Selam .d
Bölüm neden geç geldi ben de bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey, eskisi gibi yazamıyor oluşum..
Umarım bunu bölümlerde belli etmem.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, yanlış yazdığım yerleri düzeltmem için belirtebilirsiniz. Sizlerin yorumları ile kendimi geliştireceğim bunu unutmayın 🥺💛
İyi okumalar 💛
*************************************
"Merhaba, ben senim. Senin içindeki sesim. Nereden geldiğimi bile anlayamadığın ama içinde olan bir ses. Bana ihtiyacın var, her zaman karşında olacağım. Herkes seni bırakacak, şizofren gibi gözükeceksin ama kimse olaya senin gözünden bakmayacak. Şiiri olmayan bir şair, söyleyeni olmayan bir şarkı gibi ortada kalacaksın. İşte o zaman ben sesleneceğim sana. "Buradayım, tam karşında!"
Kafamı yastıktan kaldırıp bir ruh gibi karanlık odaya baktım. Ayağa kalkıp yavaşça odadan çıkıp mutfağa yürümeye başladım.
"Işık neden yanıyor?"
Omuz silkip mutfağa yürüdüm, biri su içmek için gelmiş olmalıydı.
Mutfağa girdiğimde Sema'nın bir şeyler aradığını gördüm. "Ne arıyorsun?"
Konuşmamla irkilip hızla bana baktı ve geri geri adımlayarak kollarını arkasına koydu. "Bir şey mi saklıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Hayır, ben de şimdi gidiyordum." telaşlı hâline daha çok şaşırırken yanımdan geçti. Omuz silkip su içmek için dolabın yanına ilerleyip bardak çıkardım. Bardağı tezgaha koyarken farkettiğim şey ile şaşkınlıkla o tarafa ilerledim.
Bu, bu kan'dı!
Kafamı çevirip Sema'nın geçtiği yerlere bakarken yerde duran kan damlalarını gördüm.
Su içmeyi bırakıp Sema'nın kaldığı odaya doğru ilerlemeye başladım. Banyonun yanan ışığını görünce adımlarımı durdurup banyoya ilerledim.
"Derinden kesersem ölmez miyim?"
Sema'nın sesi ile kapının önünde durdum.
"Ama Nisa bana her şeyin güzel olacağını söylemişti. Burası hayatımı düzeltebilirmiş, sen de inansana."
Banyo da başka biri daha mı vardı?
Kapıyı yavaşça açıp içeri baktığımda Sema'nın yere çökmüş ve dümdüz karşıya baktığını gördüm.
"Bunu yapmak istemiyorum, zorlama beni."
Ağlayarak elindeki jiletleri havaya kaldırdı. "Bunlarla kendimi çizmemi istiyorsun. Kollarıma bak, ben bu izleri nasıl saklayacağım?"
Kollarındaki izleri görünce ellerim istemsizce ağzımın üstüne gitti.
"Hepinizden nefret ediyorum!" birdenbire çığlık atıp elindeki tüm jiletleri karşıdaki duvara fırlattı.
Hızla yanına gidip arkasından sıkıca sarıldım. Titriyordu.
"Sus, yalvarırım sus!" ellerini saçlarına koyup kafasını iki yana sallamasıyla ne yapacağımı bilemez bir halde durdum.
Ne yapmam gerekiyordu?
"Söz verdim yapamam, beni rahat bırak." dedi.
Bana mı diyordu? Arkasından çıkıp önüne geçtiğim zaman bana baktı. İrkilip hızla ayağa kalktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
5. KAT
Teen FictionBir milyon dolar karşılığında; aylarca tanımadığınız insanlarla, bütün teknolojik aletlerden uzak, dışarı çıkmama şartı ile aynı evde kalır mıydınız? Bir oyunun içinde kalmış beş kişi, işler istedikleri gibi gitmeyince kaçmayı deneyen ama kaçamayan...