19

1K 68 20
                                    

Normalde bu saatte atmam bölüm biliyorsunuz sabahtan atarım ama elimde bölüm kalmamıştı ve yazacak bir şey bulamamıştım. Bu yüzden yeni yazdım ve uykuluyum yazım yanlışlarım varsa görmezden gelin lütfen.

Bu bölüm ağırlıklı olarak Jikook'tur.

Beğenmeyi unutmayın ve fikirlerinizi  belirtin lütfen.

💜💜💜



Hoseok'tan

Daha ne olmuştu bize Jungkook'la olduğunu söyleyeli. Şimdi de Jin Hyungtan hoşlandığını söylüyordu. En büyük hyungumuz. Onun erkeklerden en önemlisi de bizlerden biriyle çıkacağını hoşlandığını hiç düşünmüyordum. Ama Taehyung'u da kıramazdım. Birde Jungkook vardı. Onun duyguları. Ama nedense bir kere bile onu Taehyung'a karşı ilgili görmemiştim. Daha çok Jin hyunga ilgili gibiydi. Ki böyleyse olaylar çok karışırdı. Bu çok çok kötü olurdu. Her şeyden önce hayranlarımız, ARMYlerimiz vardı. Onları yüz üstü bırakmamak her şeyden önce gelirdi.

"Taehyung-ah sen emin misin? Çünkü biliyorsun Jungkook var. Yani onunla birliktesin. Bize öyle dedin. Şimdi diyorsun Jin Hyungu seviyorum. Bunlar çocuk oyuncağı değil biliyorsun. Bu karar değişikliğin sadece seni etkilemiyor bunu biliyor olman gerek. Evet en çok sen etkileniyorsun ama senden sonra grup ve ARMY var. Bir karar vermen gerek. Kararının her zaman arkasındayım. Bunu zaten biliyorsun. Eğer Jin hyungu istiyorsan yani ona karşı duygulara sahipsen ilk yapman gereken Jungkook'tan ayrılmak. İkisi birden olmaz. Birinden ayrılmadan diğerine gitmen iki taraf için saygısızlık olur. Bu yüzden iyice düşün ve hissettiklerini dinle. Eğer hislerin gerçekten sana Jin hyungun adını söylerse o zaman Jungkook'a her şeyi anlat. Ondan özür dile ve ayrıl. Ama sana bir şey söylemem gerek. Jin hyungun herhangi birimize bir şey hissedeceğinden, hissetse bile bir ilişki içine gireceğinden  şüpheliyim. Kendini buna alıştırmalısın yoksa sonunda üzülen sen olursun. Bunun olmasını istemiyorum. Bu yüzden her şeyi aklında oturt kalbinde onaylat. Böyle başla yapacaklarına. Ben her zaman yanındayım. Seçimin kim olursa olsun her zaman seni destekleyeceğim. Bu yüzden korkma. Arkanda her zaman seni destekleyen bir Hoseok hyungunun olduğunu düşün ve dimdik seçimlerini özgürce yap."

Dediklerimle gözleri dolmuş bana bakıyordu. Duygulandırmıştım galiba onu. Bana kollarını açıp koskoca sarıldı. Sürekli teşekkür ediyordu. Ve omuzumda bir ıslaklık hissetmeye başlamıştım.

"Taehyung-ah omuzumda ağladığın için üzerim ıslanıyor çekil üzerimden ağlama birde ağlanla uğraşamam çok işimiz var hem. Burada oturmuş bunlarla uğraşıyoruz birde. Kalk çabuk."

Ağlamasını bitirmesi için biraz alaycı şekilde konuşmuştum ki işe yaramıştı galiba çünkü kıkırdamıştı.

Tam Taehyung ile ayrılırken birbirimizden aşağıdan büyük bir gürültü kopmuştu. Şaşkınca birbirimize bakıp hızlıca aşağıya indik.

Jimin koltuğa oturmuş ağlıyor Jin hyung sarılmış onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonra yanımızdan elinde ilkyardım çantasıyla bir Jungkook geçti. Jimin'in ònüne diz çöktü ve dizine bakmaya başladı.

Şimdi dikkatli bakınca dizinin kanadığını fark ettim. Hemen yanlarına gittim. Ve ne olduğunu anlamaya çalıştım ama hiçbir şey anlamamıştım. Tae de benimle aynı durumda olduğundan o da etrafa ne oldu diye bakıyordu. En sonunda birinin bir şey söylemeyeceğini fark edince ben sormaya katar verdim.

"Ne oldu Jimin'in dizine? O gürültü bundan dolayı mı çıktı? Biri bir şey desin bizde burada endişeleniyoruz."

Sorularıma kimse cevap vermemiş hatta dinlediklerinden bile emin değildim. En sonunda burada olduğumuzu hatırlak için boğazımı temizledim ama bizi takan yoktu ki.

Yoongi hyungun yanımıza gelip sorgulayıcı gözler atmasıyla ofladım ve bizde bilmiyoruz gibisinden omuzlarımı kaldırdım. Yaptığıma gülümsemiş kafasını sağa sola sallamış biraz gülümsemesini bastırmaya çalışmıştı.

"Jimin-ah ne oldu sana? Anlat da biz de daha çok endişelenmeyelim."

Yoongi hyung sorduğunda gülmüş tam sanki ben sormadım mi diyecekken Jimin'in konuşmasıyla gülüşüm solmuştu. Beni insan yerine falan mı koymuyorlardı ki?

Yoongi hyung yapacağımı tahmin etmiş olmalı ki bana dönüp omuzlarını silkmiş ve havalı bir bakış atmıştı.

Bunun sonra bir şekilde intikamını alacaktım ama şimdi Jimin önemliydi. Bu yüzden tüm dikkatimi ona verdim.

"Bi-biz Jun-jungkook'la koşuyorduk s-sonra Jungkook b-birden döndü ben fark edemedim bu yüzden ona çarptım dengemi kaybedince yanındaki sehpaya çar-carptım. Tavşan sende yavaş yap. Canım acıyor. Hepsi senin yüzünden. Dizim acıyor ama benim. Hıck* senin hıck* yüzünden tavşan kılıklı seni."

Bir yandan konuşuyor bir yandan ağlıyor bir yandan da Jungkook'u azarlıyordu. Zaten bunu Jimin'den başkası yapamazdı.

"Jimin-ah şimdi Jungkook'u azarlamaya çalışmak yerine ağlamani kessen sonra azarlarlasan olmaz mı? Hem hepimiz acıktık değil mi? Birde sehpanın üzerindekiler devrilmiş kırılanlar var. Biz buraları toplayalım Yoongi hyungla, Jungkook sen Jimin'e yardım et sonuçta kendin yaptın çek cezanı, Jin hyung ile Taehyung'ta kırıkları toplasın. Namjoon hangi cehennemde bilmiyorum ama onu da bir şekilde bulun."

Hepsine görevlerini vermiş ve bundan gururlu şekilde kollarımı birleştirmiştim. Herkes bana bu salak yine bir şey başardı zannediyor bakışı atarken havamı sondürmemek için onları takmadan herkesi kaldırdım.

Bu arada Taehyung'a da kıyak yapmıştım. Jin hyungla ikisini birleştirmiştim. Yatsın kalksın dua etsin bana. Seviyorsa eğer yakın olmak ister zaten. Ben de buna yardımcı oldum.

Jimin'den

Jungkook'la ikimiz baş başa oturuyoruz. Evet ikimiz baş başa oturuyoruz. Açıkçası Hobi hyung sayesinde olmuştu birazda benim düşmem sayesinde olmuştu. Ama sonuçta şu an ikimizi oturmuş baş başa birbirimize bakıyorduk. Bu bakışmayı sonsuza kadar sürdürebilirim ama şu an o tavşan gözlerine uzun uzun bakmam doğru olmayacağı için bir fikir bulmalıyım. Ama ne? İkimizin birlikte olacağı herhangi bir şey. Buldum!

"Jungkookie şimdi biliyorsun normalde yapardım ama ben senin yüzünden düştüm ya- "

Jungkook bıkkınca sözümü kesti.

"Jimin hyung ne istiyorsan söyle uzatmana gerek yok. Zaten yapacağım. Söyle bakalım benim Jiminie hyungum ne istiyormuş?"

BENIM JIMINIE HYUNGUM DEDI O. O BANA EVET BANA BENIM JIMINIE HYUNGUM DEDI. BENIM DEDI. Galiba bakılabilirim. Bilmiyorum kalbim atmayı mi bıraktı yoksa ben mi hissetmiyorum?

İç sesim aptal kalbin atmasa bunları hissedebilir miydin ki? Diyince iç sesime bir küfür savurup karşimdaki tavşanın tatlı gözlerine gözlerimi diktim.

"Beni gezdir. Hadi sırtına al gezdir beni. Görelim bizim minik kookiemiz ne kadar büyümüş."

Elimle onu çağırmıştım. Gülerek geldi önümde eğilip beni sırtına aldı. Anında kollarımı boynuna bacaklarımı beline dolaşım kafamı da başına yasladım. Tamamen birleşmiştik. Hoşuma gitmedi desem yalan olurdu. Çok hoşuma gitmişti. Sürekli böyle durabilirdim.

"Jiminie hyung"

"Hmm"

"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor?"

Just You •TaeJin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin