《22》

121 5 80
                                    

     2026     

William çalan telefonuyla uyandı. Homurdanarak telefonu açmak için telefonunu eline aldı, Steven arıyordu.

İç çekti ve telefonu açtı.

"Efendim Steven? N'oldu da arıyorsun bu saatte? Pazar günü hem de."

"Nasıl yani, sen hala uyanmadın mı? Saat öğlen bir William!"

Steven istemeden sesini biraz yükseltince William yüzünü buruşturdu.

"Steven, sağır olmam için biraz daha bağırman gerek. Hadi ha gayret, bağır."

"Dalga geçme de dinle beni."

"İyi, söyle n'oldu?"

"Ben saat 2 buçukta Laura ile akademinin oradaki AVM'de buluşacağım, yanında Claire da olacakmış. Diyorum ki acaba sen de mi gelsen?"

"İyi de ben ne alaka?"

"Ya biraz kafan dağılır diye dedim. Hem yalnız da kalmamış olursun. Sen gelir misin, ona göre Laura ile konuşacağım da."

William iç çekti. Son zamanlarda oldukça sıkıldığı için bu fikir ona kötü gelmiyordu.

"Tamam, gelirim. AVM'nin önünde buluşuruz."

William, Steven sayesinde biraz da olsa daha iyiydi. Hala Vanessa için üzgün olsa da en azından artık evden çıkabilecek gücü buluyordu. Bu durum ikisini daha da yakınlaştırmıştı. Ama artık Vanessa'ya karşı hisleri yoktu, sadece haline üzülüyordu, onunla arkadaş kalmayı çok isterdi.

Telefonu kapattığında başını tekrar yastığa koydu, amacı sadece "5 dakika" daha uyumaktı.

Ama o farkında olmadan tam 1 saat uyumuştu.

Uyandığında korkuyla saatine baktı ve şoka uğradı. Steven ile buluşmasına sadece 1 saat kalmıştı ve akademi ona çok da yakın değildi.

Yataktan fırladığı gibi dolabına gitti, giyeceği kıyafetleri çabucak seçti. Giyinir giyinmez cüzdanıyla telefonunu kapmasıyla evden çıkması bir oldu.

Koşarak metro durağına gitti, AVM'ye en iyi metroyla gidebilirdi. Metrodan indikten sonra bir süre de yürümesi gerekecekti ama tüm enerjisini metroya koşarak tüketiyordu.

Metroya binince uzun uzun soluklandı, öyle ki metrodaki birkaç kişi ona dönüp bakmıştı. Ama bu onun umurunda değildi.

Metroda inmesi gereken durağa gelince yine son hız koştu, metroda yeteri kadar enerji depolamıştı.

Koşarken saatine baktı, 5 dakikası kalmıştı ve o yolun yarısına bile gelememişti.

Buluşacakları parka geldiklerinde tam tamına 10 dakika geç kalmıştı. Steven sıkılmış bir edayla onu bekliyordu.

"Kusura bakma geç kaldım, ben..."

Steven onun sözünü yarıda kesti.

"Uyuya kaldın, biliyorum."

"Nereden?"

"Saçların ve yüzünden. Yeni uyandığın ve buraya koşarak geldiğin o kadar belli ki. Ayrıca yüzünü bile yıkamamışsın. Şu hale bak ter içindesin. Kanka sen işe başlayınca ne yapacaksın? Ayılar senin kadar uyumuyor."

William koşarken o kadar yorulmuştu ki gözlerini bile deviremedi.

"Neyse, sen biraz soluklan. Bir de şu yüzünü yıkayalım, bizim kızlara bu çapaklarla görünemezsin."

SENE: 2476**yeniden yazılıyor**Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin