3

550 67 52
                                    

,,

3; itaatkâr ve inatçı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3; itaatkâr ve inatçı

-

Arabada geçen kısa diyaloglar ve dokunuşlar üzerimdeki baskınlığını bir süre sürdürmüştü. Daha önce birçok insanla bu tür temaslara girmiş ve onların ağzından çıkan patavatsız sözcüklere karşın asla utanma belirtisi göstermemiştim. Fakat Taehyung'dan almayı arzuladığım karşılık suratımı kırmızıya bürümüş, yine de bunu arzuya yormuştum. O hala bir sır küpüydü. Uzun zamandır tehlikede olabilme ihtimalimden bahsetmişti, ki işte burada devreye onun hayatımı kurtarışı giriyordu. Güvenilir biri olmasa beni kurtarmazdı değil mi? Veyahut şuan evinde olmazdım.

İki katlı malikâne esmer adamın görünüşünün aksine gösterişli değildi, lâkin paranın kokusunu kristallerle süslenmiş avizeden dahi alabilirdiniz. Oturduğum yerde gözlerim tablolarda gezinirken, elimdeki şapkayı çantamın üzerine koydum. Esmer tenli adam, ya sanata yalnızca ilgi duyan birisiydi ya da sanatını icra eden bir sanatçıydı. Çünkü duvarlar koyu renklerin tonlarıyla tasarlanmış tablolardan geçilmiyordu. "Pekâlâ," dedim gözlerimi karmaşık bir tablodan çekip karşımdaki adama çevirirken.

"Artık bir şeyler duymaya ihtiyacım var. Babamla alakan ne?" Benim tabloya baktığım dakikalarda, onun beni bir türlü rahat bırakmayan iri gözleriyle artık karşı karşıyaydım. Elini yanağında gezdirirken, demir yüzükleri sürtünüp esmerliğine rağmen teninde kırmızı izler bıraktı. "Babanla çok önceden tanışıyoruz, bize zamanında karşılığını veremeyeceğimiz kadar fazla yardımı oldu. Onun sayesinde iş açısından birçok sıkıntıdan kurtulduk."

Kulaklarım onu dinlerken gözlerim dudaklarını izliyor, kelimelerini bir bir seçiyordu. "Ne iş yapıyordunuz?" dedim ona benzer bir sesle. Çoğul konuşuyordu ve bu beni daha da meraka sürüklemekten başka işe yaramıyordu. Zira grup halinde yapılan iş olmadığına emindim.

Dudaklarını birbirine sürtüp, "Legal işler değildi, bir grup gençtik, küçük küçük hırsızlıklar yaptık. Her zaferimizde biraz daha fazlasını istedik, sonra işi biraz büyüttük." dedi alnına yapışmış kahküllerini geriye yatırarak. Yorgun olduğunu belli eden baygın gözlerini kapatıp açtı. Israrla hareketlerini takip eden gözlerim, birkaç damla ter süzülen alnında gezindi. "Woo vurgunu gibi,"

Onu dikkatle dinlerken, kulağıma ulaşan sözcüklerle gözlerim bu kez şokla açıldı. Yanlış anlayıp anlamadığımı tarttım bir süre, lâkin sözcükleri oldukça gerçekti. Yüzüm bedenimle birlikte istemsizce gerildi. Yanılmıyorsam yaklaşık 6-7 yıl önce gazetelerin manşetlerinde, kanalların haber postlarında, insanların dillerinde dönen büyük woo vurgunuydu bahsettiği. Ülke kalkınamayan ekonominin, insanlara zorluk yaratmasının sonrasında bu soygunun yaşanması, şüpheleri ekonomi açısından mağduriyet yaşayan halka çekmişti. Haberlerde anlatılanlara göre dudak uçuklatacak miktarda para telef edilmişti.

23+29 | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin