25

816 53 13
                                    

Taehyung'tan

Bir insan gitmeden önce kalbimi nasıl bu kadar hızlandırabilir ki sözleriyle değil mi? Sadece söylediği bir sayfayı doldurmayacak olan sözlerle bir insan diğerinin kalbini nasıl uçurabilirdi? Bunu bana yapabilecek olan tek kişi yaptı zaten bana bunu.

Kim Seokjin.

Hayatımdaki gördüğüm tüm kızlardan daha güzel tüm erkeklerden daha yakışıklı olan Kim Seokjin.

Senden hoşlanıyorum demişti bana. Benden o da hoşlanmaya başladı artık. Hislerim karşılıksız değil artık.

Öperken beni sevmeyen birini değil beni seven benden hoşlanan kişiyi öpeceğim. Dokunurken benden hoşlanmayan kişiye değil bana dokunmak için fırsat kollayan birine dokunacağım.

Çünkü o da benden hoşlanıyor.

O çekim için gittiğinden beri hergün her saat her dakika bunu düşüyorum. Sonra aklıma geliyor acaba o da beni şu an düşünüyor mu diye? Sonra diyorum ki sen düşünüyorsan onunda aklına belki ufacıkta olsa geliyorsundur. Kendimi böyle avutuyorum.

3 gün olmuştu konuşmayalı. Telefon kullanamadığı için çekim yerinde konuşamıyorduk ama gitmeden önce dudaklarıma minik bir öpücük koymuştu. Ve 'İzlerini senden parça olarak götürüyorum sende dudaklarındaki izlerimi sakla.' diyip gitmişti.

Benim izlerim hala onunlayken onun izlerinin silinmesi em sinir bozucu şeydi. Bana bıraktığı izler geçiciydi yenilenmesi gerekiyordu. Ama yenileyecek kişi şu an benim yanımda değil.

"Taehyung-ah beni duyuyor musun? Ritmi kaçırıyorsun ve odaklı değilsin. Dikkatini buraya ver. Sen böyle yapmazdın birden ne oldu?" bugün defalarca pratik yaptıktan sonra gergin ve sinirli olan Hoseok hyung sitem ederek sordu.

Haklıydı sabahtan beri dans ediyorduk ve artık hepimiz yorulmuş ve yurda dönmek istiyorduk ama aklımı çalan kişi yüzünden odaklanamıyorum şu an hiçbir şeye. Elimden gelen bir şey yok ki.

"Biliyorum ama sadece aklım J- yok yok bir şey üzgünüm bunu yapıp provayı bitirelim. Hepimiz çok yorgunuz elimden geldikçe iyi olacağım." Diyerekten başlangıç yerimi aldım.

Şarkı başa alındı herkes pozisyonunu aldı ama olmuyordu. Bir kişi eksik biz BTS olamayız ki. Bu grup 7 kişi sonuçta. Bir kişinin olmaması çok etkiliyor ister istemez ki bu sadece grup için olan sorun kendim için olan kısmı anlatmıyorum bile.

Tam şarkıda birinci nakarat bitti odadan menajerimiz hızlıca girdi. Nefes nefese telefonla konuşuyor karşıdaki kişiye bir sıkıntının olup olmadığını soruyordu.

Bir şey mi olmuştu ki? Birden telaşlı şekilde odaya dalıyor telefonda hızlı hızlı konuşuyor bizimle göz teması kurmuyor. Kesinlikle bir sıkıntı var ama ne?

Telefon konuşması bitince bir kaç dakika mesaj yazıp bize döndü gözleri. Hepimizde teker teker gezindi en sonunda derince aldığı nefesi yavaş yavaş dışarıya üfleyerek konuşmaya başladı. "Öncelikle kötü bir şey yok. Herkes bunu bilsin kötü bir şey yok. Konuysa Jin gittiği programda rahatsızlanmış bu yüzden biraz hasta. Doktor falan bakmış bir sıkıntı yok. Bunu haber vermek istedim sadece o kadar."

Jin... Benim Jin'im... Benim hayatımın prensi hasta mı olmuştu. Ama o kolay kolay çok hasta olmaz. Demekki çok üsüttü. Yanımda olsaydı eğer ben onu ısıtırdım. Hasta da olmazdı böylece hem. Bir taşla iki kuş vurmuş olurdum.

Dedim ben ona gitme diye. Ne gerek vardı ki? Şirkete istemediğini söylemesi gerektiğini defalarca söyledim ama ben. Beni dinleyen yok ama.

"İyi olduğuna emin misiniz? Konuşabilir miyiz onunla?" Belki durumu fırsata çeviririm umuduyla sormuştum. Pek beklemiyorum olumlu cevabı ama belki belki bir umut olur.
Menajerimizin dudakları arasından çıkacak sözü bekliyorum. Tek demesi gereken 'olur'.

Biraz düşündükten sonra "çok uzun olmasa da birkaç dakikalığına konuşturabilirim. Bekleyin arayalım yapımcıyı."dedi ve telefonunda numarayı yazıp aramaya başladı. Birkaç şey konuştuktan sonra telefonu ilk Namjoon hyunga verdi bir dakika herkes konuşacak dedi.

İlk hyunglarımın ve makneamızın konuşmasına izin verdim. En son ben konuşacaktım ki arkada bekleyen bir kişi olmayacaktı.

Telefon parmaklarım arasına geldiğinde hemen kulağıma götürdüm telefonu. Odada kimse yakınımda olmadığına emin olduktan sonra konuşmaya başladım. "Jinnie iyi misin?" birkaç haşırtı geldikten sonra kısık sesi geldi. "Voo bir şeyim yok merak etme. Sadece üşüttüm o kadar. İğnemi de oldum hem. Sabaha iyi olurum. Sen nasılsın?"

Bir şeyimyok dese de iyi olmadığı sesinden belliydi. "Şimdi beni boşver sen. Neden kendine dikkat etmiyorsun? Hiç düşünmedin mi beni endişelendireceğini? Ben sana demiştim gitme diye beni niye dinlemiyorsun ki?" sesimin sitemli olmasını özellikle yapmamıştım ama ister istemez öyle çıkmıştı. Derin bir nefes almıştı herhalde ki soluk sesi geldi. "Biliyorum demiştin ve seni dinlemem gerekiyordu. Özür dilerim. Şimdi telefonu isteyecekler. Ve beni. Söylemem gereken bir şey var. Seni seviyorum voo. Kendine iyi bak görüşürüz."

Ve telefon kapandı.

Seni seviyorum dedi ve kapattı.

Seni seviyorum dedi.

Bana seni seviyorum voo dedi.

Bu adam gerçekten kalbime zarar veriyor. Hemde çok.

Just You •TaeJin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin