Bu söylenildikten sonra telefon kapandı. Dream'in gözleri Techno'ya döndü. Gözlerini maske deliklerinden hafifte olsa görebilen Techno, kendisine gelen görevi çok iyi anlamıştı. Kafasını onaylar bir şekilde salladıktan sonra kapıya doğru adımını attı.
''Techno, eğer bu görevinde başarısız olursan işten atılır ve babanın yanına geri dönmek zorunda kalırsın. Eğer böyle bir olay yaşamak istemiyorsan bu görevi hallet.''
Bunları duyan Techno'nun tüyleri diken diken oldu. O adam... O adamın elinden zar zor kaçabilmişti. Ve sığındığı yer burasıydı. Acaba babası onu merak etmiş miydi? Tabiiki de! Kim neden her zaman vurabileceği bir kişiyi özlemesinki. Onu ölesiye dövebildiği, boğmaya çalıştığı, kemiklerini kırabildiği..
Techno kafasını bu düşüncelerden kurtarmak için kafasını iki yöne salladı.
''Bu görevi başarıcam. O çocukların ikisinide bulucam.''
Techno bir adım daha attı. Ve durdu. Boğazında hissettiği soğuk şeyle durdu.
''Daha baştan hata yaptın. Sadece Toby isimli çocuk. Diğer çocuk umrumda bile değil. Sadece o çocuk.''
Techno boğazına değen bıçaktan uzaklaştı ve kafasını aşağı yukarı salladı. Kapıya ulaştığında bu adamın kendi patronu olduğu için lanet okudu.
''Punz, benimle gel. Polislerin yanına gidicem. Tanınmamam lazım. Yani anladın sen.''
Punz kafasını onaylar bir şekilde salladı ve Techno'nun peşinden yürümeye başladı.
Kısa süre içinde binanın içinde olan ''Kıyafet odası'' yazan yere girdiler. Punz, yanında bulunan polis kıyafetlerine bakmaya başladı. Techno ise bulunan sandalyenin tekine oturdu. Punz heyecanlı ve mutlu görünüyordu. Techno onu bu şekilde görmekten iğrenmişti.
''Bu nasıl? Gittikleri polis okuluna ve sana uygun bir forma. Denesene sonrasında kafa bölümünme geçeriz.''
Techno kafasına salladı ve giyinme odasına doğru ilerledi. Bu tür işlerden nefret ediyordu. Üzerinde bulunan siyah gömleğin düğmelerini yavaşca açmaya başladı. Gömleği tamamen üstünden attıktan sonra ellerinde bulunan polis üniformasına bakıp yüzünü buruşturdu. Bu üniforma ona annesini hatırlatmıştı. Neden bu okula gitmek zorundaydı? Neden? Anneside bu okuldan mezun olmuştu...
Üniformayı üstüne geçirdi. Ve kapıdan dışarı çıktı. Punz elindeki boyaları yere bıraktı ve Techno'nun yanına koştu. Kıyafetleri üstüne çok güzel olmuş ve onu yakışıklı gösteriyordu.
''ÇOK İYİ OLMUŞ!!''
Techno gözlerini devirdi ve yerdeki boyalara baktı. Yerde pembe boyalar vardı.
''Pembe? Neden pembe?''
Punz biraz durduktan sonra boyalara koştu ve eline aldı. Renk toz pembesiydi.
''Sana yakışır diye düşündüm. Uzun saçlarına uygun bir renk.''
Techno kafasını salladıktan sonra Punz'ın eliyle gösterdiği yere geçti. Kendisini garip hissediyordu. Bu ilk kılık değiştirişi değildi. Neden bu şekilde hissettiğini anlamıyordu. Kafasını soluna çevirip boş beyaz duvara bakmaya başladı.
''Saçlarının çok güzel olucağından eminim ama kafanı düz tutman lazım.''
Techno hafifce gülümseyip kafasını önüne çevirdi.
*******
Olaydan neredeyse 3 saat geçmişti. Fakat Alex korkudan titriyor ve ağlıyordu. Arkadaşlarının ikisinide kaybetmişti. Hatta tekini kendisinin öldürdüğü bile söylenebilirdi. Dört kere ellerini yıkamıştı. Ve elindeki kanlar gidesiye kadar dersini soymuştu. Elleri kanıyordu. Ama bu hiç umrunda değildi. Elini yeniden tırnaklamaya başlayacaktıki kapı çaldı. Kafasını kaldırıp kapıya doğru baktı.
''Alex? Orada mısın?''
Alex'in gözleri sıkıca kapandı ve kendini ayağa kalkmaya zorladı. Kapıya doğru yavaş adımlarıyla ilerledi ve kapıyı açtı. Kapıyı açtığında ellerinin kanlı ve yara içinde olduğunu hatırlayıp arkasına sakladı.
''Neden aramalarıma cevap vermedin?''Telefonunu hatırlayınca içinden kusma isteği geldi. O telefon..
''Uhh.. İşim vardı.. Tele-telefonumu bırakmışım..''
Alex yeniden titremeye başladı. Kendini zorlayarak titremeyi durdurmaya çalıştı.
''Yalan söylemede hala berbatsın.''
Kapıda duran Toby kafasını eve doğru uzattı. Berbat görünüyordu. İlgisini çeken şey yere atılmış kıyafetler ve ışığı hala açık olan lavabo oldu. Kafasını yeniden Alex'e çevirdi.
''Işık açık kalmış. Ve.. Sen iyi misin? Bembeyazsın. Bir şey mi oldu?''Alex kafasını hızlıca arkaya çevirdi. arka taraf berbat durumdaydı.. Kafasını yeniden Toby'e çevirdi ve gülümsemeye çalıştı.
''Uhhh.. D-dalgınlıktan olmuş olmalı.. Ku-sura bakma.''
Alex zar zor yutkundu. Toby'nin bu tür şeylere çok dikkat ettiğini biliyordu.
''Alex sen iyi değil-!''
Alex'in bedeni beyaz mermerden olan zemine yığıldı.
-------
WOOOOOOO-
Yb geldi nası hissediyosunuz?Bölümü neşeliyken yazmam ayrı bi konu- Neyse- kesin hata yaptım but- WE DON'T CAREEE-
Umarım beğenmişsinizdir!
Öpüldünüz! MUWWAH!!(Kelime sayısı: 584)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
/Justice../-Technokity!
أدب الهواةEvine dönerken gelen aramayla başka bir yola dönen Alex evine geldiği an pişmanlık yaşamıştı.. ------------ Technokity! Umarım beğenirsiniz!