"

Kafamı sallayıp gülerek aşağıya gittim. Yayın açacaktik. Yardım için açıyorduk bu yayını.

Herkes toplandığında yayını açtık. Anında ARMYler yayına katılmışlardı.

Başta biraz konuşmuş ve bilgi vermiş ardından bizim cevaplamamız için hazırlanan soruları tek tek cevaplamaya başlamıştık.

Sıra bana geldiğinde çıkan soru" yeni yıldan istediğin şey ne" oldu.

Ne cevap vereceğimi düşünürken Jin hyungun benim yerime verdiği cevap tüm her şeyi düsunmemi engelledi.

"Seokjin'in aşkı"

Just You •TaeJin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin