2

597 77 52
                                    

,,

2; bir ölüm meleği güzelliğinde, kim taehyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2; bir ölüm meleği güzelliğinde,
kim taehyung

Korku.

Hissettiğim onca şeyin arasından birisini cımbızla çekip çıkaracak olsaydım, bu kesinlikle korku olurdu. Şimdilik herhangi bir zarar görmememe rağmen, her saniyede bir mideme ağrı vuruyor, nefeslerim birbirine takılıp dışarıya hırıltılı çıkıyordu. Ölümün benim için hiçbir şey olacağını düşünürdüm, belki de bundan birkaç dakika önce de, fakat gelin görün ki asla öyle değilmiş. Eğer öyle olsaydı, en başından beri para kazanıp, kendime bakmak yerine, bir köşede kendi kendime ölmeyi beklerdim. Bir babam yoktu ve annem hiç var olmamıştı.

Dar koridorda sırtımdaki çantayla ilerlerken, adımlarımı sağlam basamamama sebep olan yanımdaki bedendi. Çok iri bir adam değildi, fakat benim bedenimin yanında daha güçlü bir görüntü sunuyordu göze. Tek koluma geçirdiğim çantanın sapını sıkıca tutmaya devam ettim. Yoğun stresten dudaklarımda et kalmamıştı ve buna rağmen ona karşı hamle yapmamamın nedeni varsa, oda bana ters düşen korkak hislerimdi.

Mekândan çıkarken fazla dikkat çekmemek için kafama hep siyah bir şapka geçirirdim, yine aynı şeyi yapıp spor şapkamı takmıştım. Küçük at kuyruğu yapılan saçım arka aralıktan çıkıp her adımımda iki yana sallanmaya başlamıştı.

Dar koridordan kırmızı loş ışıkların sarmaladığı geniş alana çıktığımızda, gözlerim usulca etrafta dolandı. Çoktan sahnede bıraktığım etki sona ermiş, insanlar orta alanda kendi kafalarına göre hareket etmeye başlamışlardı. Yüzümün görünmemesi için taktığım şapkayı kullanıp, başımı hafifçe yere eğdim. Fakat ter ve temas kokulu onca insanın arasından çıkışa ulaşmak, bir çin işkencesinden daha beterdi. Siyah saçlı adam biraz çaprazımda önden ilerlerken, iri elini arkaya uzatıp belime koymuş ve bedeniyle açtığı yoldan biraz daha kolaylıkla ilerlememi sağlamıştı.

Normal zamanlarda gösteriden sonra kalabalık pek kalmazdı, bugünse çoğu günün aksine insanların mekândan dağılmadıklarını gösteriyordu. Belime yaslanan iri el bedenimi yönlendirmeye devam ederken, "Gözlerini aşağıda tut," dedi esmer adam, kısık sesiyle.

Baslara hiç durmadan gümleyen yüksek müziğe rağmen, onu her şekilde duyuyordum. Mırıldansa dahi, o derin sesi üzerimde baskınlık kurardı. Uyarısını görmezden gelerek iri gözlerimi, yakın temastan kaçınmayan birkaç insanda gezdirmeye devam ettim.

Onun otoriterliği yalnızca benim inat duvarıma çarpıp durana kadar sürerdi. "Tam şu anda senden kurtulabilirim, farkındasın değil mi?" dedim dudaklarım hafifçe iki yana gerildiğinde. Belki biriyle, tek bir kişiyle göz göze gelmem yeterli olabilirdi. Sırtımdaki elini, beyaz tenimde parmak izinin çıkacağından emin olduğum kadar sert bastırdı. Parmağındaki birkaç demir yüzük tenimi yavaş yavaş sızlatırken, burnumu kırıştırdım.

23+29 | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin