𝐒𝐢𝐱

8.1K 520 535
                                    

Bu bölümü rosieparkrose97 ithaf ettim. Umarım erken zamanda dilediği her şey yolunda gider. Keyifle okumana bak ❤️

Bu arada 3k yazdım, bir sürü yorum bekliyor olabilirim çünkü üç günde bir yb atıyorum. Çok zorluyor beni. Artık haftada bir atmaya çalışacağım :)

Her neyse yine düzenlenmeye üşenilmiş bir bölümün başındasınız. Roseanne'nın bir karakter olduğunu unutmadan ona hakaret ve küfür etmemeye çalışın. Yoksa sizi engellerim. ✋

"Bugün daha iyisin sanki?" Elinde ki soğuk kahveyi her seferinde dikleyip duran Jisoo en sonunda telefondan başını kaldırıp yanımda oturan Yeri'ye döndüğünde, bende ona döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bugün daha iyisin sanki?" Elinde ki soğuk kahveyi her seferinde dikleyip duran Jisoo en sonunda telefondan başını kaldırıp yanımda oturan Yeri'ye döndüğünde, bende ona döndüm.

Yeri kızgınlık dönemlerini üst safhada, büyük bir libido ile geçirirdi. Ve burnumuzdan getirirdi. Normal halinde bile edepsiz, utanmaz bir yapısı varken kızgınlıktayken akla hayale sığmıyordu. Ve kızgınlığını yeni atlatmış biri olarak şimdi sakindi, aksi halde onu bir alfanın üstüne atlamadan tutmak ne mümkündü.

"İyi iyi, yoksa onu şuan alfalardan koparıyor olurduk." Başını omzuma yaslayan Joy, bıkkınlığını diline yansıtmaktan geri durmaksızın sızlanıp kollarını koluma sardı.

"Abartmayın, o kadar azgın değilim." Oturduğumuz masada bulunan herkes onun bu dediğine göz devirdiğinde gülümsemeden edememiştim. Kendisi bile bu dediğine inanmazdı.

"Tabii tabii kesin öyledir." Lisa, alaya alıp telefon ekranına geri dönmüş ve yanındaki Momo ile beraber birilerini stalklamaya devam etmişti.

Arkadaş grubum birbirinden bağımsız insanlardı.

"Siz geçin dalganızı, geçin." Somurtarak kollarını göğsünde bağlayıp, bana döndü.

"Sen neden bu kadar suskunsun?" Konuyu bana çeken Yeri'ye içimden küfürler savururken, tedirginlikle Lisa, Jennie ve Jisoo'ya baktım. Ne zaman bu suskunluk, dalgınlık konusu açılsa beni sorgulayıp üstüme geliyorlardı. Ve ben her seferinde kaçmayı beceriyordum. Benden bir açıklama beklediklerinin farkındaydım.

Ama analatacak ne vardı ki? Var olsalar bile iç açıcı oldukları yönünde ki düşüncelerim beni dumura uğratabilirdi. Beni böyle çıkmaza sürükleyen durum, onları da sıkmaktan başka bir işe yaramazdı. Ki ayrıca bu konuyu iki kişi dışında birileri bilince yayılması olağandı.

Ama bunu bilen iki değil üç kişiydik. Tuhaf bir şekilde, Jeon Jungkook ile olan her muhattabımda eksik olmazdı Kim Taehyung.

"Biraz hastayım da, konuşacak halim yok." Her sorana bu cevabı veriyordum. Daha yaratıcı yalanlarım yoktu. İnandırıcı değildi çünkü sapasağlam görünüyordum ama işte bu kısa cevap üstelemelerini engelliyordu en azından.

broken moonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin